HÜZÜN MEVSİMİ
Gece
bir tabut gibi çöker omuzlarıma
bir ölünün iç çekmesi olur rüzgar
hüzünle düşünürüm uzaktaki bir evi
yıldızlar sayılmaz: hasret uzakta
hasreti bir ben bilirim
bir de gecenin gözlerindeki baykuş
baykuş kötü kuş baykuş çirkin kuşonu hüznümle güzelleştiririm.
hüznümle süsler.
bir damın üstüne oturturum süsler.
damımın üstüne oturturum
— sizi hiç bu kadar yakından görmedimdi
yıldızlar sayılmaz: hasret uzakta
abimin acıyla yontulmuş yüzü
yaşlı bir güvercin gibi düşer avuçlarıma
dağılır ses olur acısı
ezberlediğim bir öğüdü yineler bana
— çocuğum üşütme yüreğini...
şimdi hüzün mevsimidir bütün şiirleri gezen
ben doğma büyüme evciyim göç benim harcım değil
hasret bana çabuk dokunur yalnızken karanlıktan korkarım
mesela mevsim kışsa yağmur yağıyorsa
mesela annem de yoksa, şimşek de çakıyorsa ben çok korkarım ağlarım
— ana bana kurşun dök. dua oku. üfle ana.
ana ben daha çok küçüğüm. bana ninni söyle ana
yalnızım. bunu hep söylüyorum
yalnızım. bunu hep söylüyorum
geceyi çarmıha geriyorum kimseler tapmıyor
hüznümü ölçeğe vuruyorum yüreğime sığmıyor
herşey ne kadar olabilir meraklanıyorum
yüzüme dokundukça tırnaklarım kanıyor
yalnızlığımı hüznümle yoğuran gece
öyle basitsin ki sen bütün şiirlerin içinde
biliyorum.
biliyorum bunu da biliyorum
gökteki yıldızlar kadar dizeler yazılsa da
kendime kendimden başka kendim yok
ne utancımı kuşanan bir sevgine çirkinliğimi öpen bir kız
yalnızlığımdan yalnızlığım yalnız
— ana bana bir hal oldu. hep böyle titriyorum.
ana çok üşüyorum, ıhlamur ısıt bana
yıldızlar sayılmaz: hasret uzakta
ben sevgiye hasretim
sevgi uzakta
ey insanlar
ey gecede unutulmuşluğumun yargıçları
iğrenerek öpüyorum parmaklarınızı
iğrenerek hepinizi kucaklıyorum ilkin
ağzınızı dudaklarınızı dişlerinizi öpüyorum
bilmiyorsunuz
ben kendimi öpüyorum
cinsel bir çiftleşmedir çarşaflar
ıslak bir gece en fazla kendini çoğaltır
bir solucan vücuduna yeni bir halka ekler
döllenir acı
sevişme daha da erselikleşir
— hü’yü tanıdım size anlatmalıyım bir gün.
size bir gün mutlaka hü'yü anlatmalıyım
geceyse
tükenmişse güneşin güçlülüğü
gök gözlerinin buğusunu yansıtır
senin acın acıların ölümüne gebedir
korkma yavrum
ne gece ne geceler senin suçsuz mızıkçılığını küçültemez
bir çirkini öpmek için uzattığın yüreğini
güzelleşip bir sevginin göğsüne yatmak bir
biraz yorgun biraz korkak bir insan sevmek biraz da
yayıp sırtını gecenin duvarına bir ölünün ağzını dudağını öpmek biraz
yıldızlar sayılmaz: hasret uzakta
ben sevgiye hasretim
sevgi uzakta
ey kanımda tefler çalan mevsimle gelen
sesimi çakallarla boğan gece
hüznüme vur acımı soy
beni de kuşat
boris karlof kadar masum yüzümü
karanlığınla frenkeştaynla
çünkü artık büyütmeliyim içimde nefreti
kalbim ki yıllardır iyiliğe abone
nerde bir insan görse
bırakır sevgi kuşlarını
çünkü o bağışlar yargıçlarını
kendi yasalarını kuramıyan yargıçlarını
ey gecede unutulmuşluğumun suçluları
ey yanlışlığın yanlış yargılayıcıları
suçum: nefreti öksüz bırakmak
savunmam: sevgimi yüceltmek içindir
sakalım yok biliyorum ama kötü değilim
büyükleri sayarım küçükleri severim
çocukları incitmeden severim. kadını öpmesini bilirim
sizi de sizi de öpmesini bilirim
— ana ben çok yalnızım.
benim başka sevgim yok...
içimde utanç çiçeği gibi büyüyor hü
kural tanımayan sevgim benim
aykırım fizik
ötem doğaüstüm yanlışlığım
aşkım.
Sevgili yanılgım benim başyargıcım
nefretim nefretim nerdesin
kalbim
bir gün elbette sana hükmedeceğim
elbet geçer bu hüzün mevsimi
bir baykuş bir serçeyle arkadaş olduğu gün
o gün size sevinci de anlatıcam
bir solucan bir leylekle çiftleştiği gün
o gün bahar mevsimidir size aşkı anlatacağım
ve bir gün elbette yıldızları sayacağım
— gelin kucaklayın beni. yıldızları sayamıyorum.
Arkadaş Zekai Özger • Soyut Dergisi • Nisan 1969