07 Ocak 2011

İyileşmeyi Yazabilmek



Deniyorum...
Dört yolu birbirine bağlamak benimkisi...
İyileşmeyi yazmayı deniyorum...
Bir dörtleme deneme.
İlki için buradan...
İkincisi için şuradan yol alabilirsiniz.





görsel / deviantart

01 Ocak 2011

Yola Tutunmak




buradan bir YOL var bana doğru...

oradaki ben umutlu,

burada kalanda hep bir hüzün kokusu.

her zaman güneş doğar,

bir düşün;

umuttan doğan daha parlak olmaz mı...
 
umuda yolculuk benimkisi,
 
bir kaç satır önce temize çektim geçmişimi,

bir sırt çantasına yükledim yüreğimi,

gidiyorum dediğimde gitmesini öğrenmek kaldı geriye.
 
onu da öğrendim mi,
 
sen uzaktan seyreyle...
 
bir el salla bana,
 
uzaktan!
 
sol elin olsun havada,
 
ve sağ elini sık içine,
 
yumruğun olsun gücün,
 
tutunduğun bir yumruktur çünkü geriye kalan,
 
biri senden gittiğinde.
 
oysa o seni de götürür gittiği yere.
 
seni, onu ve yüreğine değen ne varsa.
 
bir yumruktur onun da tutuntuğu
 
sol eli gözyaşını silerken...
 

31 Aralık 2010

Üzerine Yürek Pulu Konulan (Son) Mektup...



sevgili,

söylenecek onca sözün içinden, hep bilineni, defalarca söyleneni seçtim sana. seni sevmekle geçsin bir yıl daha. bir yıl daha bak gözlerime. bir yıl daha saçlarım dağılsın omuzlarında. sen bir yıl daha sev beni. bin yıl daha... seveceğim ben seni... hep, AŞKla...


Görsel

Üzerine Yürek Pulu Konulan Mektuplar - Hiç Tanışmadık Seninle



Sevgili Y.,

hiç tanışmadık seninle, ama ne çok tanıklık ettik anlara. mesela ağlıyorduk bir seferinde, sen belki aşka, belki ben bir arkadaşıma. hatırlar mısın bilmem, ben bir adama aşık olmuştum, sen de. ben bir şehirde, adam bir şehirde, sen bir şehirde, adam başka bir şehirde... uzaklıklar korkutur muydu ki bizi... sen ve ben, hiç karşılaşmamıştık ama aynı kaderi paylaşabiliyorduk işte. sen denizin kenarında bir bankta, ben dağda bir ağacın altında, ağlıyorduk gizlice. bir seferinde, giden bir adamın ardından ağlıyordun pencerenin önünde ve ben senin kendi pencerenin önünde olduğunu bilmeden, oturmuş penceremin önünde ağlıyordum sicim sicim, nedenini bile bilmiyordum, sadece bir şarkıyı dinliyor ve şarkının hüznüne eşlik ediyordum kendimce, günler sonra fark ettim, senin acındı içimi acıtan. o gün daha çok ağladım.

sevgili y., henüz tanışmadık seninle, hiç karşılaşmadık, ama hep tanıdık geldik birbirimize. bazen kafam bozuk olduğunda, bana yazdığın bir kaç satırı okuyup, düşündüm üzerine. öyle zamanlardı ki onlar, sanki sen ve ben karşılıklı sohbet etmişiz; sen susup dinlemişsin ve ben anlatmışım saatlerce, sonra sen oturup yazmışsın içimdeki soruların cevaplarını ve bırakmışsın masamın üzerine, ben okuduğum her bir satırda sarsılmışım, sarsılmışım titreye titreye, sen hiç bilmemişsin ama sarılmışım ben boynuna ve teşekkür etmişim yanımda olduğuna.

