31 Mayıs 2010

Kaderde Varsa




insan inanamıyor kadere,
insan kadere inanmak istiyor oysa,
kaderde varsa ölmek, ölürüz elbet ama
kaderi olmamalı çalışıp da ekmek parasını kazanmaya çalışanın, ölmek!
kaderi olmamalı vatanını korumak için cepheye giden gençlerin, ölmek!
kaderi olmamalı yola çıkıp da kendinden uzaktakilere yardım elini uzatmaya çabalayanların, ölmek!
beyaz bayraklar çekilmeli gökyüzüne
böyle kadersiz
böyle hesapsız
ölümlerde
beyaz bayraklar yarıya çekilmeli
bugün
ve
kadersiz tüm ölümlerde




UYANIŞ

Esbjorn Svensson Trio /  Spam-Boo-Limbo


henüz yataktan bile çıkmamışız
bembeyaz çarşaflar

ve kocaman camlardan gözüken bahçede,
çalan müziğe eşlik eden kuş sesleri

ben sana uyanmışım
sen bana
gözlerimizde aşk
neden bu kadar geç kalmışız ki

öylece omzundayım
kolunu atmışsın ve hatta bir bacağını üzerime
tenin tenimde
uyanıyoruz yeni bir güne
 
mutluyuz,
belki de hiç olmadığımız kadar
ve özgürüz
kanatlanıp uçacak kadar
 
 
bazen insan kendi kanadını kendi kırar
ve küser kendine bile
ve bir sabah uyanır yeni bir güne
biraz daha büyüyerek
kendinden kaçmaktan vazgeçer
ve kendiyle barışarak
ve hatta affederek kendini
başlar yepyeni bir güne
 
 
 










sen büyütüyorsun beni
ve ben sırf bunun için bile
daha da çok sevebilirim seni
 
 

28 Mayıs 2010

KURULMUŞ CÜMLELER / 16



Ben her bahar aşık olmam ama
Her bahar gitmek isterim.
Gittiğim olmadı hiç,
Ama olsun... İstemek de güzel.

Can Yücel



24 Mayıs 2010

NEDEN / NİYE / NEREYE



















Bir nedeni yok aslında, gitmek hep dillendirdiğim birşeydir benim.
Uzaklara gitmekse en büyük hayalim...
Niyelerim var kendime göre, belki biraz mola vermek aklıma, yüreğime, duygularıma...
Nereyenin cevabı hep, kendime olmuştur,
kendine yolculuklarımın beni huzurlu kılmasında mı saklıdır gizem,  acaba?

Dün akşam Genco Erkal'ın, Kerem Gibi - Nazım Hikmet'le 35 Yıl, oyunundan çıktığımızda, aklımdaki tek şey, ne kadar şanslı olduğumdu. Ben hep şanslı oldum hayatta; çocukken, genç kızken, ilk aşkımı yaşarken ve dostlarımla bir rakı masasında otururken, bir kasabanın terk edilmiş sokaklarında gezerken... Hep şanslıydım ben. Yaşadım ben, doya doya, elbet daha iyilerini ve güzellerini de yaşayanlar olmuştur ama, ben yaşadıklarımı hep çok sevdim: acılarımı, bende kalan tortularını, bana kattıklarını, benden aldıklarını, mutlu anlarımı... Neden bilmem öyle çok uzun yıllar yaşamayacakmışım gibi gelir bana. Belki de üniversitede, 40lı yaşların bana çok uzak duruşundan,  40a kadar dolu dolu yaşat beni, sonra sen ne istersen o olsun diyerek yaptığım anlaşmanın tesirindeyimdir hala.

Kelimeler rahat bırakmıyor bir dostun dediği gibi, kelimelerle bağlandıklarım ve bağladıklarım da... Yazmayı hep sevdim, çoğu zaman konuştuğumdan daha fazlasını yazarak anlattım. Yazmak; tutkuyla, uzak yollardan gelen sevdiğine kavuşmak gibi. Yazıyorum yani anlayacağınız, tek fark paylaşmıyorum yazdıklarımı, henüz. Ve bir gün yeniden paylaşmak istersem, bunun dünyamda olacağı kesin, bunu bilmenizi isterim.

Dünyam durmuş gibi gözükse de ben nefes almaya devam ediyorum, dolayısıyla, kapılarınızı her an çalabilirim.

Dostlukla uzanan elleriniz, kelimeleriniz ve yürekleriniz için hepinize teşekkür ederim.




13 Mayıs 2010

Dile Gelmeyen Veda





Onlarca veda cümlesini yazıp sildiğimde fark ettim ki;
-2006dan beri yaklaşık 800 yazı yazmışım-
yazdığım hiçbir yazımda bu kadar zorlanmadım.

Şimdi giderken,
söylenecek onca söz varken
ve edilecek bir o kadar teşekkür,
sadece hoşçakalın diyorum.

 O hoşçakala neler sığdırmış olduğumu
 hissedeceğinizi biliyorum.

Sevgiyle kalın...


Evren








23:46 Yağmur başladı...