Tıpkı yukarıda bir cümlesini aldığım şarkıdaki gibi…
Ama mümkün müdür anne olup da üzülmemek.
Erkekleri bilmem ama kızlar annelerini 30’lü yaşlarına gelince anlarlar.
Sezen’in şarkısındaki gibi…
“Anneni daha sık anımsıyorsan hatta anlıyorsan…”
Geçtiğimiz haftasonu anneler günü idi.
(Sevmiyorum böyle günleri, önceden ısmarlama sevgi gösterilerini. Sevgililer, anneler, babalar... Bence önemli bir gün daha eklenmeli bu ticari yarışa... Kardeşler günü :))
Vatan Gazetesi’nin ekinde Dilek Önder’in yazısı tam da benim düşündüklerimi dile getiriyordu.
Kısa bir alıntı;
“ Annenin yaptıklarını yapmaya başlayınca…
Onun kullandığı bir kelime ilk defa ağzından çıktığında…
Kendini onun en sinir olduğun hareketini yaparken bulduğunda…
Önce şaşırıp kalırsın, gülersin.
Sonra da onu daha çok sevmeye başlarsın.”
Anne kız olmanın kanunu mudur bilemem ama, durum bundan ibarettir.
İlk gençlik yıllarındaki itirazlar, sonrasında isyanlara bırakır kendini.
Sonra kaçınılmaz 30’lar gelir.
Kendinizle baş başa kaldığınızda şapkanızı önünüze koyar düşünürsünüz.
Bir şarkı takılır aklınıza dalar gidersiniz.
“Ağlama anne benim için ağlama…”
Ama her anne ağlar kızına…
“Keşke” ler çoğalıp, bi de “evet ya…” lar eklenince yaşanmışlıklara...
Ve evet kızlar da ağlar analarına ama ancak 30’larında.