15 Şubat 2019

Sevgi Hasadı




Öfken neden, kime? Fark ettin mi nasıl da merkezinden çemberine dönüyor rüzgar. Nasıl da merkezini koruma iç güdün çemberini kırıp geçmene sebep. Bir yerde okumuştum "sevgi hasadı" üzerine kısacık bir cümle. Sevmeye sebep 10 şey sayamadığın insan için sevmeye sebep onlarca şeyi kırıp geçtin sen bu gece. "Sevgi hasadı şenliği" gibi onlarca can kırığı bıraktın geride. Bir de sis çökmüş bir kalp, karlar içinde.

En büyük kötülüğün temelinde sevgisizlik var der bir arkadaşım. Sevgisiz büyüyen bir insandan kork der. Sevgi ilaç, yararına inana. Sen şimdi çok sevince iyileşir diyorsun ya hastaya yanlış ilacı dozunu da aşarak vermek seninki. İyileşecek diye umutla bekleyip de günden güne kötüleştiğini görüp, derin bir çaresizlik hissi ile boğuşmak.

Merkezi değiştirebilse insan dünyasını da değiştirebilir bence. En azından sevmeye sebep bir şeyi kalır elinde. Bir de sen dersin ya hak edene diye... Bence hakkı teslim etmek hak edeni koyabilmektir merkezine. Bursa, 09:55 - 2/52


Görsel: Alıntı

08 Şubat 2019

Merdiven


Bu fotoğrafa her baktığımda; o gün önceliğimiz neydi bilmiyorum. ama ben Montjuic Tepesi'ne giderken bindiğimiz teleferik için yürüdüğümüz o kıvrımlı yolu, bugün Katalan Ulusal Sanat Müzesi olarak ziyaret edilebilse de aslında 1929 yılında Uluslararası Sergi için açılan Ulusal Sarayı ve bahçesini. müzenin hemen karşısında Barselona’nın en bilindik meydanlarından olan Plaça d’Espanya'ya doğru yürüdüğümüz o meydandaki muhtemelen ülkede kaçak bulunanlarca açılan tezgahlardaki takıları, meydanın tam ortasında tadilat dolayısıyla muhteşemliğine şahit olamadığımız Magic Fountain'ı ki çeşme deyip geçmemek gerek, unutamasam da, şimdiki zamandan geriye dönüp baktığımda bu merdivenleri, o merdivenleri beraber çıktığım adamı, adamın elimi tutuşundaki güveni o günün en öncesine koymayı seçiyorum. Merdiven aynı merdiven değildi çıkılmamış, inilmişti, evet ama o önce olmasa, ne o tepe, ne o kıvrım, ne o saray, ne o meydan, ne o çeşme unutulmaz olmazdı. Bursa, 15:45 - 1/52




06 Şubat 2019

Bulutların Üzerinde Luzern

Yakın gelecek gezi planlarında yeri olmayan bir şehre, bir telefon uzaklığında olur mu insan? Kardeşi arayıp hadi derse olurmuş. 

Zürih tam bir piyangoydu aslında. 2018 yılının piyangosu çekilmiş, 3 gece 4 günlük Zürih seyahati bize vurmuştu. Ama ne vurmak. Bulutların üzerinde uçmak deyiminin gerçek olduğu anlar düşünün...

Luzern'e gelince... Ekmeğin içinden zeytin çıktı desem ya da kaymaklı ekmek kadayıfı...
Yetersiz...
Tanımla dediğinde zor, anlat dediğinde tarifsiz, gözlerini kapa dediğinde sonsuz Luzern!

Sokaklarından çikolata kokusu yayılan, yanı başındaki göle seyre dalınca hayaller kurduran, pazarına denk gelince mutluluktan uçuran Luzern...

Ah o gemide ben de olsaydım dediğin anda, günün en güzel başlangıcı ile o gemide olup da Rigi Kulm için usul usul sefere çıkılan o gün kardeşine sarılmak, sevdiğin adamın omzuna başını yaslamak Luzern...

Hepsi bir arada bir piyangoydu dedim ya... Bana çıkmaz dediğinde, avucunda bulduğum mutluluk Luzern...



05 Şubat 2019

Gerçekler hayallerden ilham alır!

Hepsi ben...
Hepsi benden...
İçim dışım...
Hayalim... 
Gerçeğim...
Anım...
Anlarım...
Renklerim...

Hissediyorum, az kaldı. Şubat gibi. Kısa diğerlerine göre. 
Hissediyorum, çok az kaldı. 

Hepsi ben!
Hepsi benden!
İçim dışım!
Hayalim!
Gerçeğim!
Anım!
Anlarım!
Renklerim!


Şubat, 2019
Cesaretten bir adım öncesi
Hayalden bir adım sonrası
Gerçeğe daha yakın



08 Ocak 2019

Usul usul

Usul usul yağıyor... Yormadan. Tıpkı kelimelerin, betimlemelerin ve diğer her şey gibi. Yormadan. Bugün dönüp baktığımda, yıkıcı ve yorucu bir sevme biçimimin sana kaybettirdiklerini gördüm. Ben üzüldüm. Eminim sen de en az benim kadar üzülmüşsündür vakti zamanında. Bir kaç kez dile getirdin ama beni hiç suçlamadın. Usul usul sevdin beni. Yormadan, üzmeden, yıkmadan. 

Tüm bunları ve daha fazlasını düşünürken, penceremden dışarıyı seyre dalıyorum, bahardaki kuş seslerinin ahengi geliyor aklıma, sonra yağan kara bakıyorum; usul usul. İkisi bir arada olmuyor. Birinin oluşması için bir diğerinin gitmesi gerek. Kar yağmadan bahar gelmiyor. Hep bahar olunca kıymet bilinmiyor. 

Usul usul okuyorum seni. Usul usul ve uzaktan takip etmek gibi. Ürkütmeden, incitmeden, yakıp yıkmadan sevmek gibi. Tıpkı Rigi Kulm'da geçirilen günü özlemek gibi.