Bir kaç sabah önceydi... Bir yazıya istinaden yazdığım iki satır kelimenin ardından geldi: "güzel, güzele güzel bakar." Hayata gülümsersen hayat da sana gülümsüyordu. İşte kanıtı, dedim: Son zamanlarda karşına hep güzel insanlar, gülümseyen insanlar, aşka yakışan insanlar çıkıyor.
Sevmek üzerine dillendirilmiş onca kelimenin gücüne bir kanıttır davranışlar. Ve kelimelerin gücü diziminden çok yaşamın o anki denk gelişiyle açıklanabilir. Şarkılar da öyle değil midir? Bir ayrılık sonrası dinlenen; geri dön geri dön... ne olur geri dön... Ah olur da bir gün sen de özlersen,Olur da bir gün sen de gözlerimle buluşmayı istersen... Sözlerinin yer aldığı bir şarkı, aşkın ilkbaharını yaşayan biri için hiç de dertlenilecek bir şarkı değildir... o muhtemelen, belki yine Sezen'den; "Damarlarımda yine aşk var, Gözlerim yine bir manalı, Başladı güneşli yağmurlar, Islandı umudumun saçları" şarkısının sözlerine takılıp dinlerken anlamsız gülüşüyle etrafına bakıyor olacaktır. Kelimeler güçlüdür ama inandırıcılığını durumdan alır.
Benzer savunuyu davranış için de düşünürüm. Davranış ve söylem birbirini tamamlar, birinin eksikliği diğerinin inandırıcılığını sorgulatır. Seni seviyorum dildedir. Yüreğe inmedikçe, davranışa dönüşmez. Eksik kalan da budur. Sevgili Buraneros'un "Sahi Kadınlar Ne İster?" diye sorduğu yazısı bu anlamda tüm kadınlarca ve tabii ki erkeklerce de okunması gereken hayatın inceliklerine dair bir ders kitabının soruya cevap arayan bölümü gibidir.
Sevmek üzerine düşündüğüm her seferinde, "sözün özle bir olması" ilkesi karşımda bir ışık gibi durur. Sevmek bir tercih midir? Sevmek ön koşulları olan bir bağıl ders midir? Sevmek okuldan mezun olmak için vereceğiniz bitirme teziniz midir? Yoksa sıklıkla dile getirildiği gibi; nedenleri olmayan bir hal midir?
Kimi niye sevdiğimiz değil belki de çözülmesi gereken, kendimizi niye sevdiğimizdedir asıl gizem. Onu çözebilirsek, hayatın anlamını -kuşkusuz genel olarak değil, özel olarak bizim için anlamını- çözer miyiz?
Kendi kişisel notlarıma bakarken bulduğum iki satırın, yazıldığı andaki çarpıcılığını düşündüm de, bu sabah okurken ki ruh halim, o sabah endişelenen, yükleri omuzlarında yatağa zımbalanmış bendeki etkiyi bırakmadı. Zaten bu yazı da bunu fark edince yazılmaya başlandı.
"Günaydın demek için çok erken farkındayım.
Ama uyandım. Seni düşünerek uyumuştum ya, belki de ondan seni düşünerek uyandım. 05.41di.
Ezan okundu, martılar havalandı, çığlık çığlık adın yankılandı gecede.
Sol yanıma döndüm. Hep yalnız kalan sol yanıma.
Dediğin geldi aklıma; "geçsene bakayım sen benim sol yanıma"
Belki de ilk o zaman fark ettim; önemli olanın bir adamın sol yanında olmak olduğunu...
Martılar havalandı, çığlık çığlık adını haykırdı(m)...
Önce martılara baktım, biraz ürkek, sonra kafamı çevirip sağ yanıma baktım:
Halim yok, dedim...
Halim yok, gelmeyin yüreğime daha fazla."
günaydınnnn,
YanıtlaSilfotoğrafı sevdim :)
Fotoğrafa bayıldım. O nota da.
YanıtlaSilBu not alip bir koseye asmalik tam :)
YanıtlaSilNasıl dinlendim, nasıl sakinledim. İyi ki leri olan kadın, bana yine iyi geldin...
YanıtlaSil:)Yazıyı görünce insan iyi ki demekten kendini alamıyor .. Hımm nasıl desem birinin sol yanında devrim yapmak devrimlerin en güzelidir demişti arkadaşım böyle siyasetten felan konuştuğum bir gece de ..Şimdi o an canladın gözüm de .. Ve bunun üstüne bana sıkıca ve daha çok sarılmanı diledim öperim en güzelinden hem de ki güzel güzeli görünce güzelleşsin diye..
YanıtlaSilVe sen sabah Ezanlarını çok seversin bilirim :))
(Dip not : Abimin tespitleri her zaman ki gibi üstüne yorum yapılmıcak cinsten Ayrıca artık az yazı yazıyor bazen çemkirmek istiyorumm )
insan kelimelerini de sevdim der... der bunu hevesi kırılmasın diye en azından. tamam fotoğraf çok. ben de hayran oldum, çarpıldım vuruldum falan ama insan der... kelimelerin de fena değil falan der.. dimi 7. oda ;)
YanıtlaSilnota ben de bayıldım. bazen bazı adamlar bazı duygularını kelimelere dökmen için güzel bir vesile oluyorlar parpali... fotoğrafın orijinali olsa büyütürüm o derece sevdim ben de.
YanıtlaSilhangi köşe a-h :) ben de astım. blogumun tam orta yerine :)
YanıtlaSilboşuna demiyorum ben, sen hayata gülümsersen hayat da sana gülümser diye elifim... iyi ki buluşuyoruz kelimelerde, dingin sularda ve yüreklerde değil mi?
YanıtlaSilcanımsın sen benim... ben sana öyle kocaman öyle kocaman sarılırım ki güzel güzel görür ve ne güzel der öyle yani :)
YanıtlaSilve evet! ben sabah ezanını severim... serin serin başlarken gün gerinmeye ben uyanıp da öpmeyi severim. iyi ki derim... iyi ki...
seni nasıl sevdiğimi, aynadaki gençliğime benzettiğimi söylesem....bana kızar mısın?
YanıtlaSilsevilmek kızabilir bir şeye dönüşebilir mi gerçekten hasretimin senfonileri... helede senin sevmen. öperim mis kokulu gözlerinden.
YanıtlaSil