02 Nisan 2010

HIMMMM...


Cuma niyetine
Kahveyi katık edip bu lezzete
Bir kaçamak mı yapsam

 

FOTOĞRAFIN FISILTISI / ADAK




Aşk!

 Bir ayin gibi
Yakılan her mum
Yenilenerek sevme hali
Ama bilirsin değil mi?
Bir gün bir rüzgar eser
Önemi kalmaz kaç mum yaktığının
Rüzgar bütün alevleri yutar gider
Mumlar söner
Ayin biter






01 Nisan 2010

AZOR (AZORES)


Portekiz Adaları
Azores

Dokuz adadan ikisi
Pico ve  Sao Jorge


Gülen gözleri ile
konuklarını ağırlayanların masasına oturup;  

volkanik kayaların ısısında yetiştirilen bağların tadında
bir kadeh şarabı yudumlamak...

Ve okyanusun kokusunu duyarak 
tatlı su kabuklularının tadına varmak...

Ve bir gün oralara ayak basacağının
düşünü kurmak...

Günün bütün yorgunluğunu aldı
Yürek yorgunluğunu bile!

...


Teşekkürler
Anthony Bourdain


FOTOĞRAFIN FISILTISI / DOYUM

Fotoğraf / Mistrall Mistrall




Açlıklarının hepsini aynı anda doyuramazsın
Bütün oyuncaklarınla aynı anda oynayamayacağın gibi





TUZU EKSİK ŞİİR

31 Mart 2010

BAŞLA/MAK




Geçen pazarın güzelliklerinden bu kare. Taşların arasından gülümseyen yaşamı hep sevdim. Onlarca kare fotoğraf çekmişimdir buna benzer... Beni derin düşüncelere yolcu etmesinin dışında, önemli bir yeri var yaşamımda bu tür mucizelerin.

İnsanoğlunun, narin doğa kadar güçlü olamayışına hep şaşmışımdır. Çetin kışlardan, donduran soğuklardan, sağanak yağmurlardan çıkıp, gülümseyebilmek güne/şe... Doğa, her mevsim, binlerce yıldır devam ettirdiği bu döngü ile bize de bir şey anlatmak ister gibi gelir bana. O nedenle fotoğraflarım doğanın yenilenişini, teşekkür ederim mucizelerin gerçekleşmesini resmedebildiği için. Dönerim yüzümü güne/şe, gülümserim yaşama. Gücümü fark etme fırsatını önüme serdiği için. 

Gün şimdilik güzel...



30 Mart 2010

YÜZLEŞME/K


Fotoğraf / Mario



Bazen kendi kendimle konuşurken yakalıyorum kendimi...
Sen varsın karşımda, bir soru soruyorsun, cevabı bende değil desem de inanmıyorsun.
İnanmadığını bakışlarından anlıyorum ama en çok sesinden.
Sesin titriyor, havada asılı kalıyor, bana ulaşacak gücü bile yok, öyle cılız ki...
Ağzından çıkar çıkmaz havada kırılıveriyor.
Uzanıp tutmakla, bırakıp seyretmek arasında bir yerde kalıveriyor yüreğim.
Öyle kırılgan ki, korkuyor.
Sorun yere düşüyor.
Öyle güçlü kuvvetli bir çarpma ki, yer sarsılıyor.
Ödüm kopuyor.

Sonra herşey başa dönüyor.

Kendi kendime konuşurken yakalıyorum kendimi.
Soruyu soran ben oluyorum, cevabı veremeyen yine ben.
Kendime inanmadığımı bakışlarımdan anlıyorum ama en çok sesimden.
Sesim titriyor, havada asılı kalıyor, kendime ulaşacak gücü bile yok, öyle cılız ki...
Ben öyle sanıyorum, çünkü aklımdan geçer geçmez kırılıveriyor.
Bırakıp salmakla, saklayıp sakınmak arasında bir yerde kalıveriyor aklım.
Öyle kırılgan ki, korkuyorum.
Soru yüreğime düşüyor.
Öyle güçlü kuvvetli bir çarpma ki, bedenim sarsılıyor.
Gerçek kol geziyor.

Sonra herşey başa dönüyor.

Kendi kendine konuşurken yakalıyorum seni.
Soruyu soran ben oluyorum, cevabı veremeyen sen.
İnanmadığımı bakışlarımdan anlıyorsun ama en çok sesimden.
Sesim titriyor, havada asılı kalıyor, sana ulaşacak gücü bile yok, öyle cılız ki...
Ağzımdan çıkar çıkmaz havada kırılıveriyor.
Uzanıp tutmakla, bırakıp seyretmek arasında bir yerde kalıveriyor yüreğin.
Öyle kırılgan ki, korkuyor.
Sorum yere düşüyor.
Öyle güçlü kuvvetli bir çarpma ki, yer sarsılıyor.
Ödün kopuyor.

Sonra herşey başa dönüyor.

Sen kendi kendine konuşuyorsun
Ben kendi kendime
Sorular havada çarpışıyor
Ve verilemeyen cevaplar verilenlerle düelloya tutuşuyor
Biri saymayı bilmiyor, erken dönüp tetiği çekiyor
Cevaplardan biri yere düşüyor
Ödümüz kopuyor
Gerçek ortada kalıyor
Sahiplenen olmuyor