24 Mayıs 2024

Bir Karavan Hikayesi

 



Ömrümün ikinci baharına denk gelen en güzel hikayedir: MAVİŞ

Az süsleyeyim, biraz da pullayayım da, nesilden nesile bir aşk hikayesi gibi anlatılabilsin.

***

5-6 sene önceydi, dünyayı dolaşmak isteğimin üzerinden epeyce zamanlar su olup akmış, serde gençlik vardan bir ayağı çukurdaya mey etmeye yüz tutmuş fani ömrümde, elde avuçta tutulabilen niyetler heba olmasın diye, niyetine girdiğim yollarda Avrupa'dan da bir kaç ülke görmüştüm. 

Gel zaman git zaman hayat arkadaşım; yol arkadaşım, dostum, sırdaşım olunca... Hayalim gerçeğim olsun istedim ki ne denk geliştir o hayal... 

Hayal dediğin içte bir kurt, konu konuyu açınca gelip baş köşeye gözünü dikiyor, dikiyor da, konuşmanın seyri hep "emekli" olma gerçeği ile sonlanıyor, beyhude geçen ömrümdeki bu caanımm hayal, ülkenin ekonomik gerçekleri ile yüzleşmekten yorgun düşüyor, kurt dediğin durduğu gibi durmuyor, kemiriyor da kemiriyor. 

***

İşte o 5-6 sene önce günlerin günleri kovaladığı günlerden bir gün, hayal, koşa koşa geldi konunun en can alıcı yerinde sahnesini aldı, ama ne alış! 

Allah denk getirdi derler ya, bence o an o andır, dedik neden olmasın... 

İki aracı  topladık, eldeki avuçtaki bilgiye böldük, sonuç oldu mu sana bir araç... Ama ne araç? Nasıl bir araç?

Soru salonun orta yerindeki avizeye asıldı kaldı, uzun bir süre denmeyecek kadar ama asla kısacık bir zaman da değil. 

Geliyoruz gidiyoruz soru ile kafa kafaya veriyoruz. Binek olacak, ekonomik olacak ama dağa taşa vurdun mu da ağlayıp sızlamayacak, ya Rab! nidaları ile geçen günlerden birinde, bir de ülke ekonomisi vermez mi sinyali ucundan.

Sinyale gözü kapayıp girdik yola... 

Kısa sürede tesadüfün taşları kaderin ağlarına denk düştü... 


Yılların emeği ile taranmış, "google sağ olsun" sonsuz kaynağındaki bilgiler ışında temeli atılmış karavancılık hikayesi kısa sürede, üstelik emekliliği beklemeden ilk meyvesini verdi: Rengi, modeli, yaşı, boyu, huyu bizden, yakışıklı bir arkadaş evimizin "aile" arabası oluverdi. 


Mavi gri renkli, Caravelle "Team" model aracımızın arka üçlüsü yerine konan bir kamp mutfağı dolabı, "Alamanyalardan" getirtilmiş bir arka kuyruk çadırı ile serüvenden serüvene, yollardan yollara karavancıyız edasıyla dolanacaktık ki, adı olmayan bir karavanın camiada kabul görmeme ihtimalleri üzerinden, adını tekerine üfleyip yollara revan olduk: "Maviş, Maviş, Maviş"

***

Aradan geçen 4 yılın sonunda, evrilen hayaller ve deneyimler sonucunda geçen yıl biriktirdiğimiz avrolar duman olmadan önce Mavişi "pop up" çatısı ve iç mobilyaları ile mini bir campera dönüştürdük.  O değişimden beri Maviş mutlu biz daha mutlu yollardayız anlayacağınız. 


Cuma oldu mu "nereye" soruları, perşembeden belli olur kampçının kaderi zeytinyağlıları ile rakılar, balıklar, etler, peynirler ile kurulan dost sofraları ile şenlenen hayatımız, bir çokları için "hayat size güzel" iç çekişlerine sebebiyet verse de, "hayatı bize güzel kılan" yüreğimize, bakış açımıza, tercihlerimize zeval gelmesin dileriz. Herkese de hayallerini gerçekleştirme fırsatı bulacağı bir ömür. 

