24 Şubat 2010

NİSANDA BEN






Nisanda
Yaşam yeniden yeşerdiğinde
Köklerin gücü yapraklara erdiğinde
Nisanda

Yitip gitmek istiyorum
Ormanında
Çoğalmak ırmaklarında
Karışmak toprağına

Dallarında ağaç bir ev
Penceresinde sen
Penceresinde ben
Bakmak istiyorum yarınlara
Nisanda

KISIR DÖNGÜ



'Düşünme'

Düşünmeyip ne yapacaktım ki... Dün akşamki konuşmanın üzerinden evden hızlıca çıkmasının ve son söylediği sözün 'Gidiyorum' olmasının üzerine, düşünmeyip ne yapacaktım. Aslında zorladım kendimi uyumak için, yatağıma yattım, bir göz bandı bulup taktım. Sakinleştirici hapın etkisi için bekledim. Öylece sırt üstü yatmış, sokak lambasının aydınlığından bile kaçan kendimi sakinleştirmeye çabalıyordum ki; sokaktaki iki kedinin flörtöz koşuşturmalarına takıldım.

İlk günlerimiz geldi aklıma, ilk karşılaşmamız. İlk dokunuş... Hacer'e anlatmıştım olup biteni, heyecandan sesimin titremesine günlerce dalga geçerek tepki vermişti. Olsundu... Hacer, yüreğimi bilirdi. Avcunun içini bilmezdi ezbere ama yüreğimi bilirdi. Hacer'i arasam diye düşünmedim değil ama geç olmuştu. Göz bandımı çıkarttım, salona geçtim. Sallanan koltuğa oturup düşünmeye başladım.

'Düşünme'

Düşünmeyip ne yapacaktım ki... Az önceki konuşmanın üzerinden evden hızlıca çıkmasının ve son söylediği sözün 'Gidiyorum' olmasının üzerine, düşünmeyip ne yapacaktım. Aslında zorladım kendimi düşünmemek için, gidip müziği açtım, sevdiğim bir şarkı bulup uzandım. Müziğin beni sakinleştirmesi için bekledim. Öylece sırt üstü uzanmış sokak lambasının aydınlığında sakinleşmeye çabalıyordum ki; sokaktaki iki kedinin flörtöz çığlıklarına takıldım.

İlk kelimelerimiz geldi aklıma, ilk seslenişimiz. İlk ses verişimiz.... Hacer'e anlatmıştım olup biteni, heyecandan sesimin titremesine günlerce dalga geçerek tepki vermişti. Olsundu... Hacer, yüreğimi bilirdi. Avcunun içini bilmezdi ezbere ama yüreğimi bilirdi. Hacer'i arasam diye düşünmedim değil ama geç olmuştu. Müziği kapattım, mutfağa geçtim. Elime bir hap alıp düşünmeye başladım.

'Düşünme'

Düşünmeyip ne yapacaktım ki... Az önceki konuşmanın üzerinden evden hızlıca çıkmasının ve son söylediği sözün 'Gidiyorum' olmasının üzerine, düşünmeyip ne yapacaktım. Aslında zorladım kendimi düşünmemek için, elime aldığım hapı hızlıca içtim, mutfak camını açıp önündeki tabureye oturdum. Hafif hafif esen rüzgarı içime çekip sakinleşmek için bekledim. öylece oturmuş sokak lambasının aydınlığında sakinleşmeye çabalıyordum ki; sokaktaki iki kedinin flörtöz mırıldanmalarına takıldım.

İlk bakışlarımız geldi aklıma, ilk susuşumuz. İlk kelimesiz kalışımız... Hacer'e anlatmıştım olup biteni, heyecandan sesimin titremesine günlerce dalga geçerek tepki vermişti. Olsundu... Hacer, yüreğimi bilirdi. Avcunun içini bilmezdi ezbere ama yüreğimi bilirdi. Hacer'i arasam diye düşünmedim değil ama geç olmuştu. Camı kapattım yatak odasına geçtim. Yatağa uzanıp düşünmeye başladım.

'Düşünme'

Düşünmeyip ne yapacaktım ki... Dün akşamki konuşmanın üzerinden evden hızlıca çıkmasının ve son söylediği sözün 'Gidiyorum' olmasının üzerine, düşünmeyip ne yapacaktım. Aslında zorladım kendimi uyumak için, yatağıma yattım, bir göz bandı bulup taktım. Sakinleştirici hapın etkisi için bekledim. Öylece sırt üstü yatmış, sokak lambasının aydınlığından bile kaçan kendimi sakinleştirmeye çabalıyordum ki; sokaktaki iki kedinin flörtöz çığlıklarına takıldım.

İlk günlerimiz geldi aklıma, ilk karşılaşmamız. İlk dokunuş... Hacer'e anlatmıştım olup biteni, heyecandan sesimin titremesine günlerce dalga geçerek tepki vermişti. Olsundu... Hacer, yüreğimi bilirdi. Avcunun içini bilmezdi ezbere ama yüreğimi bilirdi. Hacer'i arasam diye düşünmedim değil ama geç olmuştu. Göz bandımı çıkarttım, salona geçtim. Telefona uzanan elime direnmedim. Aradım Hacer'i. Olup biteni ve sonrasını anlattım. Sessizce dinledi beni... Tek söz etti, kapadı telefonu.

'Düşünme'

Düşünmeyip ne yapacaktım ki... Kendi dünyamın sonsuzluğunda, ben tek başına kara bir ağaçtım. Düşündükçe kuruyor, kur(u)dukça düşünüyordum. Kısır bir döngü gibiydi yaşam...

***

Kapı çaldığında O sandım... Döndü sandım... Heyecanla koşup kapıyı açtım. Hacer'di.

'Biliyorum düşüneceksin, hem düşünmeyip ne yapacaksın ki...'

Kahkahalarla güldük o gece... Hacer, yüreğimi bilirdi. Avcunun içini bilmezdi ezbere ama yüreğimi bilirdi. O yüzden yanında pamuklar getirmişti. Sen dedi, kuru kara bir ağaç değilsin. O gece yüreğimi teslim ettim ona. Düşünmedim... Hem düşünüp ne yapacaktım ki... Dün akşamki konuşmanın üzerinden evden hızlıca çıkmasının ve son söylediği sözün 'Gidiyorum' olmasının üzerine, düşünüp ne yapacaktım.

'Düşün'

Düşünüp ne yapabilirdim ki...





23 Şubat 2010

DURGUN MAVİ





Gözlerin...
O kadar kahverengiyken, ve o kadar derin...

Nasıl olur da;
Durgun bir huzur, mavi bir güven verir.

Gözlerin...
Yüreğinden mi görür?


GÜZELLEŞMEK



Adam sorar:
Ne düşünüyorsun...?

Kadın:
Gülümser sadece

Adam der:
Her ne düşünüyorsan,
seni güzelleştiriyor biliyor musun...


Kadın der:
Ya baktığın yer ya aktığım yer güzel...


KARMAŞA



Yaşam bile,
tüm karmaşasına rağmen
bir yanını umuda ayırıyor.

Peki ya sen..?