Yediemin Canıma Yettin
04.08.2025
Takip etmiyorsanız mutlaka radara almanız gereken bir blog Momentos. Her yazı ve müzik ayrı güzel olsa da benim favorim "bir kelime" günleri. Geçenlerde "yediemin" kelimesi vardı ve benim aklıma bir anım geldi. Ne gündü ve hatta geceydi ama!
Yoruma yazdım, yazarken dedim kendi blogumda da olsun.
İstanbul'un yeri "aşk"tır bende.
Heyecanım doruk olur, on yıl yaşadım, fena da ayrılmadık ama deseler ki bir 10 yıl aklının alamayacağı da para verelim; dönmem dönemem, ama anmaktan ve onu anarken yüzümde oluşan tebessümden de vazgeçmem, geçemem. Tesadüfün böylesi deyip bir müzik arası vereyim. Tüm aşklara selam edeyim. Yüzümdeki gülümsemeyi uzaktayım, şükür edeyim. "İyi ki"leri sıralayayım. Şimdime sarılıp hayatın bahşettiği tüm güzelliklerin keyfini süreyim.
Yazıyı yazmaya başladım ve fondaki şarkı...
LOVERS in Paris
Yakup Gurevitsch
***
Tarihte bir gün...
Çok istediğimiz arabayı alıp İstanbul'a gidiyoruz, kutlayacağız. Elmadağ'da bir yere park ettik. Sıfır araba dikkatini çekerim. Kıyamadık paralı otoparklara o kadar para vermeye. Gece, İstiklal senin, Beşiktaş benim gezdik durduk. Cumhuriyet meyhanesii ile geceyi sonlandıracaktık ki, çıkınca dedik Mercan'ds çeyrek kokoreç yakışır geceye. Onu da yedik içtik, şen şakrak dönüyoruz eski Amerikan Konsolosluğu sokağından karşıya geçeceğiz ama ben arabayı göremiyorum bir an. Diyorum hayırdır? Kaç tane içtim de görmez oldu gözlerim. Meğerse araba çekilmiş. Gecenin bir yarısı o yediemin senin bu yediemin benim gezgiydik. 10 otopark parası ödeyerek arabaya sabaha karşı neyse ki sağ salim ulaştık. Böyle oldu benim de kelimeyi tecrübem...
Yazarken Sevgili Buraneros'un kelimeye istinaden kim bilir ne anıları vardır diye geçirdim aklımdan ki, yorumu gecikmemiş,
"Çooookkkk iyi bilir yakından tanırım kelimeyi, özellikle otomobil dünyası tarafını, karakterlerini yazsam roman olur:))"
Şimdi bekleme zamanı romanı... Öyle ya da böyle bir gün olacak. Biliyorum.
Yüzyılın Emektarı*
18.08.2025
Sonunda ben de oldum bim bam bommmmm...
Emekliyim. EYT ile 58 olan emeklilik yaşım, istersem yarın olurum yaşıma inince, hayaller de başladı 2 yıl önce... Önce yaşamın yeni perdesi için yeni bir sahne arayışı, ardından barınma çözümleri ve yuvaya dönüş için emeklilik tarihine karar verme. Ofis arkadaşlarım sağ olsun, mütevazi bir tören talebimi kabul edip, sessiz sedasız gidişimi bir şölene çevirdiler ki, kurumdan mutlu ayrılan azınlıktan olmama vesile oldular. Ne çok ve ne güzel izler bırakmışım. Kendi adıma pek mutlu oldum doğrusu, eşim bey de "senle gurur duydum" dedi ki, iki gün önce onun için yapılan veda töreninde benzer duygularla donanmıştım.
El ele, gönül gönüle... Yeni bir döneme "MERHABA" dedik.
Sağlıkla, huzurla, mutlulukla geçsin diliyoruz, elbet "yolda2yolcu" olmaya devam...
* Bu ifade SGK'dan gelen sms mesajın "Türkiye Yüzyılı Emektarı" ifadesi ve malum zatın imzası ile geldi... Ah ki ah! Ne yüzyıl ama değil mi?
