Bir rutin oluşturmak için bir düzene geçmek lazım. Son iki yıldır, uzaktan ev yaptır, evi taşı, emeklilik sürecine gir, o arada hayat kendi akışına seni uydursun derken, bir düzen kurulamadı henüz ama yolun sonunda bir ışık var.
Düzeni olmayanın rutini olmuyor. Misal, ben sabahları yazmayı seviyorum ama sabahları köyde bir yığın iş oluyor. Bozulmayan tek rutinimiz 6'da uyanmak. en geç 6.30. Emeklilikte biraz daha geç kalkarız diyorduk ki, gene olmadı. Çocukluğumdan beri uyku ile pek aram yoktur. Sevmem sabahları saatlerce uyanamayan insanı da, gün bitti gibi gelir. Gezerken de faydasını çok gördük aslında, ne kadar erken o kadar iyi.
Ne diyordum; rutin. Evet bir rutin oluşturduk; mesela bahçeyi akşamları suluyoruz. Üstelik iki haftadır komşumuzun yardımı ile otomatik sulama için çabalıyoruz, yoksa 3 bölümden oluşan bir dönüm bahçeyi sulamak 3-3,5 saatimizi alıyor. Neyse ki köy yerinde imece usulü bir şeyleri kotarmak halen mümkün.
Ben bu yazıyı yazarken, orman işçileri de sabahın ilk ışıkları ile kesim işlerine başladı, sesler ilk gün içimi kıydı. Üzüldüm ve canım yandı. Sonra başka bir pencereden bakmayı denedim hayata. Orman yenileniyor, hayat yenileniyor dedim. Oysa dün gece gene ve yine orman yangınlarına uyuduk. Biz uyuduk da o ateş düşen evler, ormanlar, köylüler, kentliler... Ah ah! Yaktılar ülkeyi her anlamda.
Bu sabah robot çalışıyor evde, ormanda kesim ekipleri, bahçede bizim otomatik sulamacı komşu ve koca, bense bunca işin içinde oturdum arka odadaki çalışma masasında yazı yazıyorum. Sinekliğin ardından sincap fotoğrafı çekmeye çabalıyorum. Zeytin ağacındaki sincap ve henüz cinsini öğrenemediğim kuşun oyununu seyrediyorum. Biri tırmanıyor biri uçuyor, biri duruyor seyrediyor, diğeri konup bekliyor. Sonunda sincap bizim bahçeye iniyor. Kertenkele başını çıkarıp yuvasından etrafı gözlüyor.
Ben onu seyre dalmıştım ki, helikopter sesi ile irkildim. Bursa'm canım yeşil Bursa'm... Çocukluğum, ilk gençliğim, ilk aşkım, son aşkım ile anılarım... Yanıyor...
Bu sabah sakin, kardeşim her yıl olduğu gibi gene bir "ceee eeee" demeye geldi bu sefer hiç duru durağı olmayan bir eklenti var ki ömrü uzatır. O nasıl bir tatlılıktır, o nasıl bir gülüş, yeni bir adım var artık "ati", "aunty" demeye çalıyor ama bir duymak lazım. Ben en çok sonuna doğru incelen e'leri ile "yeee" demesini seviyorum. Bu "evet" demek. Ah bir denk getirip videosunu çekebilsem. Şimdilik babaya yapışık yaşayan bu veledi, ki ben çocukları biraz hırpalayarak sıkıştırarak, ısırarak falan seviyorum, seneye daha fazla görebilmeyi ve kendimce sevebilmeyi diliyorum.
Pakize işleri bitirmiş olmalı, orman ve otomatik sulamacılar işe devam eeee benim de bir kahve ki soğuk demleme yaptım içme vaktim geldiğine göre, biraz blog yazısı okuyup keyif yapma saatim de gelmiştir.
İçimde müthiş bir his var, rutin oluşturmak için ışık göründü, son düzlükteyiz. Sonrası... Sonrası biz plan yaparken hayatın da bir planı olduğunu kavramak ve anı yaşamak. Dertlerin az, mutlulukların çok olduğu günlere selam olsun.
Selam bazı rutinler iyi bazı rutinler insanı sıkıyor
YanıtlaSildemeyeyim de beni strese sokuyor. Örneğin aynı yerde aynı mekanda aynı şeyleri yemek vb. Ben de sizin gibi erken kalkıp sabah yürüyüşünü yapıyorum. Sağlıkta rutin olsun sağlıklı ve enerjik olalım. Ne güzel bahçede sincap kertenkele... Ama yeşil olan ormanlarımız yandıkça içim gidiyor. En son Ankara'da Eymir Gölü'nün arkası yanıyordu. sadece orman değil orman içindeki canlılarda yanıyor çok acı. Hayatın sürprizlerine. Size de hayatın planlaması gönlünüzden geçenleri yapsın. Sevgiyle kalın.
Ah sevgili Parıldayan çiçek, yangınlar duyarlı olan ve bu ülkeyi seven herkesi derinden üzdü. Sabah yürüyüşü için ne yazık ki köyde bir yer yok. Ormanlar da mevsim gereği kapalı. Belki sonbahar vesile olur yeni bir rutine. Dilekleri alıp koydum haybeye, sevgiler.
SilYazıyı keyifle okudum, oradaymış gibi hissederek. Rutininiz keyifle, huzurla dolsun. :)
YanıtlaSilNe güzel eğer hisler de geçiyorsa Ekmekçikız. Biraz da bu yüzden yazıp okumuyor muyuz? Dilekleri aldım koydum heybeme. Sevgiler.
