22 Mart 2010

HUZUR (MU)

Fotoğraf / Stefano Orazzini





Ike Quebec Blue And Sentimental



Anlar vardır, bir andır.
Sadece tek bir an,
Ömre bedeldir.
Bu gece hissettiğim bu...

Bu gece hissettiğim,
huzur denizinde bir yelkenli.
Yelkenlide bir sen...
Yelkenlide bir ben...

Aynı ufka açılmışız,
Yol alıyoruz
Usul usul.
Varmak istediğimiz yer, aynı.
Olmak istediğimiz hal, aynı.

Ben sen!
Sen ben!
Bir de yelken!

Huzur denizinde,
Yelken,
Usul usul yol almalı.

Bu gece hissettiğim bu.
Bu aşkın yepyeni bir tarifi olmalı.
Huzur denizinde bir yelken,
usul usul yol almalı.
Limanı yürek olmalı.



KEYİF (Mİ)



BEN BUNA KATMERLİSİ DERİM
 GÖNÜL SOFRAMA BEKLERİM

SAĞLIĞA, HUZURA
CAM CAMA
CAN CANA




ADAM KADIN PİYANO GÜNBATIMI BANK EVET

Kadın, bekliyordu... Ama hiç belli etmiyordu. Yaşıyordu. Böyle yaşasalardı da, hep sevecekti adamı.
Adam, bekliyordu... Ama hiç belli etmiyordu. Yaşıyordu. Böyle yaşasalardı da, hep sevecekti kadını.

Kadın, yeni bir dil öğrenmeye heves etti. Sebebi çok da önemli değildi.
Adam, yeni bir dil öğrenmeye heves eden kadını destekledi. Desteği önemliydi.

Kadın, o sabah telaşla hazırlanışlarına veremediği anlamı kendine sorun etmedi.
Adam, o sabah telaşla hazırlanışlarına kadının veremediği anlamı kendine sorun etmeyişini çok sevdi.

Kadın, okyanus kenarındaki dağlara batan günü seyretmeyi çok severdi.
Adam, okyanus kenarındaki dağlara batan günü seyretmeyi çok seven kadını seyretmeyi severdi.


Kadın, kumsalda yürüdü. İyi ki geldik dedi.
Adam, kumsalda yürüdü. İyi ki geldik diyen kadını sevdi.

Kadın, okyanus kenarındaki yürüyüşten dönünce, hadi duş al demelerin anlamını bilemedi.
Adam, okyanus kenarındaki yürüyüşten dönünce, hadi duş al demelerinin anlamını bilemeyen kadını sevdi.




Kadın, duştan çıktı.
Adam, kadını öptü.

Kadın, akşam yemeğinden sonra ders çalışalım dedi.
Adam, hadi şimdi deyip, piyano üzerindeki kartları almasını istedi.

Kadın, piyano üzerindeki bir yüzünde yeni öğrenmeye çalıştığı dilde, diğer yüzünde kendi dilindeki okuma kartlarını eline aldı.
Adam; kadını, kartları, süprizi, heyecanı, geleceği avucuna aldı.

Kadın, batmaya beş kala güneşin ısıttığı banka oturdu.
Adam, batmaya beş kala güneşin ısıttığı banka oturan kadının yanına oturdu.

Kadın, ilk karttaki ilk kelimeyi okudu.
Adam, ilk karttaki ilk kelimeyi doğru okuyabildiği için kadını öptü.


 
Kadın, mutluydu.
Adam, kadının mutluluğuna mutlu.

Kadın, son okuma kartına geldi. Güneş batmak üzereydi.
Adam, son okuma kartına gelince, avucunu sıktı. Güneş henüz batmasın istiyordu.

Kadın, son okuma kartındaki kelimelerin fazlalığını fark etti. Bu benim değil dedi.
Adam, son okuma kartındaki kelimelerin fazlalığını fark eden kadının şaşkınlığını fark etti. Asıl onlar senin dedi.

Kadın, kartı okudu, yeni öğrenmeye çalıştığı dilde.
Adam, kartı okuyan kadını çok sevdi, kendi dilinde.

Kadın, kartın diğer yüzünü okudu, kendi dilinde.
Adam, kartın diğer yüzünü okuyan kadını çok sevdi, kadının dilinde.

Kadın, kartta yazana, evet dedi öğrendiği dilde.
Adam, kartta yazana, evet diyen kadını sevdi bildiği bütün dillerde.

Kadın, adamın avucuna baktı. Yaşlarına engel olmadı.
Adam, avucundaki yüzüğü parmağına takarken kadının akan yaşlarını öptü.  



Kadın, adamı çok sevdi.
Adam, kadını daha çok.






Fotoğraflar / deviantART

21 Mart 2010

AKŞAM AKŞAM GÜLÜMSEMEK



Güzel(e) uyanmak gibisi yoktur
Güzel(le) uyumak gibisi de...

Bu ödül güzel başlayan bu günün
Güzel bitişi oldu
İçimi ısıttı
Beni gülümsetti

Yüreğinin hissedilmesi gibisi yoktur
Yüreği hissetmek gibisi de...

Değerinin bilinmesi
Hele de değer
Yaşıyla, yaşanmışlığı ile
İçinde gizli bir sarrafı barındırıyorsa
Sizi yaşama bağlayandır

Teşekkürler




KÖKLERİN ACIR KENDİNE / ÜÇLEME

I - KARŞI ORMAN
Bazen, yıkıldığında bir ağacın,
Sanırsın ki, bir tek senin ormanında yıkılmıştır bir ağaç kökleri titreye titreye...
Ve sanırsın ki bir tek senin ormanında çıkmıştır yangın...
Ve sanırsın ki bir tek senin topraklarını vurmuştur kuraklık...

Sen sanırsın ki bir orman sen
Bir ağaç senin ki
Bir yudum suya muhtaç bir kökün

Karşı ormana baksan
Duyacaksın çığlıkları
Göğe değecek selvilerinin ucu
Gidip yangını bir an önce söndürsün isteyeceksin
Dileneceksin çiçeklerini açıp buluta
Daha hızlı, daha hızlı ulaş karşı ormana



II -GÖL VE AĞAÇ
Bazen, yıkıldığında bir ağaç bir gölün üzerine
Bir tek kendi yansımasını görür
Bir de acıyan köklerine ağlar sessizce
Oysa o gölün de acısı, seni görmek

Damlayan yaşını kendine katıp çoğalırken ses çıkartmıyorsa
Gözyaşını gözyaşına eklediğindendir
Hiç düşündün mü
Bir göl, her rengin koyusuna neden bürünür




III - KÖK VE YÜREK
Köklerin acır, devrildiğinde
Kendi  yansımanı görüp
Senden öteye gözünü kaparsan
Kendi ormanında
Bir tek kendi yüreğin acır
kendi
     kendine







Fotoğraf / Bartek