29 Ocak 2009

YARIM KALDI BİRŞEYLER






İçim acıyor dedi kadın
Adam baktı kadının içine
Acır tabi dedi yaran kapanmamış ki daha
Adam sarıldı kadına
Ama farkındaydı da...
Adam ilaç olamazdı kadına
Kadın
"yaşı tutmuyordu ki bir kere dedi"
Adam
"yaşın ne önemi var
zamanın yalan olduğu bir dünyada" diye karşılık verdi
Kadın ağlamaya başladı
Yüreğinden geçenleri dile getirirken duyguyu korku
Bulabileceği tek bahaneye dönüşüyordu
Adam şaşırıp kaldı
Kadını anlamıyordu
tek istediği kadının yarasının kapanmasıydı
Ama kadın hem yarayı hem de adamın aklını sürekli kurcalıyordu
Adam kalktı sessizce kapadı kapıyı
Sigarası bile yarım kaldı.
...

Kadın şarkısını mırıldandı…
“Gitme gitme gittiğin yerlerden dönülmez geri”
...
________

28 Ocak 2009

YALNIZLIĞIM - Vol.3



Şimdi ben yalnızlığı dost yaptım ya kendime…
İyi halt ettim…
Geldi kuruldu yüreğimin başköşesine…
Almanya’dan umut gelecekmiş
Bir de mutluluk var evlendi
ya o ya o oturacak diyorum
Bana mısın demiyor.

Bak yalnızlığım tamam anladım
ben nereye sen oraya ama bu kadarı da fazla gibi geliyor bana.
Ayrıca biri bu yürekte olmayı hak ediyorsa o da aşktır tamam mı?
Çık git artık hayatımdan senden dost falan olmaz bana.
Aşk geldi kapımı çaldı, sen varsın diye giremiyor içeri.
Kim sever yalnızlığı dost edinmiş birini.
Hadi gel naz etme
Alalım şu kapıdan içeri girmek isteyeni.
Bak söz de verdi
Gitmeyecekmiş diğerleri gibi…
_______

27 Ocak 2009

KUMDAN KALE


Günler gri ne zamandır,
Öyle günlerde
sen hep benim beynimin kıvrımlarında
Her an sesleniyorum sana:
Olmayan kelimelerle
düş cümleleri kursan bana
Ben sana uyansam
güneşli her günün sabahında
...
...

Günlerden bir gün
Parmaklarımda parlak kum taneleri
Karışıyor suya
Sen farkında bile değilsin
Güneşli bir güne uyandım ben

Arta kalan kum tanelerinden kaleler yaptım
Saldım saçlarımı batıdaki kule penceresinden aşağıya
Bir adam koşarak geliyor yetişmek için kaybedilen zamanlara

Sen farkında bile değilsin
Her günbatımında
gülümsüyorum ben artık hayata
gün güneşli başlasa da
başlamasa da...
_____

26 Ocak 2009

YALNIZLIĞIM - Vol.2





Ey yalnızlık duy sesimi,
Karar verdim seninle dost olmaya
Korkunun ecele faydası yok
Erkeksen çık karşıma
ve hatta cesaretin varsa beni bırakma...


Belki güneş bir gün ikimiz için doğar
Belki korkuları hayallerimiz boğar
O masal günü gelinceye kadar; susuyorum
Susadıkça yüzün düşer aklıma
Korkar oldum düşlemekten
Adını anarım çoğalır sesim
Konuşmaktan düşünmekten özlemekten
Kimse kimsenin herşeyi olamaz-mış
Di'li geçmişten tek yaramsın sen
Sensiz kimse mi kimsesiz miyim bilmem
Hiç bilmek istemem;
Hatta düşünemem
Gel bak bir elimde gökyüzü var hala
Ötekinde kayıp giden yıldızlar
Korkular da benim umutlar da
Beni bırakma


Feridun Düzağaç


_______


Yalnızlığım-Vol.1 için harika yorumlar geldi. Beenmayadan izin almıştım yorumunu yayınlamak için ama o zaten yayınlamış Yalnızlığa Dair... adıyla.
Yara gibi başlıyor uzun upuzun bir cümle...
Bilirsin işte...Boş verilmiş bir yalnızlıktır aslında seninkisi... Ama boş değil... diye bittiğinde siz düşünmeye başlıyorsunuz.
_______

KISA BİR GEZİNTİ - Vol.1


Bu haftasonu burcumda yazdığı üzere evin düzenine adadım kendimi. Dolaplarımı toparladım ve kutuları açtım. Anılara daldım.