Hırsız Tilki, Haberci Baykuş, Göbekçi Ethem
23.08.2025
Yaklaşık 5 aydır köydeyiz. Bahçeli evimiz taş duvarlar ve çitle çevrili olsa da, sincaplar, kediler, kapıyı açık unutunca koyunlar ve hatta tilkiler ile karşılaşma olasılığına engel olamıyor. Yeni düzen yeni alışkanlıklarla birlikte geliyor. Mesela, bahçede sandalye üzerinde minderleri bırakırsak kediler için beş yıldızlı otel konforu yaratıyoruz ki, pireleri olmasa dert değil... Araç giriş kapısı açık kalınca koyunlar eski alışkanlığı ile otlaklarına davetsiz giriveriyorlar...
Gelelim ayakkabılara... Köpekler bahçeye girmediğinden ayakkabılar, terlikler konusundaki tek tedbirimiz, olası böcek, akrep, örümcek girmişse diye silkelemek üzerineydi, ta ki... Bir gece deniz dönüşü misafirlerle aç bilaç eve gelindiğinde unutulan 5-6 çift terlik ve ayakkabıya kadar...
Vakti zamanında gittiğim ilk Amerika seyahatindan 11 çift ayakkabı ile dönmüş ve kaçakçılıktan beni sınırda alırlar mı diye endişe duymuştum, bir şey olmayınca 2 yıl önce bir kez daha gidince, ekonomik olarak sınırları zorlamamak için ancak 8 çift ile döndüm ki, hepsi buradan alınabilecek fiyatın 10da biri idi, biri hariç.
Geldik mi asıl konuya ve kahramana...
O biri hariç ayakkabıyı kardeşim ben çok sevdim diye kıydı paraya ve bugünkü maaşımın yarı ederi tutan o sandaletleri aldı bana. Ben onları pamuklara sarıp sarmalayıp, giymelere kıyamazken, ve kapıda onca bahçe terliği, tarlada yeniden hayat bulmuş eskimiş spor ayakkabıları, misafirlerin Allah'tan çok da pahalı olmayan plaj terlikleri dururken, sen tilki - hırsız olan, benim yumurtalarla beslediğim, sabahları gelecek diye yollarını gözlediğim tilki - hırsız olan olduğunu anladık değil mi?, benim en bi kıymetli sandaletleri, hem de çift olarak al ve git...
Bunu yaklaşık iki gün sonra, sol yanda hafriyatı yapılmış araziye bakarken, eşim beyin, "aaaa bu senin sandaletin mi" demesi ile boş arazide kuzu gibi yatan sol teki görmemle hüzünlere yolculuğumun başlaması bir oldu. İşi gücü bırakıp sağ teki için dağları taşları aşsak da nafile... Hayır çaldı çift neden geride bırakıyorsun tek. Tüm yollar tükenince, mecbur "Ethem Dede"yi devreye sokacağız dedim. Normalde Etme Dede, 3 ila 9 göbeğe tav oluyor, gel gör, ben öyle derin hüzünlerdeyim ki, 10'dan açtım kapıyı, "Ethem dede, Ethem dede... Gömleği keten dede, bul benim kaybımı, atam sana helalinden 10 göbek canım Ethem dede" diye diye 2 gün süren arayışlarım, 5 gün süren ağlanmalarım sonunda oldu mu benim borç 70 göbek... Arada bir iki göbek atıp Ethem dedeye vaadimin boş olmadığını da ispatlamaya çalışıyorum ama nerdeeeeee...
