Tahmin ediyorum ki; hiçbir şey olmamış gibi davranamayacağız biz.
Öfkemize yenildik. Acılarımız ağır geldi umutlarımıza.
Biliyorum hiçbir şey olmamış gibi davranamayacağız biz.
Dün bir bugün iki derken kapadık bütün kapılarımızı ardı ardına bakakaldık ardımıza.
Bir arkadaşımla konuştum bu sabah.
Heyecanlı, bir o kadar umutlu hayatından.
Onca yıldan sonra yeni birini tanımaya duyduğu hevese şaşkın;
Bekleyemiyorum aramasını, konuşuyoruz kapatıyorum ve tekrar tekrar aramak istiyorum.
Heyecanıma yenik düşüp arıyorum allahtan dedi hep o bekledik gülümsemeyi hissediyorum.
Ne güzeldir çağlarken duygularınız karşılığını bulmanız.
Bir dere yatağında ahenkle akarken çağlayana dönüşüp coşmanız.
Ama bir de tersi vardır bu durumun:
Size sunulan yatakda akarken karşınızdakinin durup duvarları örmesi.
Tersiniz döner.
O duvarını sağlamlaştırmaya çalışırken telaşla,
Siz cama çarpan kuş misali, kanadınız kırılır yere düşersiniz.
Dönüp bakmaz bile önüne, ne kuş önemlidir o an, ne de kırık kanadı.
Duvarcının derdi kendine ördüğü duvarı.
Coşkunuzu öfkeye dönüştüren güce şaşarsınız.
"Madem duvar örecektin ey duvarcı ne diye dere yatağı olup akmamı sağladın sana.
Hadi çektim bütün restlerimi cevap versene bana..."
Der ama duvarı hiç düşünmezsiniz.
Siz çarptıkça çatlayan duvarı hiç düşünmezsiniz. Ne de olsa kuş olup uçmak sizin derdiniz.
Hiçbir şey olmamış gibi davranamayacağız biz hissediyorum.
Kuş kafasının dikine gidip çarpmasaydı duvara, çatlarmıydı duvar acaba...
Ya da tam tersi duvar çıkmasaydı kuşun karşısına kuş kanadından olur muydu umarsızca.
Siz ne dersiniz?
Sizi bilmem ama biz hiçbir şey olmamış gibi davranamayacağız farkına varmadıkça...
***
[1] İclal Aydın yazısının tamamı için : http://www9.vatanim.com.tr/haberdetay.asp?tarih=03.11.2008&Newsid=206981&Categoryid=4&wid=10