13 Ekim 2008

25

Evet 25...


Nino'nun blogunu okuduğumda düşündüm.


Tesadüfler hayatımızı ne kadar şekillendiriyor diye düşünüp bir kez daha şaşırdım.


Ben 25'inde evlendim...


25'inde boşandım...


Bilemedim seveyim mi sevmiyeyim mi şu 25'i...


Sonra canım kız kardeşim Şuşum aradığı hayat arkadaşını buldu ve evlenmeye karar verdi.


Düğün tarihi 25'ti...


Sevmeye karar verdim 25'i...


Öyle güzeldin ki ilk seromoni de...




Herşey başladığı gibi gidiyorsa;


Güzel olacak herşey 25'inde, 26'sında ve sonrasında...
Mutluluklar dilerim...


17 Eylül 2008

Hayat Şaşırtır...

Bir öğrencim geldi bugün. Nasıl da multu oldum. Resim öğretmeliğini kazanmış.
Beni de görmek istemiş.
Hiç değişmemişsiniz dedi. Hala güzel ve sımsıcaksınız.
Şaşırmış boşanmama. Sizin gibi harika bir insanı neden bırakır ki bir adam dedi.
Güldüm.
Hayat onu daha hiç şaşırtmamıştı.
Oysa ben biliyordum;
bir adamı ya da kadını terk etmek için çok sebebe ihtiyacınız yoktur aslında.
Bunun karı koca olmakla da bir ilgisi yoktur.
Arkadaş da satar adamı dostta.
Ağır gelir hepsi İNSANA.
Değerli tek şey şudur:
Verdiğiniz sözleri tutabilecek kadar insan mısınız?
Eğer cevabınız hayırsa zaten...
Satarsınız ananızı da!
Bu aralar merakla bu soruyu soruyorum.
Bir arkadaşınıza verdiğiniz sözleri tutabilecek kadar insan mısınız?
Ya bir dostunuza...
Hayatınızın kadınına...
Erkeğinize...
Kendinize cevap verebilecek kadar insan mısınız?
Bir öğrencim geldi bugün.
Gurur duydum onunla ve kendimle.
Sizin gibi bir öğretmen olmak istiyorum dedi.
Olmuştu da.
Söylediği bir cümle neler de düşündürdü bana.
Kalbimi açtığım adam, kadın ve çocuk...
Nerdesiniz?
Kendinize cevap verebilecek misiniz?

09 Eylül 2008

Komik Tesadüfler...

Hayat garip tesadüflerle dolu...

Bu yaz kızlar grubu tatil yapacaktık.

Kızlardan biri evlenmeye karar verince programda küçük bir eksiklikle davem ettik tatile.

Bizim ekip aynı...

Yedik, güldük, yüzdük ve bol bol oyun oynadık.

Grubun tek erkeği beni 100 üzerinden 100 ile en komik ilan etti ve tahmin edin beni kim takip etti: SERPİL

Peki en terbiyeli kim sorusunun cevabı ne oldu dersiniz : HİÇ KİMSE

Evin küçük kızı evleniyor dedim ya...

Biz de bir heyecan.

Bir keyif sormayın gitsin.

Bizin kız da çaktırmıyor ama evlilik olayının .okunu çıkartmak konusunda suçu hep bizim beklentilerimize atıveriyor.

Yakın çevrem bilir ki; kendi düğün seromonim ve olaylarımda hiç birşey yapmayarak rekora gidecektim.

Ahtım var bir daha evlenirsem kesin eş adayım ve ben başbaşa uzaklara dünyanın en romantik kara parçasına gideceğiz ve 1 ay balayı yapacağız.

İsteyenin bi yüzü vermeyenin...

Bu arada tam da küçük kız kardeşe sevinirken...

Bir haber geldi. Kendi içlerinde birbirini bu kadar iyi tamamlayan iki arkadaş olur mu dediğim canlar biz boşanıyoruz dediler.

Hay allahım birine sevin 3'üne üzül...

Dedim ya hayat komik tesadüflerle dolu diye.

Mahkeme günü el ele tutuşmuş alışveriş yaparken rast geldiğimiz bir arkadaşım bayılıyorum size dedi hala ilk günkü gibi aşıksınız. Güldüm; "Yaklaşık 1 saat önce boşandık" dediğimde yüzündeki ifadeyi görüntülemek isterdim.

Dedim ya hayat komik tesadüflerle dolu diye.

Bugün toplaantıdan çıkmış odama doğru yürürken düşünüyordum bu hayat böyle gitmez diye...

Bir arkadaşım sen istemediğin için biri yok hayatında dedi.

Doğru muydu?

Ben mi istemiyordum.

Bunları düşünerek odama girdim ve iş arkadaşım sizi biri aradı ama adını bırakmadı arkadaşınızmış dedi.

Normalde aramam basireti bağlanmış bir şekilde telefonu elime aldım.
Numarayı çevirdim ve ses tanıdık geldi.

O kadar yakın...

O kadar tanıdık...

O kadar uzak...

Ama içimi ısıttı.

Haklıydılar...

Ben istemediğim için hayatımda biri yoktu.

Eve geldim.

Müziğimi açtım. Eski bir tanıdığa telefon açtım.

O kadar yakın...
O kadar tanıdık...
O kadar uzak...


İçim üşüdü...

Doğruydu...

Ben istediğim için hala yalnızdım.

Hayat komik tesadüflerle dolu.