Bodrummmm Bodrummm
25.08.2025
Ben sandaletimden kaynaklı hüznümü yüklenince sırtıma, eşim bey dedi, kalk gidelim Bodrum'a. Görümce görmeyeyim ömrümce ile güle oynaya gittik Bodruma... Galiba atacağım göbek sayısı o yolcukta buldu 70'i. Neyse ki, göbek 70 ama iş bitmemiş bendeniz, Bodrumdaki arkadaşım kilo alması sebebi ve Ethem dededen gelecek hayır da buymuş demek ki duygumla tarafıma hediye edilen 5 elbise, 3 şort ve onlarca tişört ile mutlu mesut sandaletime veda ettim ve yasımı bir kaç gün daha yaşayıp, uzun zaman sonra karavanımız Maviş ile kamp yapacak olmanın heyecanı ile hayatımın olağan akışına dönüverdim.
Nerede Kalmıştık...
28.08.2025
Hırsız tilkinin yarattığı şoku eve geri dönünce hatırladım, kuzu gibi yatan sol tek kapıda çaresiz ve umutsuzca bekliyordu beni. Gece derin uykularda rüyamda sayıkladığım sandaletlerle ve Ethem Dedeye sitemim ile fosur fosur uyurken, sabaha karşı bir baykuşun çığlığı ile uyandım. Ön bahçedeki 300 yaşındaki zeytinimizin tepesinde attığı çığlık sonrası ne yapacağını şaşıran tilki - bildiniz değil mi, hırsız olan, bahçenin sağ tarafından, boş arazinin kayalık kısmına doğru koşturunca, dedim "evraka". Haberci baykuşa teşekkür edecektim ki, o telaşede, uçtuğunu fark etmediğimden gıyabında bir tebessüm edip, sabah günün ışımasını beklemek üzere yatağa döndüm. Sabahın ilk ışıklarında kayalıklardaki yerimi aldım ve şarlok halt etsin benim yanımda bakışlarım" ile iz sürmeye başladım... Kayaların arasında kuzu gibi yatan sandaletimin sağ eşini görünce gözlerim doldu, hasretinden günlerin yıllar gibi geldiği zamanları ona anlattım, avucumda sandaletimin sağ teki, Ethem dedeye borçlarımı ödemek üzere ıslıkla çaldığım sekiz dokuzluk ile göbek ata ata, denize gitmek üzere yolda beni bekleyen eşin beyin yanına vardım. O gün geri kalan borçlarımı denizde, sahilde, belediye işletmesinin kantin önünde ve hatta manav Ayşe Teyze ile birlikte atıp, göbekçi Ethem dedeye borçlarımı ödedim. Bir sandaletin insan bünyesinde yarattığı mutluluğa alışık olmayan ve anlam veremeyen fanilere üzülüp, son 10 göbeğimi akşam rakı masasında "sendeki kaşlar bende de olaydı yarrrrrr" diye diye tamamladım. Galiba herkesin sen zayıfladın mı diye sormasındaki büyük sır da buydu: üzüntü sonrası gelen mutluluğun sonucunda atılan 100 göbek, bir kiloluk bir kayıp yarattı bedende.
Ne çok sofra kurduk dostlarla birlikte, gün doğumlarına ve batımlarına şahitlik ettik. Dolu dolu geçti Ağustos... İki yıl aradan sonra kamp yaptık Mavişle. Gürçamlar'da... Ne orman ama! Ve sabahın ilk saatlerinde dümdüz bir deniz...
Darısı Eylül'ün başına deyip, bana ayrılan zamanın sonuna da geldim işte. Eylül süprizini yaptı bile... Haftaya bugün başka diyarlardayız. Ah! Yazabilsem keşke.
Yahu aylık bari yazsam değil mi? Elbet başlayacağım bir yerden, hissediyorum, artık iyice yaklaştım.
Okudunuz mu sahiden bunca birikmiş yazıyı...
Nasıl teşekkür edeceğimi az çok tahmin edersiniz bence: )
Her yoruma 10 göbek atarım, emoji de koyarsanız üzerine 5 daha koyar, varsa kayıplarınız Ethem dedeye "yap bi güzellik" der, bi 10 tane daha kutlamak için atarım :))
***
Bu gece ne gece... Ay tutuldu! Nutkum tutuldu!
***
Eylül sonunda görüşmek dileği ile...