18 Aralık 2008

CAM KIRIKLARI

ALÇI (*)

Uzun zamandır düşündüklerimi düşünsem de yazmayacağım, istesem de yapamayacağım kadar şahane bir anlatımla dökmüş kağıtlara...
Emre Kalcı adını o kadar çok duyacağız ki...
Kitabın armağan bölümünde yazdığı satırlarla bitirelim:


“Herkesin kendi sözcükleri var anlatmaya yetmeyen ve  herkesin kendi öyküsü var
anlatmakla bitmeyen... Ya seninki hangisi? Aynı başlayan hikâyenin sendeki sonu hangisi? Bendeki... Derin... Yırtılmış su sesi...”
(*) İclal Aydın yazısı için bkz.

SUSMA HAKKI

"Susma hakkımı kullanıyor ve hayatından çıkıyorum"

Keşke becerebilsen ve sadece çıkabilsen.
Keşke ben hala birşeyleri açıklamak zorunda olduğun kişi olmasam.
Keşke sen benim seni yanlış anlayıp anlamadığımı umursamasan.
Keşke sen becerebilsen ve
SESSİZCE
çıkıp gitsen.

17 Aralık 2008

EN ÖNEMLİ ÖZELLİK

Bir kocada olması gereken en önemli özellik? (*)
Havaalanında karşılaştık, ikimiz de ayrı yerlere uçuyorduk.
"Gazeteden takip ediyorum bazen seni" dedi, "Demek sen de evlendin."
"Evet" dedim.
"Kocan?" dedi.
Bekledim arkasından ne gelecek diye.
"Ne iş yapar? Yakışıklı mı? Hoş mu? Kültürlü mü? İyi insan mı? Merhametli mi? Şefkatli mi? İyi sevgili mi? İyi sevişir mi? Seni güldürür mu? Çocuklarına düşkün mü? Düşünceli mi? Nazik mi? Varlıklı mı? İyi baba mı?"
Yok hayır. Bunların hiç biri gelmedi.
"Kocan. Sorumluluk sahibi mi?" dedi.
Acayip şaşırdım.
Yıllardır görmediğim eski bir çocukluk arkadaşımın, evli olduğum erkekle ilgili öğrenmek istediği bu muydu yani?
Hayata dair kulağıma küpe olması gereken çok önemli bir bilgiyi ilk kez duyuyormuşum gibi, "Bir kocada aranacak en önemli şey, sorumluk sahibi olması mı?" dedim.
Sesi biraz yorgun geldi,
"Evet tabii ki" dedi.
"Benim o çok aşık olduğum dünyalar güzeli kocam, asistanına tutuldu. İki çocuğumuz varken, onunla gitmek istediğini söyledi. Dünyanın bir ucuna gitti, Arjantin'e. Aşkını yaşayacak ya, yaşasın ama biz de bir şekilde var olabilelim. Oysa çocukların okul paralarını nasıl ödeyeceğimiz umurunda bile değildi. Ama o, baştan beri böyleydi zaten. Dünyanın en janti, en güzel giyinen, en hoş adamıdır, muazzam dans eder, salon erkeğidir, kolunda gururla taşırsın, bütün kadınların ölerek baktığı biridir, dil bilir, kültürlüdür ama dünyanın en sorumsuz adamıdır. Oraya- buraya taktığı borçlar yüzünden, babamın bana aldığı evi satmak zorunda kaldık. Aynı şekilde arabamı da, meğer vergilerini filan ödememiş. Bunun gibi binlerce şey sayabilirim. Sekiz yılda çöktüm ben. Aile olunca insana, kendisinden çok karısını ve çocuklarını düşünecek adam lazım. Sorumluluk sahibi adam. Gerisi palavra!"


(*) Ayşe Arman'ın yazının orjinali için bkz.

12 Aralık 2008

KAPILAR AÇILDI ARDINA KADAR



ÖNCELEYİN

Önce bir ellerin vardı yalnızlığımla benim aramda
Sonra birden kapılar açılıverdi ardına kadar
Sonra yüzün onun ardından gözlerin dudakların
Sonra her şey çıkıp geldi
Bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde
Sen çıkardın utancını duvara astın
Ben masanın üstüne koydum kuralları
Her şey işte böyle oldu önce

Cemal Süreya


HATIRLAMAZSIN TABİ NE BENİ NE DE KENDİNİ
NE İLK KARŞILAŞMAMIZI NE BİRBİRİMİZE TUTKUYLA GÜLÜMSEMEMİZİ
KAHRAMANIMDIN SEN BENİM
EN Bİ KADININDIM BEN SENİN
AMA SUÇLUYDUN İŞTE
FARK EDİNCE AFFEDEMEYECEĞİNİ KENDİNİ
KAPATTIN KAPILARI TEK TEK ÜSTÜME

AMA NE OLDU BİLİYOR MUSUN?

KAPATTIĞIN KAPILARI TEK TEK ARALIYORUM ŞİMDİLERDE
GÜNEŞ GİRDİ İÇERİ.
ÜRPERDİM ÖNCELERİ
FARK EDİNCE ÜRKEKLİĞİMİ SESLENDİ UZAKLARDAN BİRİ:
Zemheri gelmiş senin yüreğine
arada güneş açsa da
bahara uzak düşmüşsün işte.
Benim güneşim bazen salak saçma çalışır ama
ne zaman istersen senin olabilir
DEDİ BANA...
BENİM GÜNEŞİM DE SALAK SAÇMA ÇALIŞSIN İSTİYORUM BUGÜNLERDE
YÜREĞİM ARTIK ÜŞÜMESİN
KAHKAHALAR ATSIN KENDİ BİLDİĞİNCE

09 Aralık 2008

SOKAK

Severim şehirlerin sokaklarında gezmeyi.
Turistik alanlardan çok daracık sokaklarda bulurum kendimi.
YAŞAMI HİSSEDERİM.
Bir evin kapısı aralık kalır mesela çaktırmadan göz gezdiririm.
Merak ederim. Kim yaşıyor, nasıl yaşıyor, hikayesi ne?
Süprizlerle doludur kentin sokakları, bazen çıkar bazen çıkmaz seçilen yollar.
Hayat bazen güvenli bildiğim ana yoldan çıkmamı söyler bana.
Önüme daracık sokaklar çıkartır.
Mesela cumbalı evler vardır.
Yeşil bir kapı.
Camdan bakan bir kedi.
Gülümsetir beni.

İnsanoğlu hep güvende olmayı ister ama bir yanı meraklı...
Ben meraklarıma yenilirim...
Bazen iyidir bazen kötü...
Severim sokakları gezmeyi...
Bazen o hiç bilinmeyen yol beni gizli bir bahçeye bazen semtin çöplüğüne çıkarsa da
keyiflidir sokak.
Gezerken görmek görünce hatırlamak hatırlayınca gülümsemek...
Severim sokakları,
biraz hayatı tanımak biraz da anlamak için tavsiye ederim ana caddeden çıkıp önünüze çıkan sokaklarda gezmenizi.


















Fotoğrafın orjinali için bkz.