Üniversite yıllarından kalma 3 arkadaş, 4 mektup, eski sevgililere yazılmış ağıtlar, ders notları arasında bulumaması gereken gazete küpürleri, şiirler, duygular, fotoğraflar...1996 yılından kalma br karalama. Gece 01:00'de kaleme alınmaya çalışılan bir notun kara kalem çalışmaları.


---- İlk defa o zaman düşündüm, geri dönülmez diye birşey yoktu. Geri döndüm. Mantığımla görüp, duygularımla karar verdim----


Neydi ki bu mühim kararım bilemedim.


---- Korkunç bir fırtına gövdeyi sarstı. Dallar kapandı korumak için gövdeyi. Gövde sarsıldı, sarsıldı ve korkunç bir gürültü ile devrildi. Ayağa kalktı kalkmasına da kökleri yara aldı. ----


O zamandan beri ayakta mı kalmaya çalışıyorum ben. Yok canım toprağım değişti. Gübre falan. Beslendi benim köklerim. Yağmurlar yağdı, güneş açtı kaç defa. Duruyorum dimdik ayakta.


Biraz daha oyalandım anılar arasında. Gülümsetenler oldu, içimi hala acıtanlar... Bazılarını yırtıp attım, bazılarını özenle sakladım.


Mor Bulut ve Beklemek o günlerden kalanlardı. Mor Bulut basit bir peçeteye yeşil ispirtolu bir kalem ile yazılmış. Beklemek aslında senaryo dersi için tasarlanmış bir "treatment"tı ben öyküleştirdim.


Bir de bu anıtı buldum.

Yıl 1994. Sarı bir kağıda daktilo ile yazılmış.


İNSAN OLMAYA DAİR

ESKİ BİR TAPINAK DUVARINDAKİ YAZIT - M.Ö. 900


Gürültü patırtının ortasında sükûnetle dolaş, sükûnette huzur bulunduğunu unutma. Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış. Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun. Bağışla ve unut. Ama kimseye teslim olma.
İçten ol; telaşsız, kısa ve açık seçik konuş. Başkalarına da kulak ver. Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları; çünkü, dünyada herkesin bir öyküsü vardır. Yalnız planlarının değil, başarılarının da tadını çıkarmaya çalış. İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen; hayattaki dayanağın odur. Seveceğin bir işi seçersen yaşamında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın. İşini öyle seveceksin ki, başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken, verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlatmış olacaksın.
Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol. Sevmediğin zaman sever gibi yapma. Çevrene önerilerde bulun ama hükmetme. İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz.
Aşka burun kıvırma sakın; o çöl ortasındaki yemyeşil bir bahçedir. O bahçeye lâyık bir bahçıvan olmak için her bitkinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutma.
Kaybetmeyi ahlâksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda mağlûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür.
Yılların geçmesine öfkelenme; gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe. Yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme. Rüzgârın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgâra göre ayarla. Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir…
Ara sıra isyana yönelecek olsan da hatırla ki, evreni yargılamak imkânsızdır. Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendi kendinle barış içinde ol.
Hatırlar mısın doğduğun zamanları? Sen ağlarken herkes sevinçle gülüşüyordu. Öyle bir ömür geçir ki, herkes ağlasın öldüğünde, sen mutlulukla gülümse.
Sabırlı, sevecen, erdemli ol. Eninde sonunda bütün servetin sensin. Görmeye çalış ki, bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen dünya, yine de güzeldir.
UNUTMA!!!


______