Keşke bu gece kapımı tesadüfen çalan sen olsan.

Sana geldim desen.

Kendimi aldım ve sana geldim.

Hiç başlayamadığımızı yaşamaya...

Hiç bitmeyeni bitirmeye geldim.

Tesadüfen bu gece ben sana inansam.

Tesadüfen...

24 Temmuz 2008

Blonde... Attractive... But Not Fool

Uzun yıllar fındık kabuğu kahve tonlarında olan saçlarım, son 18 yıldır kızılın her tonu oldu ve şimdilerde sarı kahve tonları...

Gören herkes hem fikir farklı bir çekiciliğim varmış. Havam değişmiş ve de en önemlisi yüzüm güzelleşmiş. Bak bak bak...

İnsan hayatında tesadüfler vardır hani; denk gelir. Sanırım bu saç rengi değiştirmek ve sonrasında alınan övgüler tam da bu duruma "denk".

Evet kendimi iyi hissediyorum.
Evet üzerimde garip bir enerji var.
Evet güzel bakıyorum.
Evet kendime güvenim yüksek.

Ama bunların hiçbiri benim sarışın olmamla ilgili değil.
Neyle mi ilgili :)
Sizce ???

19 Temmuz 2008

SONUNDA

Bugün internetim de bağlandı ve artık tekrar düzenli yazılar yazabilirim.
Hayat kendi düzenini kurarken biraz zamana, bolca sabıra ve tabi ailenin, dostların ve kendinin desteğine ihtiyaç oluyor. zaten bunlar olunca herşey de öyle güzel oluyor ki;
Kısaca olanlar:
  • Yüksek lisans ilk yılı başarı ile tamamladım.
  • Yeni evime güzel evime taşındım.
  • Kariyerim açısından çok önemli olan bir işi sıfır hata ile sonuçlandırdım.
  • Tatili hak ettim ve haftaya tatildeyim.

Sonrası... Yine sizlerleyim.

Ve çokkkkkkkkk mutluyum.

07 Mayıs 2008

ŞAİR ŞİİR GECE

Ne zamandır yoğun programımda vakit bulamazken iki satır yazmaya...
Ne olursa olsun yazacağım bugün artık bloguma :)

Herşey aslında işte böyle başladı. Yanı birbiri ile uyumlu satırlar yazma çabasıyla.
Sonra böyle gecelerden birinde bir arkadaşım telefonunu birine vereceğim sana bir şiir okuyacak dedi.

Biri aradı sonra; güçlü bir ses selamladı beni.
1-2-3 derken şiirler birbirini takip etti. Kelimelerin çağrıştırdıkları sıralandı aralara.

Bir kaç gece sonra ben yazdığım bir notu gönderidim şaire adını bile bilmediğim halde.

"Sen ki benim düşüm.
Düşüşüm
Sen de kaldı gülüşüm.
Sonrası...
Hayata küsüşüm"

Sordu bana;
"Kaç kırgınlık sığdırır ki insan yüreğine?"
Cevapladıp sessizce;
"Yüreğinin genişliğince..." diye.

Ne çok sevdim seni ben.
Ne çok aldandım sana.

Güzelim bu günlerde. Arkadaşlarım öyle diyor.
Bir ışık varmış gözümde.

Ne çok severdin sen ışığımı.
Nasıl da en bi kadınındın ben senin.
Kirpiğini seviyorum demiştin.
En çok kirpiğinin ucunu.

Şair şiir gece...


Karanlık bir ormanda ışık hüzmesi nerelerden aldı beni nerelere götürdü.

En çok sevip en çok aldandığıma.
Kırmızı bir arabaya.
Bir tren yolculuğuna.
Yağmur da kocaman kır papatyalarına.
Bir kahvenin kokusuna.
Bir otel odasına.
Havuza.
İlk kez pencereye yaslanmış Bursa'yı seyrederken rastladığım aşka.


Siz nerelere gidersiniz yağmurun kokusuyla.
Ya da bir şarkı melodisi
veya bir şairin mısrasıyla.

Ben gittiğim yerlerden mutlulukla döndüm.
Fark ettim ki ancak geri de çokkkkkkkkk geri de
anı olacak kadar geride bırakınca gülümsetiyor yaşanmışlıklar.

İçindeyken zordur acıyı taşımak bilirim.
Sen uzaklaşırsın, vardığın yerden bir bakarsın
Mazi olmuş tüm anlar.

Mazideki anlarınızın mutluluk olanları çok olsun dilerim.
Bir de dilerim müptelası olmayın acının
Şuşumun dediği gibi
"İZİN VERİN GİTSİN"













01 Nisan 2008

TAMAM EN AZINDAN BİR YERLERDEN BAŞLADIM

Evet evet...
İnanmayacaksınız ama bir yerlerden başladım.
Mesela 5-6 tane yeni kolye yaptım.
Sonra yeni insanlarla tanıştım.
Değişimi başlatmak için harcadığım çabanın sabahında yataktan mutlu kalktım.
Mutlu, huzurlu ve gülümseten bir pazar sabahında takıldı işte aklıma bir soru.
Değişimi devam ettirebilecek miydim acaba?
Ya da istiyor muydum gerçekten.
Şuşumun dediği gibi izin verecek miydim bu sefer.
Bilmem göreceğiz.
Yazacağım mutlaka.
Neden zorlandığımı ve nerede takılıp kaldığımı...