08 Nisan 2021

İzin Ver Kendine


Gülümsediğin anıları çoğaltmalısın, bak gör dünya nasıl da güzel ve yaşanılası.

İzin ver kendine, beyninin seni yolcu ettiği dehlizler hep karanlık, dolambaçlı ve acı kaynağı.

İzin ver kendine, güldün daha önce, sevdin ve elbet sevildin. 

Onları al hafızanın baş köşesine. 

Beyin arsız bir kuyu...

Kalp öyle mi?

Kırıldı diyelim, unutur!

Hor görüldü diyelim, şefkatle sarar!

Kalp bu, hafızası hep sevgiden yana.

Beynin kalbi olsa böyle mi olurdu bir düşün.

Seni kolundan tutup çeken, karanlık koridorlarda dolaştıran beynine, sus! de, sert ve inanarak. 

Köpeklere fısıldayan Cesar'ı bilir misin?

Bence bil, bence sadece köpeklere değil, insana da fısıldıyor. 

Onun teknikleri ile havlayıp duran beyni eğitsek, kalp rahat eder. 

Kalp rahat ederse, çok ama çok sever. 

Dünyayı, yaşamayı, kaldırım taşı kenarında hayat bulan papatyayı, ağacı mesela ve gökyüzünü. 

Aşk dediğin de bu bence. 

Kalbinin sonsuz kapasitesini beyninle gölgeleme. 

Beynin iş yaparken lazım sana. Mesela bir süreci iyileştirmek istiyorsun, kullan beynini. Bina yapacaksın mesela, beyin şart, dekore edeceksen kalbi sok devreye... Anladın sen.

Sevmek, sadece ve sadece kalbin meselesi.

Aşk desen; 

Bence şairin* dediği mecburiyet halinden uzak, gülüşünü mıh gibi kalbine kazıma işi

***




Şair: Atilla İlhan

Fotoğraf: Adem Amca ve Yaren leylek belgesel çekiminin yapıldığı günden, tesadüf yani, gülümseten cinsinden

Yaren leylek eşiyle gelmiş bu yıl, meraklısına :)
Buyrun buradan.

Adem Amca ve Yaren leyleği yıllardır takip eden, fotoğraflayan, Alper Tüydeş'in, belgeselci Ömer Ahu tarafından çekilen belgeseli de dikkatinizi çekecektir.

05 Nisan 2021

Ortancalar Solmasın

Sevgili Buraneros;

Çünkü O Joan Baez

yazısını kaleme almasa, 

O yazıyı kaleme almasına sebep,

Sevgili Küçük Jo;

Yazmak-yazmamak.
 
çelişkisi yaşamasa ve o yazısında seyrettiği bir belgesel üzerine iki kelam etmese, 

ben her iki yazıyı okuyup, 

geçmişe yolculuğa çıkmasam, ve hatta içimin kelebeklerine dokunan Joan Baez'den yola çıkıp, Soledad Bravo'ya, oraya kadar gidince Hasta Siempre mırıldanmasam olmaz, haydi ver elini Küba ve elbet  Buena Vista Social Club'a varmasam, bunu dile getirip, Buraneros'a iki satır yazmasam, 

***

Evren4 Nisan 2021 11:26

Joan Baez dendi mi "Where have all the flowers gone" gelip yerleşir dilime, mırıldanır dururum. Annemlerin Töb'lü Der'li gençlik yıllarına benim minnak günlerime denk gelir. Nerelere gittim gene. Şarkıda da dediği gibi "long time ago"
"Hasta siempre" kulağımda, İstanbul'dayım. Acı tatlı anılar var gözümün önünde akıyor, duruyor, donuyor. Sanki gene gittim, galiba bu sefer dönmek zor. Takılayım biraz o yıllarda. Fonda "El Cuarto De Tula"

buraneros4 Nisan 2021 12:04

Öyle bir şarkıyla bitirmişsin ki yorumu, direk gittiğim yer belli. Emma Goldman. Sözün üzerine çok tartışılsa, spekülasyon yapılsa, oraya buraya çekilse da benden alır manasını sonuçta! Güzeldir be, çoookkk güzeldir hem de! Hem yoruma hem de bu yazının duygusuna fazlasıyla yakışır: "Dansedemediğim devrim devrim değildir." O halde çalsın Buena Vista Social Club:)

***

ah benim isyankar yanım, nasıl da canlandı sabah sabah.
Öyleyse biraz dans! 

***

Albüm akıyor, kulaklar mest, kalbimde bir çarpıntı! 


Bugün yüzümde asılı bir gülümseme ile dans eder dururum ben. 
Dudağımda bir sıcaklık, kalbime yayılır, kalbim çarptıkça, anılar canlanır.

***

Biri beni durdursun, kelebek etkisi, kaos teorisi derken, girdiğim ruh hali kendini yavaş yavaş, emekli amirallere, milletvekillerine, Montrö, Lozan... Girdaba sürükleniyorum...

***

Oysa ben bugün Küba sokaklarında, dans etmek istiyorum. 
Dudağımdaki sıcaklık hiç gitmesin, 
Ortancalar solmasın istiyorum. 

***

Neyse ki albüm akıyor, 

Fonda: Candela





 

19 Mart 2021

İki Kadeh Rakı

 



Senle ben birbirine sırtını dayamış iki ev gibiyiz.
Farklıyız ve çok güzeliz.

Senle ben sevgilim !

Kusura bakma ağzımdan kaçtı kelimeler, 
dün akşamki iki kadeh rakıya ver.

Ne seninle ne sensiz geçen hırçın yıllar gibiyiz.

***

4, Mart, Mesudiye