Sabahın bir körü, aklımda abime uğrayıp iki lafın belini kırmak ve kahvelerimizi yudumlarken olup bitene gülmek var... Sabahın telaşında hazırlanıyorum. Yüzüme yansıyan huzur, sabah tembelliğinin kahvaltı keyfi ile katmerlenince daha da bi ışıldıyor. Hayat bugünlerde güzel. Şükürler olsun...
Abime, bir kaç gün öncesinin o karalar bağlayan gözlerinin nerelere dalıp da çıkamadığının hesabını soracağım. Cümlemi kurar kurmaz, üstelik üzerine kızgınlığımı dile getirememişken, çalan telefon bir ziyaretçiyi haber ediyor. Keyifle buyur ediyoruz, böbrek yetmezliği nedeniyle ölümle kavgasından galip çıkan bay E. biraz kilolu biraz yaş almış bedenini koltuğun kenarına iliştiriyor, sanki az önce önemli bir konuyu böldüğünün farkında gibi biraz mahcup söze başlıyor. Olanı biteni anlatıp, "Allah razı olsun" diyor. "Ben senden razıyım, Allah da razı olsun inşallah" diyor. Bursa'ya kadar gelmişken ödenmek istenen vefa borcu o koltuğun ucundan kalkıp gözlerimize oturuyor. Ağır geliyor. Bir damla yaşla akıp gidiyor, yapılan iyilikler gibi o damla da denize karışıyor.
Abim duyarlı adam, az önceki ziyaretin yarattığı havayı, dağınık masasını toplayarak dağıtmaya çalışıyor. Her hareketi bana komik geliyor. Büyümek, farkında olmak, seçmek üzerine yaptığımız sohbetin temel kaygısı; hayatımızda olan insanlar ve onlara verdiğimiz değer ile davranışlarımız ve karşımızdakinin algısının örtüşüp örtüşmediği...
İnsanın yaşadıklarının, seçimlerinin sonuçları olduğu gerçeğini -daha bir kaç gün önceki deneyimime dayanarak- bir anekdotla aktarmaya çalışıyorum. Bana hak verdiğini sessiz kalışından anlıyorum. Esneyen bir dal olmanın direnen bir yanı olduğunu, rüzgarların asla bu esnekliğe zarar vermediğini, bir zaman önce bir dostun da dediği gibi, belki de mutluluğun ve huzrun bir bukalemun gibi, bulunduğun ortama ayak uydurmakla mümkün olabileceğini kısa kısa konuşuyoruz. Neredeyse her kelime arasına girmeye başlayan telefon konuşmaları dur durak vermeyince, söylenecekler söylenip, çıkarılacak dersler iğne ile kazındığından gelen son konuğa "ben de tam kalkmak üzereydim" deyip, gülümsüyorum.
Hayatın denkliğine, sunduğu güzelliklere, en çok da baktığımda gördüğüm huzura ne kadar razı geldiğimi fark ediyorum. Resmi binanın çoklu merdivenlerinden aşağıya inerken, hayatıma; "ben senden razıyım" diyorum. Hayatımın benden ne kadar razı olduğunu bilemeden bu evrene, bedene veda etmek istemiyorum. Bir yolunu bulma umudumu koruyarak kontağı çeviriyorum.
Hayatın denkliğine, sunduğu güzelliklere, en çok da baktığımda gördüğüm huzura ne kadar razı geldiğimi fark ediyorum. Resmi binanın çoklu merdivenlerinden aşağıya inerken, hayatıma; "ben senden razıyım" diyorum. Hayatımın benden ne kadar razı olduğunu bilemeden bu evrene, bedene veda etmek istemiyorum. Bir yolunu bulma umudumu koruyarak kontağı çeviriyorum.
görsel / deviantart
Sen Senden razıysan Sen de Senden RAZIdır MUTLAKA :)))
YanıtlaSilZeki Müren'in sesi, senin yazın, sabah çayım ve huzur dolu bir an... Özlemişim sevgili Evren.
YanıtlaSilrazıdır değil mi tutsak :)
YanıtlaSilhuzur hep bizimle olsun aysema...
YanıtlaSil