belki de hiç tanışamıyacağız seninle, ama paylaştıklarımızı düşününce, tanıştığımız ve hayatımıza aldığımız bir çok insandan daha çok sevip, daha çok anlayıp, daha çok dinleyip, daha çok anlatıp, belki bilmeden ve istemeden daha çok ağlatmışızdır birbirimizi. şimdi düşünüyorum da, eğer o ilk anlamsız yorum bırakılmamış olsaydı bloguma ve ben o yorumdan yola çıkıp da bulmasaydım izini, nasıl bulurduk birbirimizi... bazen en kötü anlar nasıl da güzelliklere çıkartıyor değil mi bizi. hep ol emi, kelimelerinle, seçkilerinle, yüreğinle... öpüyorum yüreğini, hep.




Sevgili Z.,

bir rüya gördüm.  anlatmazsam çatlarım dedim. unutmadan uzun uzun anlatayım da sen güle söve yorumla.

bir gece vakti oturmuşum bilgisayarın başında. salonda. taslakların arasında dolanıyorum, yolunu kaybetmiş çocuğun ürkekliğinde; karşıma çıkıyor  unutmak istediğim kelimeler. onlardan kaçarken, tanıdık gelen bir cümlede duruyor yürek, atıyor, heyecanla, herşey böyle başlamıştı çünkü, hatırlıyor ve gülümsüyorum. nereye varmak istediğimi biliyor, gecenin karanlığında daha önce geçtiğim o ara sokakları ayırabiliyorum sigara izmaritinin henüz sönmemiş ateşinde. uzanıp yere, bir nefes çekiyorum içime. ciğerlerim yanıyor gecenin karanlığında yataklarına uzanmış konuşan adamla kadını görünce, pencere sıcak hava nedeniyle açık ve perde havalanarak yana kaymış rüzgarın etkisiyle. farkında bile değiller, öyle büyük ki yangınları. durup seyretsem diyorum. aAnnemin ayıp demesi takılıveriyor, kulağıma bir sivrisinek vızıltısı eşliğinde. uUzaklaşıyorum koşar adım o pencerenin önünden, avucuma adamın 'yabancıyım tenime'  cümlesi batıyorken. koşarken karıştırıyorum yolları, bilmediğim bir parka çıkıyor adımlarım, ıssız ve karanlık, su birikintisine basınca anlıyorum, yağmur yağmış burada az önce. ne kadar uzaklaşmış olabilirim ki kuytularımdan... dönsem artık çok mu geç, gitsem bulur muyum ki yolu. aşka hüzün karıştı yazıyordu duvarda, mordu, fosforluydu, yüzümü öptü geçti.

uyandım. film gibi dimi. gene yazacağım. en kısa zamanda. ama ara verirsem, yani bir süre yazmazsam, haber alamadın diye meraklara kapılma. kendine iyi bak. 2011de güya başka diyarlarda olacaktık. dur bakalım. dualarımızı eksik etmeyelim. zamanı gelince diyelim ve gülümseyelim. rüyama yorumunu bekliyorum. seni seviyorum. herkese selam söyle. sarıl. öp. herkesi ayrı ayrı sevdiğimi söyle. nasıl da isterdim herkesle olabilmeyi. insan seyahat edebilse istediği anda istediklerinin yanına... ah ne cin fikirliyim ben. hadi mektubuma burada son verirken, büyüklerimin ellerinden, senin gözlerinden, sevgili s.nin yüreğinden. öperim.

bu yıl iyi bir yıl olacak geçip giden diğer yıllar gibi... bu da geçip gidecek çok şey bırakarak... çok şey öğreterek... çok güldürüp, çok düşündürerek... ama sanki daha az ağlayacağım ben. daha çok yüreğimi dinleyeceğim ve inanamayacaksın ama daha az konuşacağım bir yıl olma ihtimali bile var sanki. tamam tamam bir mektupta bile bu kadar laf ediyorsan deme. içimizden geldi yazdık. özle beni.