SilBence o rutin düzene oturacak. Her şeyiyle yepyeni bir hayata geçiş yapmışsınız. Alışma dönemindesiniz henüz. Düzenli rutin elbetteki oluşacak.
YanıtlaSilVerdiğiniz karar müthiş yalnız. Dünya genelinde pek çok kişinin hayali olan ve pek çoğunun da gerçeğe dönüştürdüğü... Daha dün sabah okudum. Eski mankenlerden Burak Hakkı Gelibolu'nun bir köyünde yaşıyormuş. Sayısız ceviz ağacı diktiğini falan anlatıyordu. Kıraç ve eşi yıllardır çiftlik hayatı yaşıyor, her şeyin doğalını üretmeye çalışıyor.
''Erken kalkan yol alır'' atasözümüzü bilirsin. Güzel bir alışkanlık sahiden. Ben o kadar erken kalkamam yalnız:) Uyku için en az 7 saat uyumak ve gece 11'den sonrasına kalmamanın önemli olduğu teyit ediliyor sürekli. Vücudumuzda 23:00 – 05:00 aralığında melatonin hormonu salgılanması gerektiği.
Bunları bildiğim halde asla gece 11'de uyuyamıyorum ne yazık. Diyeceğim o ki sağlıklı bir uyku düzenin var sevgili Evren:) Blog yazmak da beyin fonksiyonları açısından önemli. Nöronlarımızı canlı tutmamız gerek :)
İşlerinizde kolaylıklar, sevgiler. 🎉
Not: Gözü dönmüş bir karaktersiz bile isteye çıkarmış o koskoca yangını. Deli olacak insan. Cezası umarım çok ağır olur. Bir de bizlerden Diyanet adına kesilen vergilerin 1 günlüğü ile 1 adet yangın söndürme uçağı alınabiliyormuş. Söyleyeceğim bu kadar...
Sevgili Zeugma, sahalara yeniden dönmeye çalışırken senin desteğin yadsınamaz. Şehirden farklı dinamikleri var köyün ve köy hayatının. Mesela ekmek ve yumurta bakkaldan değil de komşudan alınıyor. Bahçede yetişen üç beş mahsul pazardan aldığın onca şeyden daha lezzetli geliyor. Melatonin önemli hele de yaş ilerledikçe. Nöronlar için üç beş farklı yöntem gerek ki galiba yazmak ve okumak en kıymetlisi.
SilKeşke hukuk ve adalet sağlıklı işlese her alanda. Ülkenin en büyük kayıplarından biri ne yazık ki, cezasız kalan suçlar da belli bir zaman sonra herkes için korkunç sonlar hazırlıyor.
Yine de ve her şeye rağmen bir gün her şeyin çok güzel olacağı o zamanları umutla bekliyoruz. Sevgiler.
Enfes bir yazıydı der noktayı koyarım. Ayrıca yeni dünyadaki hayatı da parmağında oynattığını fark ettim, öyle de yakıştırıyorsun ki her alanda olduğu gibi. Hayatınızdaki güzellikler artsın eksilmesin. Bir an bir yazar gibi düşündüm seni, bu yeni süreçte bi gün kitabın çıkarsa, benim hiç şaşırmayacağım kesin:))
YanıtlaSilAh canım Buraneros sen uzun zamandır okumayınca özlemişsindir. Kabul edelim ki bir gün bir kitap yazılacaksa yazarı belli okuyucusu hazır.
YanıtlaSilYeni hayat, yeni çıkmaz sokak ve yeni komşular... Dediklerine göre mahalleye heyecan ve neşe gelmiş. 😉 Sevgiler.
Ah o 'düzensiz rutin' yazını nasıl da tebessümle okudum bir bilsen!. Kendimi de ortak ettim bu duyguya!. Siz yeni bir yaşam, yeni bir köy hayatı düzenini yola koymaya çalışırken...ben de ana ocağım ve kendi evim arasında mekik dokudum durdum.. Böyle olunca rutin yaşamımdan kopuyorum haliyle! Bandırma'da yakalandığımız 'Balıkesir depremi', ardı ardına bitmeyen ve içimizi yakan yangınlar, sürekli nabzımızı yükselten siyaset gündemleri derken...günler nasıl hızlı geçiyor!. ve ne tuhaf bir yaz yaşıyoruz gerçekten!. Bu karmaşa içinde, yanımda taşıdığım pc'min kapağını dahi açamadığım 2 haftanın ardından, nihayet yeni döndüğüm İstanbul'dan... yeniden normal yaşamıma 'merhaba' derken... eskimeyen canım dost kalemlerime, koşarak geliyorum hemen :))
YanıtlaSilZeytin ağacındaki sincap, kuş, kertenkele... bir an gözümde canlandı!. Doğadaki sahnen şahane;)
Güzel kaleminden süzülen ve benim de güzel hislerle buluşmama neden olan bu harika yazını okumak keyif vericiydi. Fırsat buldukça yazmaya devam edelim. Yeter ki birbirimize ses vermeyi sürdürelim!. 'Dosttan gelen selamlar'ın kıymeti de büyük! Her şeyin başı sağlık. Yeni hayatında, güzellikler hep seninle ve sevdiklerinle olsun Evren'cim. Sevgiyle, esenlikle kal...