Anneme gittim bugün çağdaş milli kütüphane kıvamındaki kitaplıklarının başında dolanıyordum, kitaplarına sulanma konusunda "alıp gidiyorsunuz kitaplarımı, sonra ben aranıp duruyorum" diye söylenmelerine gülümseyerek kitap seçeceğimi biliyordum ama bu sefer farklı oldu. Evde yer kalmadı, nereye koyacağım ben bunları diye söylenirken bulunca, hazine bulmuş korsan, oyuncak bulmuş çocuk, ciğer bulmuş kedi misali atladım olaya. Ben bir kaç kitap alayım gelmişken senden diye... Ve bir çanta dolusu yaklaşık 20 kitap ki bazılarını okumuştum, aldım geldim... Hangisinden başlasam diye düşünürken sevgili Kırmızı Günlük beni mimlemişti bir zaman önce "ölmeden önce okumak istediğim 10 kitap" ile ilgili... Ben mimi her zaman yaptığım gibi biraz değiştirdim ve hemen şimdi okumak istediğim kitaplar yaptım... Ve işe mimi yazmakla başladım. Kitaplar daha önce okunmuş olabilirler ki çoğu öyle ve bir ikisi zamanında okunamadığı için içimde kalanlardır. Herhangi bir sıralama yoktur... Yapılan açıklamalar ya ön sözden ya da kitap arkasından alınmış olacağından fikrimi beyan etmemektedir. Mimi kime mi paslayacağım; hımm aslında aklımda üç isim var biri Yalnızlık Okulu ki daha bir önceki kitap mimini bile yapmadı ve diğeri de Laparagas ki o da bir önceki mimi geri çevirerek özür diledi. Bir deneme daha yapmaya kalksam belki bu sefer başarılı olurum...Üçüncü kişi ise tahmin edeceğiniz üzere Şaşkın Kova, muhtemeldir "ben sana mimleme demedim" mi diye çemkirmesi ama olsun, denemeye değer... Dediğim gibi mimin aslında ölmeden önce okumak istedikleriniz ama benim gibi hemen şimdi diye de yapsanız olur. İçinizden nasıl gelirse yani ya da işinize nasıl gelirse... Ve şimdi mim:
1. Hermann Hesse / Demian: Her insanın yaşamı, onu kendine götüren bir yoldur, bir yo ldenemesi, bir yol taslağıdır... Hepimiz aynı derinliklerden çıkıp geliriz ama bir taslak olarak, derinliklerden çıkıp gelen bir yaratık olarak herbirimiz kendi öz amacımıza varmak için uğraşıp didiniriz. Birbirimizi anlayabilir ama kendimizi ancak kendimiz açıklayıp yorumlayabiliriz.
2. Aslı Erdoğan / Kabuk Adam: Bazen insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı veremez, özellikle de mutluluğu hatırmalak kadar. Unutamamak. Belleğin kaçınılmaz intikamı. Herhangi bir iz taşınıyorsa eğer, bu bir zamanlar yara açıldığındandır.
3. Franz Kafka / Aforizmalar: Doğru yol gergin bir ip boyunca gider; yükseğe değil dehemen yerin üzerine gerilmiştir bu ip. Üzerinde yürünmek için değil de, insanı çelmemek içindir sanki.
4. Toni Morrison / Sevgili: Bazı yalnızlıklar, sallıyarak uyutulabilir. Dizleri yurakı çekip kolları kavuşturarak bu hareketi, gemi salanışının tam aksine tekrarlaya tekrarlaya sallanabilir ve huzura kavuşabilirsin. Bu içten gelen bir şeydir - deri gibi sıkıca sarar seni - ama bazı yalnızlıklar dolaşıp durur. Sallayarak onu yerinde tutamazsın. Kendi başına canlıdır. İnsan kendi ayak sesleri uzaklardan geliyormuş gibi çevreye yayılır.
5. Emile Zola / thérese raquin: Hastalıklı kuzeniyle evlenmek zorunda kalan, yaşamının renksiz ve tekdüze akışına boyun eğmişken acımasızca bir tutkuya kapılarak gözü kapalı atıldığı serüvenin acı sonuçlarına da katlanan kadının öyküsü bu.
6. Oya Baydar / Kayıp Söz: Şiddet nerede başlar? laboratuvarda deney hayvanlarını keserken mi, savaşta ölürken mi? Çocuğuna kendi değerlerini dayatırken mi, insanın acısının fotoğrafını çekerken mi? Töreyi uygularken mi, sevişirken mi, yoksa yabancıyı ötekileştiriken mi?
7. Carlo Levi / İsa Bu Köye Uğramadı: Az sonra tren almış görütüyordu beni uzaklara. Romagna'nın dilim dilim topraklarından Piemonte'nn bağlarına geçtik. Önümüzdeki sürgün, savaş ve ölüm yılları o gün göklerde belli belirsiz bulutlar gibi çok uzaklarda görünüyordu.
8. Mustafa Balbay / Afrika'nın Uçlarında: geziye ilişkin en büyük hayallerimden biri, Afrika'nın dibinden doruğuna, doğusudnan batısına, deyim yerindeyse sürüne sürüne yolculuk etmek... En büyük fakirliğim zaman beni böyle bir zenginlikten yoksun bıraktı. Bunun yerine Afrika'nın üç ucunu seçtim: Güney Afrika, Mısır, Fas
9. Yılmaz Odabaşı / Sakla Yamalarını Kalbim: 'Kentlede ve yaşamda hala kiracı' olanlar bilir en çok, hayata dair ne varsa; sürgün yıllar küskün aşklar, kapanmayan yaralar, yitik anılar, tükenmeyen umutlar, solgun yalnızlıklar, inatçı direnişler, "lime lime" yoksulluklar, çoğalan suskunluklar...
10. Gabriel Garcia Marquez / Yüzyıllık Yalnızlık: 'Yüzyıllık Yalnızlığı' yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli kocaman bir evde, toprak yiyen bir kızkardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mutlulukla çılgınlık arasında ayrım gözetmeyen, adaları bir örnek bir yığın akraba arasında geçen çocukluk günlerimi sanatsal bir dille ardımda bırakmaktı amacım.