Ortadaki yalanı bul !
Kendine, arkadaşlarına, dostuna ya da hayatındaki insana söylediğin yalanı...
Hayattan çok şey mi istiyorum diyorsun ya; cevabı evet.
Evet, çok şey istiyorsun.
Bir enkaz devraldın sen, bir başkası tarafından enkaz olarak ortada kalmışlığına kapıldın en çok.
Kaderi değiştirme gücün var sandın yüreğindeki sevginle.
Oysa insan bir enkaza değil, bir değere sahip çıkmalı hayatta.
Bir enkaz ancak bir enkaz daha yaratır yanında, oysa değere sahip çıkmak, değeri bilmek, değer yaratır sonunda.
Anlatmış mıydım sana devren satılık köşedeki dükkanın hikayesini;
bizim mahallemizde devren satılık bir köşe dükkan vardı
yeri güzel, içi güzel...
kimse dikiş tutturamadı o dükkanda.
mahallede aldı yürüdü bir dedikodu:
perili, büyülü, kısmeti kapalı...
kim niyetine girse enkaz devraldığını biliyordu aslında.
ama her devralan da aynı umut: 'ben kaderini değiştireceğim bu köşe dükkanın...'
kim ne iş yaparsa yapsın, ne kadar para yatırırsa yatırsın, ne kadar kendini adarsa adasın, değiştiremiyordu köşe dükkanın kaderini...
oysa her gören aynı cümleyi kurardı, öyle güzeldi köşe dükkan;
'bu dükkan benim olsun bak sen o zaman gör, periyi, kısmeti...'
devralanlar için de durum farklı değildi;
'mirim adamıyorlar kendilerini, anlamıyorlar işten, sen 1 ver bakalım o dükkan 5 vermiyor mu'
ama olmuyordu işte, sen 5 versen de dükkan 1 bile vermiyordu.
dükkan bir süre uzun bir süre boş kaldı
camları kırıldı, sıvaları döküldü, çerçeveleri çürüdü
unutuldu gitti mahallelinin dilinde
nice sonra köşe dükkanı kiralamak isteyen bir adam geldi mahalleye,
yeniydi adam mahallede, geçmişini bilmiyordu ne köşe dükkanın ne de köşe dükkan hakkında söylenen dedikoduların
ve en önemlisi oranın bir enkaz olduğunun ayrımında değildi
bir değer olarak gördü o köşe dükkanı
farkına varılmamış bir hazine
umutlarını yükledi omuzlarına
karşılayabileceği en yüksek maliyetle girişti köşe dükkana sahip olmaya...
mahalleli durur mu, acımaya başladı adama;
vah zavallı dedi, ah aptal dedi, tüh kısmetsiz dedi...
adam hiç birini duymuyordu, hiç birini bilmiyordu, hiç birine şahit olmamıştı.
zaman içinde dükkanın kaderini değiştirdi adam.
köşe dükkanın aslında bir değer olduğunu kanıtladı.
farkında değildi hiç bir şeyin ve farkında değildi değiştirebildiklerinin
köşe dükkanı devralan niceleri gibi bir enkazı devraldığını bilmiyordu
fark ettiği ilk ve tek şey
köşe dükkanın bir değeri olduğuydu
ve değere sahip çıktığı için sonunda bir değer yarattı
___________________________________________________
Yüklenen anlamlar ancak zaman geçtikçe unutulur, değer ancak zamanı gelince bulunur,
yalan ortadaysa kaldırmak gerek, doğru önündeyse görmemezlik aptallık olur.
Sevmek yüklediğin anlamın, kişideki yansımasıdır... Yalansızdır, kavgasızdır... Bir önceki an'ın karbon kopyasını yaşıyorsan, çok şey istiyorsundur hayattan... Fark ettiğin halde devam ediyorsan, hayata kızma, çok şey mi istiyorum deme; filmler kaç kez seyredersen seyret senaryoları değişmedikçe aynı oyuncular tarafından oynanıyormuş gibi gelir sana ve bazen senaryoların değişmesi de yetmez, bazen filmin sonunu değiştirmek için başrol oyuncusunun da değişmesi gerekir...
________________________________
İlk Yayın Tarihi / Nisan 2009