Tamam! Siz bıkmış olabilirsiniz. Ama ben sizi uyardım; dedim ki aşık oldum. Ciddiye alanınız olmuştur gülüp geçeniniz ama nafile... Öyle ya da böyle ben size bir kez daha söyleyeyim; siz benden daha çokkkkk Newburyport dinlersiniz. Nedeni basit, aşık olan düşürmez dilinden yüreğinden sevdiğini.
Newyorktayım. Son bir kaç günüm. Hayallerimin hemen hemen hepsinde o yağmurlu son günün kelebekleri. Becerebilsem de çizsem size bir bir. Kaç kelebek kanatlandı o gün içimde, kaçı gelip de kondu yüzüme bilmiyorum, bildiğim bu duyguyu çok sıklıkla yaşamadığım.
Bir meditasyon sonrası yokuştan aşağıya iniyordum ve yine bu duygu vardı içimde. Hafiftim, öyle hissediyordum, uçabilirim gibi geliyordu... denemedim.
O sabah iki gündür bizi ısıtan ve asla bunaltmayan güneşi göremeyeceğim diye mızmızlansam da son gün, son sabah diye atıvermiştim kendimi sokaklara... Uzunca yürüdüm. Uzunca düşündüm. Uzunca uçuştu kelebekelrim. Kendimi o gün daha bi' sevdim. Daha bir tutundum yüreğime. Teşekkürü sıklıkla unuttuğuma döndüm yüzümü. Gülümsedik karşılıklı.
Nerede okumuştum hatırlamıyorum. "Kötü hava koşulları yoktur, o koşullar için uygun hazırlıklar yapılmamıştır." benzeri bir şeylerdi. Hayat da böyle geldi o an, hayatın iyisi ve kötüsü yoktu. O hayat koşulları için hazırlıklı olmak vardı. Ben kendi hayat koşullarıma hazırlanmak konusunda tembel bir öğrenciyim. Her şey hazır gelince, her şey hep hazır olacakmış sanıyorsun. Oysa uyum sağlaması gereken sensin. Sen susun. Hayat bir kap.