geçip giden zamana inat, büyümeyen çocuk yanımı sevdim, en olmadık zamanlarda asılan yüzümü gülümsetebilen küçük şeylerin varlığıydı en büyük hazinem, çok değil, bir kaç gün sonra bir yaş daha almış olacağım bu hayattan, torbamda ne kadar kaldığını bilmediğim yıllardan biri daha yerini alacak içindekileri biriktirmekten mutluluk duyduğum anılar kutusunda.
o kutuda neler neler yok ki...
geçenlerde katıldığım 'anlama' eğitiminde, "anlamaya çalışmayın, bazı davranışlarınız, anne karnına düştüğünüz 3 aydan başlayarak biriktirdiklerinizle bağlantılıdır. ve bir insan 7 yaşına kadar biriktirdiklerini, 70 yaşına kadar defalarca yaşar" cümlesinden çok önce bırakmıştım anlamaya çalışmayı. şimdi sadece olan biteni fark etmeye çalışıyorum. anlamaya çalışmakla fark etmek arasındaki ince çizginin üzerindeyim. oradan bakıp, oradan görüyorum. bu yüzden bazen çakıl taşlarının küçüklüğüne bakmadan çok büyük düşüşler yaşıyorum. olsun varsın diyorum kendime, düştüğüm yerden gördüklerimi de ekliyorum kutuma. kutum sonsuz bir evren gibi...
bir yanımın inadını kırmak zor olmadı. ama öyle bir yanım vardı ki, zaman zaman son nefesinde bir iyileşme evresine giren hasta gibi, ayağa kalkmaya çalışsa da artık o kadar dirençli olmadığından, içimdeki eski benlerle vedalaşma vakti çok uzakta değil. önümüzdeki günlerde yeni bir benin yeşermesi mümkün olabilecek gibi. bunu fark ettiğimden beri bir başkayım. bir başkayım dediğim her seferinde, zorlaşan sınavdan çakıyorum, şimdilik.
geçenlerde aylardır yaptığımız çalışmanın verilerinin kaybolmasında sergilediğim şiddetli panik beni sarstı, öğrendim dediğim; sakinlikle karşılama, serin kanlı olma ve nefes alarak durulmadan eser yoktu. inanıyorum ki, bir adım daha iyileşmekti olan bitenin farkına varmak. belki de bu yüzden eskisine nazaran daha çabuk toparladım durumu. nihayetinde sorunu, zaman ve veri kaybı olmadan çözebildik.
evet, zaman geçip gidiyor ve küçük şeyler yüzümü gülümsetiyor. içimdeki güneş, sevdiğim bulutların arkasına hep saklanacak ama ben mimozaları, fesleğenleri, frezyaları ve ortancaları hep seveceğim. beyaz papatyalar ve kır çiçekleri ise vazgeçilmezlerim olacak. sallanan bir koltukta oturup içtiğim çayı, okuduğum kitabı ve beni ara ara çaktırmadan seyreden seni neye değişebilirim ki...
geçenlerde aylardır yaptığımız çalışmanın verilerinin kaybolmasında sergilediğim şiddetli panik beni sarstı, öğrendim dediğim; sakinlikle karşılama, serin kanlı olma ve nefes alarak durulmadan eser yoktu. inanıyorum ki, bir adım daha iyileşmekti olan bitenin farkına varmak. belki de bu yüzden eskisine nazaran daha çabuk toparladım durumu. nihayetinde sorunu, zaman ve veri kaybı olmadan çözebildik.
evet, zaman geçip gidiyor ve küçük şeyler yüzümü gülümsetiyor. içimdeki güneş, sevdiğim bulutların arkasına hep saklanacak ama ben mimozaları, fesleğenleri, frezyaları ve ortancaları hep seveceğim. beyaz papatyalar ve kır çiçekleri ise vazgeçilmezlerim olacak. sallanan bir koltukta oturup içtiğim çayı, okuduğum kitabı ve beni ara ara çaktırmadan seyreden seni neye değişebilirim ki...
