19 Ağustos 2009

KURŞUN ASKER Mİ KURŞUN KALEM Mİ?

Topladım kurşun kalemlerimi, her birinden kurşun asker yaptım kendime, oynadım saatlerce...

Ne şanslı çocuktum ben, hem boya kalemlerim oldu benim, hem renk renk boy boy yazı kalemlerim; karası oldu, kırmızısı, ucunda püsküllüsü, yanından çıtçıtlısı... Bazısını rengi için aldım, bazısını süsü için, bazısını Ayşe almış diye, bazısını sınıfın yakışıklısı Mustafa'da var diye...

En büyük heyecanım okul açıldığında koşa koşa kırtasiyeye gitmek olurdu. Ah o defterler, ah o silgiler, ah o beni benden alan kalemler... İhtiyaç kadar alınacaktı. Öyle öğrenmiştim annemden babamdan, ihtiyacı belirleyen neydi ki...? Zevkim mi, kullanma ve tüketme sıklığım mı, kendimi sınıfta bir gruba ait hissetme duygum mu? Daha çok yazmak mı, daha çok silmek belki...


Sahi, ihtiyacın kadarı kim belirliyordu?


Ne şanslı çocuktum ben, yazmak için kalemi olmayan çocuklara göre, hep ihtiyacım kadar defterim, kalemim, silgim olmuştu.


Çok ihtiyacı olup da bir tanesine bile sahip olmaktan mutluluk duyanları okudukça, gördükçe, topluyorum kurşun kalemlerimi, başka çocukların da kurşun askerleri olabilsin, kurşun gibi yazılar yazıp, farkında olmamızı sağlasınlar diye...
Bir toplumun en güçlü silahının; okumak, yazmak ve anlamak olduğunu bildiğimden beri topluyorum kurşun kalemlerimi, daha güçlü bir toplum olabilelim diye...







18 Ağustos 2009

ÖZLEDİM SENİ ÇOK


Günlerdir içimdeki sıkıntı, başka başka kelimelerle tarif etse de sana kendini, biliyorsun değil mi, özledim seni...

Ah! Aşk dediğin bir an, düşmek gibi, kabul ama, ya bakmak gözlerinin içine, ya dokunmak saatlerce, ya uzanmak ve sadece konuşmak biteviye...

Ne çok zaman olmuştu unutalı beri.
Unutmak... Evet unutuyor insan. İlk zamanlar, özlüyorsun deliler gibi, her an aklında ama her an. Tekrar tekrar yaşıyorsun senin olan anları, belki araya sana ait olmayanları da katarak; büyütüyorsun... Büyüyor özlemin... Sonra, zamanla unutuyorsun. Farkına bile varmıyorsun. Yok sayıyorsun.

Sonra, aşk yine, yeniden çalıyor kapını, bir dostun dediği gibi önemi olmuyor kapı arkasında beklemenin, ya da daha çalmadan koşup açmanın, her seferinde sen nefes nefese kalıyorsun.

Üzerini örttüğün, yok saydığın, artık ihtiyaç duymadığını sandığın hislerle doluyor yüreğin, henüz yaşamasan da hayalini özlüyorsun. Yaşadıkça, bir tebessüm yüzünde, huzur yüreğinde öylece tutunuyorsun hayata: Bakmak gözlerinin içine, dokunmak saatlerce, uzanmak ve sadece konuşmak biteviye...

Sonra bir sabah, o olsa da olmasa da, aynı duygu ile kalkıyorsun yataktan: Özledim seni çok... Ve seviyorum galiba... Aşk kadar ama aşkın ötesinde...


