13 Nisan 2022

İyilik İyidir*


Güler yüzlü olmak bir seçimdir, nazik olmak, saygılı olmak, beklentisiz ve kendiliğindendir. Sen öyle olmayı seçmişsindir. Bu senin öfkeli, mutsuz, küstah ve saygısız olmadığın, olamayacağın anlamına gelmez. Öylesindir de çünkü. O gün de "o" sen çıkmıştır içinden, sen "o" olmayı seçmişsindir. Önemli olan seçimlerin değil, seçimlerinin karşında, yanında olmasını dilediğin, olunca mutlu olduğun, olması ile dünyaların senin olduğu kişileri, canlıları, doğayı o seçimler sonucunda nasıl etkilediğindir. En önemlisi senin içinden çıkabilecek onlarca "o"dan hangisinin seni, başını yastığa koyduğunda, gülümsettiğidir.  

Mavişin hayatımıza girmesi  ile şimdinin kabul gören söylemi ile daha minimal bir hayatın bize yetebileceğini anladık. Dönüşmeye başladık. Evin içinde eşya mı seni sen mi eşyayı kullanıyorsun ikileminde yönümüzü eşyayı kullanmaya çevirdik. Doğada olmayı sevdiğimiz kadar evde olmayı da seviyoruz. Meselenin nerede olduğumuzla ilgili olmadığını, nerede olursak olalım, bizi mutlu, huzurlu, özgür hissettiren bir ortam yaratabilmek olduğunu anladık. 

Kamplara görmekten keyif aldığım objeler taşırım, üşenmem, ille yer bulurum onlara, gerekirse bir tişört çıkarır onları alırım yanıma, minik detaylar önemlidir. İnsanı özel hissettir. Bazen eve gelirken yan bahçenin çimi içinde kendiliğinden bitmiş bir papatyanın "seni düşündüm, ne mutlu olursun sen bu papatyanın varlığına" diye uzatılması 100 gülün alımlı paket kağıtlarına sarılarak, bir aracı ile gelmesinden daha fazla anlam ve mutluluk yaratabilir. Bazen de anlamsız bir "ne kopardın, ne gerek vardı" ile sonuçlanabilir. 

Kimine iyi gelenin kimine gelmemesi yadırganacak bir durum değildir aslında, mutlak doğruluk üzerinden bir hayat biçimlendirmenin mümkün olamayacağı gibi. Mümkün olan tek şey var, benim bilebildiğim, anlayabildiğim kadarıyla, hayata baktığın pencere bir yerde bir şekilde şekilleniyor, o şekillenmede "sevgi" bir doz, önemli ve olması gereken, onsuz kesinlikle olmuyor, gerisi teferruat, belli bir saatten sonra işte o pencereden ne gördüğün senin seçimin oluyor.  

Bir arkadaşım "Ben meczuptan, sarhoştan korkmam bilir misin? Ben en çok sevgisiz büyüyen insandan  korkarım" demişti. Sevgisiz büyüyen insan için seçmek daha zordur, kat edeceği yol çok daha fazladır. Ama olmaz değildir, mümkündür yani, içindeki, en derinindeki, elle tutulamayan, gözle görülemeyen, ama ille hissedilen tohumun ihtiyaçlarını bilip, seçimini onu büyütmekten yana kullanmak. 

İyilik iyidir, bunu bilmediğimden değil de, bir düstur olarak kabul edip bir çakıl taşı daha koydum cebime. 

Bu arada bir tavsiye, bak yarım asırlık kadınım var elbet bir bildiğim, eteğinizdeki taşları değil, ceplerinizdeki çakıl taşlarını çoğaltın. Etekteki taşlar kaya olur, tıkar yönünüzü, cebinizdeki çakıllar yol olur, bulursunuz gönlünüzdekini. 

Nasıl laf ettim ama :)

Tam yaşıma uygun değilse ben de bir şey bilmiyorum. 



***


 *Ali Sürmeli bir söyleşisinde paylaşmıştı. "Bir Alevi köyünde bir mezar taşı okumuştum, mezar taşına şöyle yazılmıştı; “ İyilik iyidir “


15 yorum:

  1. Çok şahane! İyilikten geldim, iyiye gidiyorum :))
    Sevgiler ve alkışlar minimal yaşama <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Minimal yaşam geçişi zor bir süreç, ama yavaş yavaş emin adımlarla ilerliyoruz :))

      Sil
  2. iyilik her zaman kesinlikle iyidir

    YanıtlaSil
  3. İyilik yap denize at balık bilmezse halik bilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sıklıkla aklıma geldi yazıyı yazarken :)

      Sil
  4. iyilik iyidir hakikaten de, sizin sözünüzü de pek beğendim. yeni yaş bilgeliği sanırım :)

    YanıtlaSil
  5. Evet ya; hem iyidir, hem bulaşıcı. Üstelik gülümseme ile birlikte bulaşıcılığı hayırlı olan ender değerlerden biri. Bilge sözünü de bir çakıl taşıyla birlikte attım cebime hemşirem. Bir de kalp iliştirdim şuracığıca. <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet canım bulaşıcıdır da aynı zamanda. Cam kalbinden öperim.

      Sil
    2. Porselene upgrade ettim benimkini. Pek de güzel oldu. :))

      Sil
  6. Söz şahane! Bilgelik ve minimalizm yolunda Maviş'in varlığı büyük etken bence. Etekteki ağır taşlar ile cepteki minicik çakıllar aynı mıdır? Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? (Nereden hatırlıyorum bu sözü diye bir baktım geldim, ayet çıktı, iyi mi.) İçimizden çıkabilecek onlarca ''o'' ya karşı onlarca tedbir de var neyse ki. Birincisi, uzak durmak tabii ki;) Sevgiler <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah Maviş, öyle şeyler öğretiyor ki bize, iyi ki kararımız bu yönde olmuş. Hep dediğim gibi #yolda2yolcu olmak iyi geldi bize. Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? Olmaz tabi. Öğrencilere Eramsus yapın, hiç değilse, yurtdışında yapamayacağınızı genç yaşınızda öğrenir, hayal kurmakla ömrü geçirmezsiniz derim. İçimizdeki "o"ları fark etmek de, o "o"yu gösteren aynayı bilmek de önemli tabi, fark edecek ve bileceksin ki, uzak durabilesin. Sevgiler :)

      Sil
  7. Merhabalar.
    Gerçekten her şeye rağmen "iyilik iyidir." Becerebilene, yapabilene, sabredebilene, hazmedebilene...
    Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel demişsiniz, becerebilene, sabredebilene, hazmedebilene... Çok teşekkür ederim.

      Sil

An'a kazınandır senden bana kalan...
ANLAMLIDIR...

Teşekkür ederim sımsıcak yürekten bir tebessümle...