Sabah ofise gittim.
Arkadaşım iyi gözüküyorsun dedi.
Makyaj yapılmış.
Özenle giyinilmiş DE
Merak ettim ruhun nerde dedi.
Geliyor yolda dedim.
Bir yere uğraması gerekti.
İkna olmayınca devam ettim.
Biraz gecikecekmiş az önce haber verdi.
Meraklanma öğleni bulmaz gelir dedim.
Radyodaki ses:
Nesine yar nesine
Ölürüm ben sesine
Dış Ses:
Yazıyı bekliyorum hala. Bitmedi mi?
İç ses:
Bir daha vursa idi
Nefesim nefesine
Göz göze geldiğimizde anladım onun da iç sesi benimki ile aynıydı.
Gözler dolmuştu gene.
Birbirine benzer hikayelerin benzer baş kahramanlarıydık biz.
Anlardık ruh nerede kalmış, beden nerede.
Gidiyorum dedim kendi odama.
Bugün çalışmak ve herşeyi unutmak günü.
İç sesim tüm koridor boyunca bana eşlik etti.
nesine yar nesine
ölürüm ben sesine
bir daha vursa idi
nefesim nefesime (*)
Masama oturmaya fırsat bile bulamadan telefonum çaldı.
Telefondaki ses:
Su balıksız olur, balık susuz olmaz bilir misin.
İç ses:
Bilirim. Ben denizde bir balıktım önce.
Bilmediğim denizlerde yüzdüm.
Korkusuz ve özgürdüm.
Alışıktım medcezirlere.
Bir gün deniz gitti ve dönmedi.
O gün anladım ki
Su balıksız olur ama balık susuz olmazmış.
Dış ses:
Evren hanım bu evraklarda imzalarınız eksik sisteme giriş için imzanıza ihtiyacım var.
Telefondaki sese cevap veren ses:
Çalışmam lazım. Bu gün çok iş var.
Bi de unutmadan senden nefret ediyorum.
******
Gün içinde ne çok şey yaşar şu yürek.
Ne az bilir karşımızdaki.
Maskeler takarız tıpkı şapkalar gibi.
Şapkaları çıkarıp maskeleri düşürünce
ANLARIZ
Bazen ruhu rahat bırakmak gerek.
BIRAKIN GİTSİN.
Onunla uyusun.
Ağlasın.
Sevişsin.
Hatta kavga etsin.
Gelir telaşlanmayın.
MUTLAKA
Geri gelir.
Ruh yüreğin sesine kulak verir.
Ruh geri dönüş yolunu illaki bilir.
Ruhumuz huzur bulunca;
Arkadaşım iyi gözüküyorsun dedi.
Makyaj yapılmış.
Özenle giyinilmiş DE
Merak ettim ruhun nerde dedi.
Geliyor yolda dedim.
Bir yere uğraması gerekti.
İkna olmayınca devam ettim.
Biraz gecikecekmiş az önce haber verdi.
Meraklanma öğleni bulmaz gelir dedim.
Radyodaki ses:
Nesine yar nesine
Ölürüm ben sesine
Dış Ses:
Yazıyı bekliyorum hala. Bitmedi mi?
İç ses:
Bir daha vursa idi
Nefesim nefesine
Göz göze geldiğimizde anladım onun da iç sesi benimki ile aynıydı.
Gözler dolmuştu gene.
Birbirine benzer hikayelerin benzer baş kahramanlarıydık biz.
Anlardık ruh nerede kalmış, beden nerede.
Gidiyorum dedim kendi odama.
Bugün çalışmak ve herşeyi unutmak günü.
İç sesim tüm koridor boyunca bana eşlik etti.
nesine yar nesine
ölürüm ben sesine
bir daha vursa idi
nefesim nefesime (*)
Masama oturmaya fırsat bile bulamadan telefonum çaldı.
Telefondaki ses:
Su balıksız olur, balık susuz olmaz bilir misin.
İç ses:
Bilirim. Ben denizde bir balıktım önce.
Bilmediğim denizlerde yüzdüm.
Korkusuz ve özgürdüm.
Alışıktım medcezirlere.
Bir gün deniz gitti ve dönmedi.
O gün anladım ki
Su balıksız olur ama balık susuz olmazmış.
Dış ses:
Evren hanım bu evraklarda imzalarınız eksik sisteme giriş için imzanıza ihtiyacım var.
Telefondaki sese cevap veren ses:
Çalışmam lazım. Bu gün çok iş var.
Bi de unutmadan senden nefret ediyorum.
******
Gün içinde ne çok şey yaşar şu yürek.
Ne az bilir karşımızdaki.
Maskeler takarız tıpkı şapkalar gibi.
Şapkaları çıkarıp maskeleri düşürünce
ANLARIZ
Bazen ruhu rahat bırakmak gerek.
BIRAKIN GİTSİN.
Onunla uyusun.
Ağlasın.
Sevişsin.
Hatta kavga etsin.
Gelir telaşlanmayın.
MUTLAKA
Geri gelir.
Ruh yüreğin sesine kulak verir.
Ruh geri dönüş yolunu illaki bilir.
Ruhumuz huzur bulunca;
kürkçü dükkanı gibi dönüp dolaşır gene yüreğimize yerleşir.
Fotoğrafın orijinali için bkz.
(*) karacaoğlan