***

Kimi zaman bir göletin kenarında, kimi zaman bir dağın başında, kimi zaman antik bir kentin kıyısında, kimi zaman denize nazır, bazen bir gün doğumunda, bazen bir ay ışında, zaman zaman ıssızlığın ortasında, nadiren kalabalığın orta yerinde, her şeye rağmen, Maviş denince, dilimizde hep  bir "iyi ki..." 

***

Şimdi dönüp baktığımda, ertelemedik, idealleştirmedik, mükemmeli arayış değildi bizimkisi ki zaten ne ekonomik olarak ne de bilgi olarak o noktada değildik. Denemek istedik, sınırlarımızı, kısıtlarımızı, yapabileceklerimizi ve yapamayacaklarımızı görmek istedik. Geriye sayıma başladığımız bu günlerde, emeklilik için kurduğumuz hayaller bambaşka bir noktada. Maviş tabi ki yol arkadaşımız ama artık, sınırlarımızı biliyoruz, yolda olmanın hazzını ve bize sunduklarını da!

Bir arkadaşım her yola çıktığında "hazırım, bana hazırladığın sürprizlere hazırım, senden dileğim, iyiye, hayra, gelişimime ve yoluma katkı koysunlar" de demişti. Diliyorum ve artık biliyorum ki, "yol insanı insana çıkarır"

İnstagramda;

#y2ymaviş ile binlerce kilometre yol yaptık, sayısız manzaraya uyandık. 25ten fazla ülke gördük, sayısız şehir ve kasabadan geçtik.

*

Hayatımıza girdiğinden beri bize öyle iyi geldi ki... Dostlar edindik. Güldük, eğlendik, öğrendik, dinlendik.

*

Yapar mıyız ki diye çıktığımız yolda, yapabildiğimizi ve elbet yapamadığımızı gördük. Mesela, kurbağa sesleri ile bir geceyi sabaha bağlamak epeyce zorken, manzaraya kanıp kurbağaları unutmak kolay.

yazmıştım. 

"Issız bir yerde korkarım ben"den, "ıssız bir yer bulsak keşke"ye varan yolculuğumuzda kurbağalar önemli bir detaydır bize hayatı anlatan. 

Demem o ki, hayali ertelemek size bir şey katmaz, kaçırma olasılığını yükseltmek dışında, ama denemek, bir yerinden başlamak çok yol almanıza sebep olur. Belki yolun başında anlarsınız o sizin gerçeğiniz olamayacak kadar sizden ötededir, belki daha ilk başta anlarsınız, aslında nereye baksanız oradadır. 

Bir yazı okumuştum, bazıları başarının hayalini kurar, diğerleri erken kalkıp o başarı için çaba harcar minvalinde bir şeydi. 

Hayal kurmak güzeldir, hayalin yoluna revan olmak daha güzel. 














8 yorum:

  1. İmrenerek okudum, ne güzel bir hayalin gerçek olması. <3
    Mavişinizle nice güzel gezilere, sağlıkla, keyifle. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Ekmekçikız, umarım yolumuz da yolculuğumuz da daha pek çok yıl devam eder. Sevgiler :)

      Sil
  2. Her Maviş'li yazı okuduğumda helâl olsun diyorum. Çok çadır kurmuş sökmüş, hep söylediğim gibi otomobil dünyasına doğmuş biri olmama rağmen, benim asla yapamayacağım bir şey. Yoksa konformist bir karakter mi oldum belli bir yaştan sonra.:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaş önemli diyeceğim ama karavanla gezerken öyle hikayelere denk geldik ki, belki de yaştan bağımsız olarak konformist olmak belirleyici oluyor. Mesela ben hiç çadırda kalmadım, hatta 47 yaşına kadar hiç kamp yapmadım. Denedik ve gördük ki, yapabiliyoruz. Zamanla konfor alanımızı da geliştirdik. Kabul etmek gerekir ki, özgürlük duygusu öyle baskın ki, güçlüklerini bir şekilde bertaraf ediyoruz, şimdilik ;)
      Sevgiler :)

