07 Mayıs 2008

ŞAİR ŞİİR GECE

Ne zamandır yoğun programımda vakit bulamazken iki satır yazmaya...
Ne olursa olsun yazacağım bugün artık bloguma :)

Herşey aslında işte böyle başladı. Yanı birbiri ile uyumlu satırlar yazma çabasıyla.
Sonra böyle gecelerden birinde bir arkadaşım telefonunu birine vereceğim sana bir şiir okuyacak dedi.

Biri aradı sonra; güçlü bir ses selamladı beni.
1-2-3 derken şiirler birbirini takip etti. Kelimelerin çağrıştırdıkları sıralandı aralara.

Bir kaç gece sonra ben yazdığım bir notu gönderidim şaire adını bile bilmediğim halde.

"Sen ki benim düşüm.
Düşüşüm
Sen de kaldı gülüşüm.
Sonrası...
Hayata küsüşüm"

Sordu bana;
"Kaç kırgınlık sığdırır ki insan yüreğine?"
Cevapladıp sessizce;
"Yüreğinin genişliğince..." diye.

Ne çok sevdim seni ben.
Ne çok aldandım sana.

Güzelim bu günlerde. Arkadaşlarım öyle diyor.
Bir ışık varmış gözümde.

Ne çok severdin sen ışığımı.
Nasıl da en bi kadınındın ben senin.
Kirpiğini seviyorum demiştin.
En çok kirpiğinin ucunu.

Şair şiir gece...


Karanlık bir ormanda ışık hüzmesi nerelerden aldı beni nerelere götürdü.

En çok sevip en çok aldandığıma.
Kırmızı bir arabaya.
Bir tren yolculuğuna.
Yağmur da kocaman kır papatyalarına.
Bir kahvenin kokusuna.
Bir otel odasına.
Havuza.
İlk kez pencereye yaslanmış Bursa'yı seyrederken rastladığım aşka.


Siz nerelere gidersiniz yağmurun kokusuyla.
Ya da bir şarkı melodisi
veya bir şairin mısrasıyla.

Ben gittiğim yerlerden mutlulukla döndüm.
Fark ettim ki ancak geri de çokkkkkkkkk geri de
anı olacak kadar geride bırakınca gülümsetiyor yaşanmışlıklar.

İçindeyken zordur acıyı taşımak bilirim.
Sen uzaklaşırsın, vardığın yerden bir bakarsın
Mazi olmuş tüm anlar.

Mazideki anlarınızın mutluluk olanları çok olsun dilerim.
Bir de dilerim müptelası olmayın acının
Şuşumun dediği gibi
"İZİN VERİN GİTSİN"