Yılbaşında İstanbul'daydım. Ailem kadar yakın dostlarımla. Çok eğlendik çok güldük ve Sezen Aksu şarkılarında kadeh kaldırıp ağladık (m). Hediyeler verdik, hediyeler aldık. Tek sırt çantası gittiğim İstanbul'dan 2 valiz bir çanta dönmeyi başardım. Bi de yedik, yedik, yedik... Üç gün üç gece acılı ezmenin keyfini çıkarttık. Kendi aramızda buna böyle demedik :)
Bu arada uzun zamandır evimde olmasını istediğim ekmek teknesi ve şişeyi bulup geldi Kara Amca. Temizleyeceğim diye şişenin dibini çıkartım sonra onu tekrar tek parça haline getireceğim derken ellerimi yapıştırdım.
İstanbul'dan döndükten 2 haftasonra Şuşum geldi. Aynı akşam Bursa'dan eski akrabalar - yeni arkadaşlar "Hoşgeldin" Bursa'ya demek için geldiler. Güzel bir şarap gecesi oldu. Gene yedik, yedik ve yedik... Sohbet güzeldi. Laf lafı açtı. Güldük, eğlendik... Tekrarı olsun mutlaka dedik ve geceyi bitirdik.
Bursa'ya hoşgeldin hediyelerimden biri de bu ikiliydi...
Bursalı dostlarla ve arkadaşlarla devam ediyor geceler, haftasonu gezmeler…
Mudanya’dan Çalı’ya uzanan yeme içme yerleri keşifleri yerini yavaş yavaş evde DVD keyfi yapma ve ama mutlaka yeme alışkanlığına bırakacak gibi.
Tüm bunlar olurken, geçtiğimiz cumartesi günü Vatan Gazetesi’nin ekinde Ebru Drew imzalı yazı üzerinde durmadığım, durmak istemediğim bir gerçekliği yansıttı. Sonra alıp götürdü beni bir yere. Sizinle paylaşmak istedim. Bilmem sizi de götürür mü bir yerlere…
Ne zordur çok sevdiğiniz bir insandan “bitti” kelimesini duymak. Önce inkar edersiniz. Sonra yürek mahkum kabullenirsiniz. Sonra doğruluğuna ikna edersiniz kendinizi. Sonra da unutmak için türlü çeşit zaman öldürme yöntemleri bulursunuz. Bilirsiniz aklınıza gelmezse yüreğiniz acımaz. Sonra bütün hayat akıp giderken olağanca hızıyla siz bir anda durursunuz ve ansızın sızınız büyür amansız acımasızlığıyla… Sinsice güler, kolay mı der kolay mı?
Sızlarsınız, sızlanırsınız, sebepsiz ağlarsınız.
Sebep siz ağlarsınız.
Sözü burada Ebru Drew’e bırakıyorum izninizle…
Her erkek aynı değil kuşkusuz.
Mail ya da mesaj atmıyor ama sizdeki varlığını bir şekilde sürdürüyor.
Oysa bilmiyor…
Karşınızdaki size izin verdiği sürece onun hayatında bir anlam taşırsınız.
Yani Ebru Drew’in yazısında dediği gibi
“…Sonra kalp nasılsa kendini acıtacak yeni bir sahip buluyor. Ve en onarılmaz sanılan yaralar bile kapanıyor. Tek ilaç, zamanla…
…
Neyse geçti gitti. Ne acısı kaldı, ne izi. Hayat devam ediyordu. Onsuz da yaşanıyordu.”
Onsuz yaşayamayacağını, onsuz hayatın anlamı olmayacağını düşünenlere öneri :
Biraz zaman tanıyın ve tekrar düşünün…
Sevgiyle kalın.
Uzun zamandır bekliyordum güncel bir yazıyı ve bugün işe gitmeden önce tekrar büyük bir umutla tıkladım sık kullanılanlar linkime ve sonunda o güzel paylaşımların bir yenisini daha gördüm.
YanıtlaSilAyrılıklara ve asla unutamayacağım diyenlere yine zamanın büyük bir ilaç oldugunu hatırlatan bir yazıyla karşılaştım.
Ne olursa olsun öğreniyor insan ve her bitiş yeni bir başlangıç oluşturuyor hayatlarda...
Umudunu asla yitirme batan her güneş bilki ertesi gün yeniden doğacaktır!!!
unutulmaması gereken de bu değil mi zaten güneş her zaman yeniden doğar! Teşekkürler...
YanıtlaSiluzaklarda oldugun icin senle aramdaki koprunun bu blog oldugunu dusunurken uzun zamandir yazmadigini ve bu koprunun yikildigini dusunmustum ve bu nedenle dun geceyarisi seni aradim...koprunun onarildigini gormek cok guzel...ama o koprude yer alamayacaklari zaten zamana hayale etmek yerine sadece SEN ZATEN O KOPRUDE YURUMEYI HIC BECEREMEDIN demeyi dene:)
YanıtlaSilDostluk köprüleri hiç yıkılmıyor bunu biliyorum nino. Üstünden belki pek sık geçilmiyor ama o köprünün orada olduğunu bilmek bile insana huzur ve güven duygusu veriyor.
YanıtlaSilSen zaten hiç yoktun yerine o köprünün değerini hiç bilmedin demek daha doğru geldi bana. :)
merhaba, blog unuzu ilk kez ziyaret ettim , takı ile ilgili takıntınız yüzünden :) ama benim de var olan takı takıntım :)seramiğe döndü, neyse bu yazı içime dokundu yazmadan edemedim ..
YanıtlaSilo her kalbe girenin yine dokunabildiği yaralar zamanla iyileşiyo belki ama , o yaralar yine, yine, yine kanayınca , sen yerini unutmuşken başkası bulup sana yine hatırlattıkça anlıyosun ki sadece kapanıyo :( kurcalandıkca kanıyo , kanadıkça acıyo , derinleşiyo, izi kalıyo , kimsenin yaralayacak kadar güçlenmesine izin vermemek lazım belkide..
sevgiler
Ne güzel demişsiniz... Kimsenin sizde o kadar güçlü olmasına izin vermemek gerek. Kimsede o kadar güçlü olmamak...
YanıtlaSilSağolun...