13 Ocak 2009

ŞAPKA

Sen şimdi öyle oturuyorsun ya elinde bir sigara, diliyorsun ya gün geçsin, akşam olsun, karnım doysun yeter bana. Farkında değilsin. YAŞLANIYORSUN. Bir gün önüne koyacaksın şapkanı, bakacaksın yaşanmışlıklara...İstemek yetmez sahip olmak için, bileceksin artık o yaşta. Bazen yönünü değiştirmek lazım akışın: Kanatların olmasını isteyerek bir ömrü heba etme lüksün yok SAÇMALAMA ama kanatları olduğu için kuşlara yem verebilirsin mesela ve gökyüzünde süzülebildikleri için onların kanatlarına yüklersin umutlarını. Onlar taşırken sıcak diyarlara senin umutlarını, belki dinlendikleri bir zamanda umudunu gerçek yapacak biri gelir o anda kuşların yanına. Bilemezsin ama dilersin... Umutlarını gerçek yapacak olanın sen olduğunu ancak şapkanı önüne koyunca fark edersin. Bence vakit var…
Sence?

Fotoğraf


12 Ocak 2009

AŞKI ÖĞRET BANA


Aşkını anlat bana bir çocuk saflığında olsun
Bir kuşun ürkekliğinde
Bir tüyün hafifliğinde olsun

Aşkını yaşat bana
Vazgeçemediğim anılarım olsun
Sen vazgeçsen bile
benim bırakıp gidemediğim anlar olsun

Sen aşkı öğret bana
Ben sevmeyi sana
...

11 Ocak 2009

ARDINA SAKLANMIŞIM KENDİMİN




Yazıp siliyorsun…
Ne yazacağını bilmiyorsun.
Ne yazmaya kalksan ya onu yazıyor, ya onunla yazıyor ya da ona ithaf ediyorsun.
Onsuz mu olamıyorsun
Onsuz olmamayı mı tercih ediyorsun
Onsuz olmamak işine mi geliyor bilmiyorsun
Bu sorulardan iyi çalımlarla kaçıyor
Olur da çalımdan kaçayım derken yeni bir soru ile karşılaşırsan da cevabı geçiştiriyorsun
Akıllısın ya…
Sen bunu uzun zamandır yapıyorsun
Ben farkındayım da sana bunu söylemek ilişkimizi etkiler mi onu kestiremiyorum
Ben seni o varken tanıyamıyordum o gitti artık ulaşamıyorum


Sen duvarlar örüyor
Kozalarda uyuyorsun
Hadi diyorum bir metamorfoz çıkar kabuğundan, kabuk çatlıyor
Hah tamam artık çıkıyor diye umutlanıyorum
Hemen yeni bir tane daha örüyorsun
Kendinle yüzleşmekse korkun
Ya da benim söyleyeceklerimse seni ürküten


Yapma…
Bunu kendine, bana, seni sevenlere, dostlarına, anne-babana ve hatta hayatına yapma.
Okumayacaksın biliyorum
Boşuna bu yazmalar
Tıpkı aramalarımın cevapsız kalışı gibi
Yazmalarım da karşılıksız
Ama biliyor musun ben seni seviyorum kendim


Sen ne kadar suçu kendin de arasan da
Duvarlar örüp arkasına saklansan da
Kozalar örüp uyusan da
Sen ne kadar benden kaçsan da
Asıl bensiz olamazsın
Sen asıl onsuz daha bensin
Daha içten
Daha güzel
Daha akıllı
Daha insan
Sen ne kadar benden kaçsan da
Geride bırakırım hevesi ile hep arkana dönüp baksan da
Ben hep yanındayım tam da yanı başında.


10 Ocak 2009

TO FEEL YOU ALL THE TIME


aslında giden değil kalandır terk eden
giden de bu yüzden gitmiştir zaten

Munganın bu sözlerini
Biraz’ın Terk Edilenler için yazısını okuyunca hatırladım.
Şiirin tamamını bulunca da paylaşmadan edemedim.



Terk eden kimdi
kimdi kalan

giden mi suçludur her zaman?
ne zaman başlar ayrılıklar
dostluklar biter ne zaman
her geçen gün bir parça daha aldı götürdü bizden

aynı kalmıyordu hiçbir şey
değişiyordu her şey kendiliğinden

artık çözülmüştü ellerimiz
artık bölünmüştü yüreğimiz
birimiz söylemeliydi
bunu ötekine incitmeden


kimdi giden kimdi kalan
aslında giden değil kalandır terk eden
giden de bu yüzden gitmiştir zaten.



murathan mungan

Sahi ne zaman başlar ayrılıklar
Dostluklar biter ne zaman?

Peki ya kopmayan kopamayan bağlar var mıdır hayatta.
Bölünmüşken yürekler ve eller kenetli değilken
Başka kollarda başka hayalleri yaşayıp
Başka sabahlara uyanırken…
Ve hiçbir zorunluluk da yoksa üstelik
Neden terk eden edileni hala arar
Ve neden terk edilen terk edende bulur yaşama sevincini.

Kimdir giden ve söyler misiniz kimdir aslında kalan?







07 Ocak 2009

SON DİLEK



Dünyadaki son gününüz olduğunu bilseydiniz ne yapardınız?

Çılgın bir parti verirdim. Sevdiğim, yüzünü görmek istediğim herkesi davet ederdim.
Onlarla fotoğraflar çektirir, hepsinde bir ben kalsın isterdim.
Son bir saat aralıksız shut atardım atabildiğim kadar. O ana kadar bir yudum içmezdim. Aklım başımda olsun ki söylemek istediklerimi söylemek istediklerime söyleyebileyim. Orada olmayanlara da yazıp bırakabileyim diye.
En çok kardeşime kızardım gelemedi diye.
Sahi ne zaman öğrendim ben son günüm olduğunu. Yani 24 saatim var mı?
Varsa iyi...

O zaman kardeşim de benimle demektir.

Sen mi?
Sen gelmesen de olur.
Sana söyleyecek ne bir sözüm var ne yazılacak bir cümlem.
Ama son bir dileğim var eğer yerine getirebilirsen.
Kaldıysa bir parçam sende bir nedenden
onu da gönder ki vakit varken

bir şey geriye kalmasın sende benden,
götüreyim yanımda ben giderken.

Fotoğraf