      Sil
  3. "Hayal kurmak güzeldir." gerçekten hem de çok güzeldir sevgili Evren. Ama öylesi büyük hayaller, girişimci bir mantık , özgüven ve duyguları kilometrelerin ötesine taşıyabilen güç ve cesaret de her kula nasip olmaz. İmkânsız'ı değil, zor'u başarmışsınız, yürekten kutlarım.
    Bir zamanlar çok sevdiğimiz Maviş adlı bir muhabbet kuşumuz vardı. Eğitimci sabrımızı ve ısrarlı çabamıza karşılık vermişti 60 kadar kelimeyi kusursuz söyler hatta üç kelimelik cümleler kurardı. Kafesini açardık, evin içinde özgürce dolaşırdı. Sevgi, ilgi ve bakımla uzun da yaşadı ama bir gün...
    Karavan tutkunuzun hayallerle süslenip ertelenmeden gerçeğe dönüşmesi harika. Bir kez daha, öncekinden de büyük bir kutlama alkışı gönderiyorum. (Güçlü alkışları vurgulayan bir emoji yoktu değil mi? )
    Ne güzel bir mavi seçmişsiniz. Hayaller ve sınırlar ötesine en çok yakışan renk de mavidir doğrusu. İnsan kendini bulutların üstünde hisseder.
    Ekonomik koşullara rağmen "Biz bu hayali gerçekleştireceğiz." diyebilmenin hazzı da dünyalara değer.
    Sizin Maviş'le mutlu olmanız kadar onun da mutluluğu önemli elbette. O yönden şanslı sanırım. Kilometre göstergeniz sağlıklı, huzurlu ve güvenilir yollarla hep artış göstersin diliyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Makbule Hanım,
      Zoru başardığımız duygusunu hep yaşıyoruz, çünkü her ikimizde daha önce böyle bir şey deneyimlememiştik. Ama her sabah yeni bir güneşe uyanmak, her seferinde farklı yıldızların altında uyuyakalmak, yeni yerler görmek ve yeni insanlarla sohbet etmek fikri öyle güçlüydü ki, denemesek hep aklımızda kalacaktı. Denedik ve çok sevdik. Zamanla geliştirdik, zorlukları var ama külfeti, keyfini aşmıyor henüz :)

      Kuşların bu yetenekleri beni her seferinde şaşkına çeviriyor. Dayım rahmetli kuş meraklısıydı, harika kafesler yapardı. Onu kaybettiğimizde, bir kuşları vardı, bir kaç gün sonra yengemin omzuna konup, "peri" demişti. Şok olmuştuk, çünkü dayım yengeme " peri" diye seslenirdi. Omzunda gezerdi hep. Tüm canlılar ne mucizevi aslında...
      Alkışları kabul ediyor ve cesaretime ekliyorum. Mavi bana da hep özgürlüğü çağrıştırır.

      Belki bilirsiniz, Zülfü Livaneli, "Ey Özgürlük" adıyla bestelediği, Paul Éluard'ın bir şiir var.
      "Okulda defterime
      Sırama, ağaçlara
      Yazarım adını"
      diye başlar benim içim Maviş en çok özgürlük duygusu ile örtüşüyor.
      Dileğinize bayıldım doğrusu, yollarda olmayı da yolcu olmayı da çok seviyorum.
      Sevgiler :)

      Sil
  4. Kutluyorum sizleri :) Blogger bir arkadaşımız daha karavanla ilgili yazıları yayınladığında ilgiyle ve gıptayla okurdum, onlar karavanı sattılar. Artık sizin yazılarınızı keyifle okur, instagramdan da takip ederim Sevgili Evren <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Momentos, ben şu yazma işini bir düzene koyabilsem ah neler yazacağım, İnstagram işin kolayı, koy fotoğraf yaz iki satır :)) tembelliğe alıştım valla :)) Sevgiler :)

      Sil

An'a kazınandır senden bana kalan...
ANLAMLIDIR...

Teşekkür ederim sımsıcak yürekten bir tebessümle...