______________________________
Fotoğraf / devianART


17 Ağustos 2009

BAKIYORUM KENDİME, KENDİMDE MİYİM DİYE






Geleceksin ya



Bekliyorum



Öyle heyecanlı, öyle şaşkın




Bakıyorum kendime,



Kendimde miyim diye







Sen gel aşk



Kurtar beni çelişkimden







Tehlike anında ilk kurtarılacak : Beynim




Senin yokluğunda



Ben



Üzerine limon sıkıp yedim





Yüreğimi sote ettim



Ciğerim




Gel artık



Rakı sofran hazır



Ben kendimi sana meze ettim







Buzum yok diye üzülürken



Aklıma geldi espirin



Sahi neyindim ben senin







gerçeğin



geçmişin



yokluğun











şimdi ben bakıyorum kendime



bıraktığın boşluğun




u z u y o r






gözün görebildiğine




sesin duyabildiğine




yüreğin acıyabildiğine








kendimde miyim



kendim miyim



kendimden bile vazgeçtim



yabancıyım tenime



dokunuyorum
korkuyorum



çok



ama



pek çok








yeni yine yeniden



ayağa kalkmak zor




















______________________________________________





Fotoğraf / life cycles (teenager, lost in emotion)© Robert

16 Ağustos 2009

ARDINDAN SESLENDİM KENDİMİN

Bunu kendine yapma...
Bir hayalin peşinden koşma...

Koştun daha önce, yoruldun...


Dur dinlen...
Dur dinle...

Dur gitme!
Yorulursun...





Yetmedi diye ağlıyordun,
Bak kalmadı saatler...
Sen koşarken,
Düştü cebinden birer birer...
Şimdi geri dön topla dakikaları...
Belki bir araya gelip,
Bir saat ederler...
Ağlama boşuna,
Ardımdan seslendim ben kendimin;
Tam bir saat boyunca...

Bunu kendine yapma...
Bir hayalin peşinden koşma...
Yorulursun...
Duymadı kendim beni,
Yordu kalbini
Durdu atışı,
Dondu bakışı,
Sustu haykırışı,
Kaldı yine, yeniden tek başına.
Çekildi ebedi sessizliğine,
Dua edeni olur mu bilinmez ama
Güleni çok oldu gibi geldi bu duruma...
Ağladı anıra anıra...
Eşşekti ne de olsa,
Yoksa kanar mıydı kendine,
Düşer miydi yollara...
Bu saatten sonra bir sözüm yok kendime...
Ee bebeğime eee den başka
İyi uykular bu saatte okuyan varsa...
Bari sen anla laftan da koşma bir hayalin peşinden dimi ama...
Dur dinle dur dinlen
Otur bir soluklan kaldırımda
Yak bir sigara...
Düşme bildiğin yollara aşk adına
Yorulursun
Anlasana...
Anladın mı?
Hiç sanmam...
Benim umudum yok senden yana...
Sen düşersin gene yollara...
Aşk çok gerekli sanki sana...
Evet, sana söylüyorum sana...
Hatta alın üstüne...
Düşün...
Taşın...
Gerekirse yak bir sigara daha...
Aşk neydi...
Koşman mı gerekliydi...
Durup beklesen, gelmez miydi...
Sahi, aşk neydi...




_________________________________
Fotoğraf / devianART
'Aşk Neydi?' sorusu için Cache'ye teşekkürler...

İÇİMDEKİ HÜZÜN




Hey heylerin üstünde galiba senin dedin ve gittin ya...
Anlamadın ya se/n/s/sizliğimi
ve hatta sormadın ya...
Dile getiremedim ya ardından...
Sustum kaldım ya kendime...
Konuşamadım ya günlerce kimseyle...
Hani bakmadı ya gözlerim sevdiğin gibi hayata bir daha...
Ağladım ya sabahlara kadar...
İçim çığlık çığlık, yüreğim göz göz oldu ya vedandan sonra...
Dönüp bakmadın ya köşeden...
'Kadın var ya...' bile diyemedi ya dilin...
Kulağımda gidişinin melodisi, döndüm köşeyi...

Keşke;

Bilmeseydi gözlerim onu öpüşünü...


O zaman;

Kaplamazdı, dile gelmeyen hüzün içimi...





Farid Farjad - Aamad Amma








________________________________________



Fotoğraf / deviantART
Müzik için Efsa'ya teşekkür...

15 Ağustos 2009

SEBEBİ BELLİ SIKINTILAR___2


Gözlerimin her an ağlamaya hazır hallerinden galiba dünyaya pırıl pırıl bakışım...
Ya da ben elimde mendil dolaşıyorum diye bu vedalar...




_____________________

Fotoğraf / 1x.com

13 Ağustos 2009

YAZILANI YORDUM - 5




sanmak bir sanrı yüreğime
gerçek yüzüme bir tokat atar gelirim ben kendime,
sancısı kalır geriye sadece yüreğimde...
demek ki sanmak bir sancı yüreğimde...


______________________________
Fotoğraf / deviantART