Gözyaşımı parmak uçlarınla sildiğinde,
Yasmin Levy - Adiós Querida
Fotoğraf / deviantART
İlk karşılaştığımız gece; insanları rahatsız eden olup biten değil, olup biten hakkında inandıklarıdır demiştin. Ben hep beni sevdiğine inanmak istedim, insan en kolay kendini kandırır ya... Kelimelerimiz tükendiği gün, kendimi kandırmaktan vazgeçtim. Ne zamandı diye düşündüğünü biliyorum; üzerine konuşmadığımız o geceden sonra... Evde bir ses olsun diye her gece müziği açardım.
Her gece dönüp yüzümüzü duvarlara... Uykusuz gecelerde saklandık uzunca bir süre. Dokunmaya cesaretimiz bile yoktu birbirimize... Söylesene Sinan, ne zaman küçüldük, ne zaman görünmez olduk biz birbimize? Nasıl bu kadar yabancılaştık söylesene? Belki gölgemiz uzar da dokunuruz birbirimize diye, inatla yakardım mumları her gece evimizin orta yerinde. Dokunuruz da, sanki bir caddenin ortasında telaşla koştururken birbirine çarptıktan sonra önemsizce bir ağız alışkanlığı ile pardon diyen insanlar gibi, tek bir kelime söyleriz birbirimize diye umutsuzca bekledim.
Ama artık gitmek gerek Sinan... Sen de biliyorsun, ne senin acını ne de kendi acısını kaldıramaz daha fazla bu yürek... Sen de bilirsin onun kocamanlığını; bir serçeninki ne kadarsa o kadardır işte. Bir avuç kadardır nihayetinde...
İnsanları rahatsız eden olup biten değil, olup biten hakkında inandıklarıdır demiştin ya, senin inandığın gibi pencerenden bakamadığımdan değil, tam da aksine o pencereden bakıp da gördüklerimden dolayı gidiyorum ben... Kendi yürek penceremden gördüklerimin güzelliğini bildiğimden gidiyorum en çok da... Ki o pencereden bakmaya devam etseydim hep inandığım Sinan'ı görecektim. Keşke bir kez olsun sen de benim penceremden bakıp, benim Sinan'ımı görebilseydin. Mutlaka, mutlaka en az benim kadar severdin. Çok severdin...