Ne garipsin aşk
Zamansız bir gidişin ardından
Karda kalmış yapraklar gibisin
Bilirim;
Üzerine düşen kara değil üşümen
Sen en çok
Yüreğine düşen kederlerde titrersin
ince
ince
Yaprak yaprak damlar senin acın
Kendi ağırlığınca düşüp
Sessizce toprağa karışırsın
ince
ince
Güneş vurunca kahveliğe
Buhar olup ulaşırsın sen maviliğe
Ne garipsin aşk
Zamansız bir gidişin ardından
Sağnak sağnak
Yağarsın
ince
ince
Kimse bilmez rengini
Bazen çelik bir mavi olursun
Bazen solgun bir menekşe pembesi
Ağlarsın
yüreğine
yüreğine
ağlayan bir kış gibisin aşk
eriyorsun
ince
ince
ben seni okurken readerdan ve nefes nefese kalırken bazı yerlerde, hani çok bildiktir bu hisler, o acı, o elemin çekilişi, bir tür karın ağrısı gibi feci hissedilir,hani diyordun ya bir yerinde "Kimseyle konuşmuyordum kendimden başka, sanki başkalarına anlatırsam, ayrılık güçlenecekti."
YanıtlaSilhani başkalarına anlatınca gerçek olur ayrılık, hani ayrılınca dersin ki o ilk gün kendi kendine; senden ayrılalı bir gün bile olmadı, hani uyuyupta uyanmadım henüz, ben seni okuyorken okuyormuşsun beni,ikimizinde canı yanıyormuş ya o anlarda ve şimdi, birden sen hiç üzülme istedim, senin bu çok bildik, insanı kendine alıştıran feci kendine yakın hissettiren kelimelerin, yüreğin sen hiç üzülme istedim , bazı ruhların sancılarının hiç geçemeyeceğini çok önce öğrenmiştim oysa.
:(( ama aşkk hep bahar getirmezmiydi..ağlamak yerine gülmezmiyidi..
YanıtlaSilüşeyen bir yüreği ancak üşümüş bir yürek ısıtır ve haklısın bazı ruhların sancısı hiç dinmez sevigli y...
YanıtlaSilaşkın başı bahar sonu kış bence ateşimin böceği :) ağlamakta gülmekte aşka dair... olsun varsın aslında, hiç olmamamızdan, hiç tatmamış olmaktan iyidir...
YanıtlaSil