07 Mart 2019

Sıkışıp Kalmak

Aslında hissiyatım bu. Sıkışıp kalmak. Çaresiz olmakla birlikte, çözümü bilip de yapamamak arasında sıkışıp kalmak.

Uykusuz gecelerin bir sebebi vardır. Her zaman. Ya yürek çığlık çığlıktır ya da kafa duman.

Fenadır.
Ruhun;
Kısır bir döngünün nerede başlayıp nerede bittiği belli olmayan katı haline bürünür. 
Bir süre sonra gözyaşı ile sıvıya dönüşür.
Sonra derin bir nefes alırsın gaz olur.

Yok oldu sanırsın.

Olmaz!

Gaz haldeki su buharının ani sıcaklık değişiminin etkisiyle çevresine ısı verip sıvı hale geçmeden direkt katı hale geçmesine kırağılaşma dendiğini öğrendiğimde gülümsedim. 

İnsanın kısır döngüsünün kırağılaşma hali saçına yansır. 

"Neden saçların beyazlanmış arkadaş..." namesinde ki, damdan düşenin halini damdan düşen anlar meselesi tam da budur işte. 

Uykusuz geceler... 

Sen yaşam bulursun bir taşın boşluğunda. 
Güzelsindir, neşeli, renkli ve hatta soğuk havalara inat baharın habercisi...
Oysa taş gelişmene, yayılmana izin vermez.

Sen bahar oldum sanırsın... 
Taşı görmezden gelip yaşama sevinci ile dolup taşarsın. 

Ne çok yenildin, Beckett'in dediği gibi..

"Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil."

Taş olsan kalırdın. 
Sen çiçek oldun. 
Soldun.
 


 Bursa, 09:51 - 4/52