böyle işte, bir kaç gün sonra yeni bir yaştan bakacağım hayata, güzellikleri görebilmeyi, onların farkında olmayı, yüzümde gülümsemesiz, yüreğimde aşksız kalmamayı diliyorum kendime. dilekler söylenince gerçekleşmez diyenlere inat, bağır bağır bağırıyorum hatta... yeni bir yaşa, sımsıcak içten bir karşıma ile MERHABA diyorum. yeni yılın üzerinden geçen onca güne haksızlık etmek istemem ama, benim yeni yılım pazartesi sabahı uyandığımda başlayacak. evet! sevdiğim pazar bu defa bir başka mevsimin müjdecisi olacak. her şey tanıdık gelse de, her bahar olduğu gibi, ağaçlar yeni çiçekler açacak.
.
Yürekten gelen dilekler gerçekleşir, ben buna inanıyorum. Yeni yaşı kutluyorm şimdiden, yeni güzellikler eklesin yaşamına.
YanıtlaSilSevgilerimle...
sevgili aysema, her yeni yaş, yeni gün, hatta yeni saat... bakmasını bileni ne güzelliklerle çoğaltıyor değil mi... içten olduğunu bildiğim dileklerini alıp yüreğime koydum. teşekkür ederim...
YanıtlaSilEvrencim
YanıtlaSildeğişimini, dönüşümünü, yenilenmeni izliyorum. Aslında her gün yeniden doğduğunu-ışıldadığını biliyorum. Herşey çok güzel olsun dilerim, iyi yaşlara canim...
Kocaman sarıldım, öptüm...
biliyor musun burcu, fark ettim ki ben güneşle yenilenip, güneşten alıyorum enerjimi. bu sabah yenilendim. canlandım. umutlandım yeniden, güneş öyle ılık ki... ve nasıl iyi geldi o içten kucaklaşma bana bir bilsen...
YanıtlaSilİnsanın bir çocuk yanının olması ne güzel değil mi..?
YanıtlaSilÇocuk gibi hep gülümseyen,saf ve masum..
Ve çocuk saflığında,bu kirlenmiş dünyaya direnen..
Anlamak ve farketmekle biribirini tamamlayan bir hayat..
Ama ille de farketmekle anlam bulan yanımız..
Bazen yüreğimizi kanatsa da..
Farkında olmak ve farkında kalmak ne güzel..:)
Şöyle bir bakmak için uğramıştım..
yazınız okuyunca etkilendim doğrusu..
Yeni yaşınızın umut ettiklerinizi size getirmesi dileğiyle..:)
Saygılar..
bazen iyi :) ve bazen o çocuk çabucak küsüveriyor hayata, oyun arkadaşlarına, kendine ve Ona... sonra çocuk ya işte, yine kanıyor hayata, oyun arkadaşlarına, kendine ve Ona. farkında olmak böyle bir şey herhalde deliçocuk... bir yanın hiç büyümesin diye harcadığın çabanın ödülü gibi. dileğin için teşekkür ederim.
YanıtlaSilGeç de olsa yeni yaşını kutlarım.
YanıtlaSilAnlamlı, düşündüren nice yazı ve
denemelerinle uzun yıllara...
dilerim jivago... yazar kalemim, susmaz yüreğim. dilerim. çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilEvrencim doğum günün kutlu olsun:)) demek ki koç burcundansın:) koçlar çok iyidir.
YanıtlaSilsevdiklerinle sağlıklı,mutlu,huzurlu,rengarenk,tüm dileklerinin gerçekleşeceği harikulade bir yaş olsun.bundan sonraki tüm güzeliklerin başlangıcı olsun.
sevgilerimle çoook öptüm.
ne kadar coşkun dilekler bundan kamikazecim. teşekkür ederim. şimdilik iyi gidiyor yeni yaşım ;)
YanıtlaSil