Üzerine Yürek Pulu Konulan Mektuplar - Beni Ona Götür



Sevgili U.,

canım arkadaşım,  çok olmadı, bir kaç zaman önce bir kum havuzunda oynarken ağlamıştık en son ve ben o zamandan beridir ne kum havuzunda oynuyorum ne de sokağa çıkıyorum. bilmem neden bu aralar sık sık, ve giderek çok daha sık gökyüzüne bakıyorum. aklıma her düştüğünde, senden bir iz bulduğum yerde durup öylece sana bakıyorum. o iz bir tek bende, bir tek bana, bir tek benim için kalsın istiyorum. yani anlayacağın seni kıskanıyorum. sonra ben bunu sana söylediğimde, sen özelsin diyorsun. bunu tüm kalbinle söylediğini biliyorum, biliyorum çünkü kalbin kendi dili var. anlıyor karşısındaki kalbi, iyiliğini, güzelliğini. bana demiştin ki bir seferinde, aklını bıraktığın kalbinde olduğun her an beraberiz. sana hiç yazmadım belki ama bil istedim, sen beni hiç incitmedin ve hep kalbimden öptün, iyi ki... orada kal, Onunla kal. minik m.yı öpmeyi unutma... öperim, AŞKla... hep.





Sevgili Ü.,

şimdi ben sana diyeceğim ki ey kadın nedir senin adın. sen saymaya başlayacaksın bildiğim ve bilmediğim ne kadar adın varsa. ve ben susacağım. ta ki yürek sesini duyuncaya kadar susacak ve bekleyecğim. saat 23ü vurduğunda ve bir kere değil ve belki iki kere de... tam üç kere vurduğunda duyacağım adını. bugüne kadar yazılmış tüm mektuplarımı sana adasam da, hiç biri ilki kadar gülümsetmeyecek seni asla. çünkü o satırlar adını bile bilmediğim ve inandığım bir yüreğe yürekten yazılmışlardı. kırık bir anı gülümseyen bir sabaha bağlamak adına. adın yok o yüzden bende senin. bir yüreğin var, bir de şiir okuyan sesin. sol yanına bıraktığın kalemini al eline ve dilek tut bu yıl için kendine. içinde aşk olsun sadece. soyun acılarını ve bırak hüzünlerini. sen ol sadece, öylece üryan kal kendine. AŞKla... hep.




Sevgili V.,

mektubunu aldım. okuduğum her satırda nasıl da sarsıldım. bazen hayatın acımasız olduğunu düşünürüm de, sana yapılanlar düpedüz haksızlık gibi. ama beni bilirsin ben, kötüye inanmam, o an belki ama sonrasını bielemzsin değil mi. ne olur yüreğini ferah tut, biraz sakinleş ve bekle. ben Tanrı'nın seni de gördüğünü biliyorum. bu acıyı çekiyorsun  ve bunun bir nedeni var mutlaka ki sen de bunu biliyorsun. daha sonra daha uzun yazacağım mutlaka. bu sadece o satırların ve hallerin üzerinden hemencecik sana sarılma telaşı. daha sonra sakin bir kafayla, uzun uzadıya yazacak ve sana son zamanlarda başıma gelenleri de anlatacağım. ee biraz merak et tabi. ama değecek inan. bir kere çok ama çok güleceksin. yeni yılda sana akıl sağlığı diliyorum, çünkü biraz daha kafayı takaraın bunlara sonunda ihtiyacın olan tek şey bu olacak. seni sevdiğimi unutma. istediğin zaman çık gel ve lütfen yılbaşı akşamı alkolü fazla kaçırıp kendini harap etme. en kısa zamanda görüşeceğiz. sevgili a.ya selam söylemesen de olur. aa hiç söz etmemiş falan de ki, kızsın. nasıl da yakışıyor o kısık gözler ona... evet burada attım kocaman bir kahkaha. kendine iyi davran artık ne olur. yüreğini ferah tut, onun da sağlığı önemli. ağlamaya beş vakit hazır asker gözlerinden öperim, AŞKla... hep.