Aslında diye başlayacaktım sözlerime, aslında... Devamı "asıl olan ne"sorusu ile gelince durdum. Neydi asıl olan, suret olan neydi... Geçen gün denk geldiğim dizinin repliklerinden biri takıldı dilime: aynadaki adamı bazen hiç sevmiyorum, öylesine kibirli ki... Bu sabah aynaya uzun uzun baktım. Yer yer çatlamış dudaklarımda gün evvelden asılı kalmış gülümsemeye, feri gitmesin diye direnen gözlerime... uzun uzadıya baktım. Cümle kurabilmek için kelimelerin birbiri ardına yaptıkları yakın takipten kalan zamana sorular sığdırıyorum: Nasıl biriydi aynadaki, ben miydim, aslım mıydı, suretim mi yoksa... Nasıl görüyorsam öyle miydim, yoksa nasıl görünüyorsam öyle mi?
Herkesin dediği kadar akıllı mıyım... kendi aptallıklarımı bildiğimden mi akıllı olmak nedir diye sorgulamam? Kendime uyandım bu sabah... aslıma mı, suretime mi, içimdeki saklı benlerden hangisine uyandım ben sahi... kafamda onlarca soru dolanırken oradan oraya... Yansıma ve Yanılsama'ya denk geldim. Çok şeyi demiş bugün, çok şeyi çok güzel demiş bugün Brajeshwari:... Ben çocuk olmayı seçtim...
Çocuk kalabilir miyim bütün gün. Sırf beni kızdırdı diye mesela saçını çekebilir miyim oda arkadaşımın. Elinde telefonu bütün gün sevgilisi ile kavga eden bir diğerini şikayet edebilir miyim müdür öğretmene... Bahçeye çıkıp oyun oynasam, hazır kar da yağıyor... Kardan adam yapsak bütün çalışma arkadaşları bir arada olsak, boyumuzu aşsa adamın boyu... merdivenle tırmansa içimizden biri, bir şapka koysa başına, boynuna bir kaşkol dolasa... Havuçtan burun, kömürden gözler yapsak... Hatıra fotoğrafları çektirsek birer ikişer... Karlarda yuvarlansak... Islansak... Eve gidince azar işitsek annemizden babamızdan, üstümüz başımız ıslandı diye, ille de hastalanıp ateşleneceğiz diye azar işitsek bir gece boyu... Ihlamur içip içimizi ısıtsak bu gece, sırf ertesi sabah kalktığımızda burnumuz akmasın diye... Soba başında kestaneyi kebap yapıp, soğuğa aldırmayan bozacıdan aldığımız bozaya biraz tarçın eksek ve leblebi konduruversek üzerine birer ikişer... Bugün çocuk olsak mesela... Çocuk kalan yüreğimizi salsak gökyüzüne... Bulut olsak... Bulut gitse, güneş kalsak...
Ne çok keşke oldu değil mi...
Son anda aklıma geldi... Ne demişti Brajeshwari:
Fakat bugün "keşke" dememe günüymüş aslında...Bak! mumlar sönmedi hala... Müziği değiştirmeye de gerek kalmadı...Burdasın ve dinliyorsun....Sessizliğin içinde...Tam kalbimin orta yerinde, varsın aslında....ve ben devam ediyorum sana anlatmaya....
Ben kime sesleniyordum kelimeler boyunca...
Gülümsememe bakılırsa, yine sana...