29 Ocak 2014

Rüyalar, Geçmiş ve Gelecek

Uzun zamandır uykularım bi tuhaf, gene! Oysa düzene girmişti, yatağa yatar yatmaz uyur, 6-7 saatlik sağlıklı bir uyku sonrasında güne daha güzel başlardım. 2-3 haftadır garip sayılabilecek rüyalar görüyorum: sürekli geçmişte bir şekilde hayatıma giren ama artık hayatımda olmayan insanlarla bir çeşit macera dozu yüksek, "Bond" filmlerini aratmayacak aksiyon çeşitliliğinde sanki uyanıkmışım gibi, gelişen olaylara mantık çerçevesinde baktığım, sabahları yorgun uyanmalarıma sebep rüyalar silsilesi ile boğuşuyorum. Bir de üstüne üstlük neredeyse her sabah "acaba ben gece uykumda konuşuyorum da ben mi anlayamıyorum" ya da "haydaaaa bu nasıl bir rüyaydı diyaloglar son derece mantıksızdı"  gibi cevabı olmayan sorularla üniversiteye doğru yol alıyorum. Sonra tahmin edileceği gibi hemen herkes "neyin var" diyor. Zuzaylılara karıştım, dönecem diyesim geliyor. Ama demiyorum. 

Böyle sabahlarda kafam öylesine dalgın oluyor ki, her şeyi iki kez kontrol etmek, unuttuğum şeyleri gün içinde unuttuğum yerlerinden toparlamak, karşımdaki insanları dinlediğimi sanırken, kafamdan cümlelerini tekrar etmeye çalıştığımda koca beyaz bir boşlukla karşılaşmak ve dönüp, "bir kez daha de bakayım az önce dediğini" gibi anlamsız cümleler kurup gülümsemek, yarım kalan işlerimi sürekli "yapılacaklar listesine" eklemek ama gene de unutmak ile geçiriyorum. Yazarken fark ettim ki sanırım Serpil'imin değişi ile benim "cnbcehsbc" hastalığım pik seviyesinde. İyi de neden?

Gezegensel bir durum olabilir bence, merkür gerilemiş, neptün yana kaymış, mars ters dönmeye başlamış olabilir mesela. Ya da ne bileyim bu uykusuzluk halleri fena halde yıpratıyor beni. Üstelik bir de yaşlandım. Konuya girinceye kadar geçen iki paragraflık bölüme dayanabildiyseniz, bir iyi bir kötü haberim vardı denebilecek ve kişisel tarihime not düşülecek iki gelişmeyi paylaşmak istiyordum aslında. 

Yılların bizi güzel kıldığı zaman diliminden beri dostum olan, her seferinde bıraktığımız yerden başlayabildiğimiz, yeteneklerine her zaman hayran olduğum güzel insan Şenay Şenöz "kitap ayraçları"nı bir başka özel ve güzel yapıyormuş meğerse, hemen annem ve babam için bir sipariş verdim, sabırsızlıkla bekliyorum. Sonra kendime de yaptıracağım bir tane ama benim ki aynı zamanda yanında bir sembol de içerecek. Hımmm... Güzel şeyler bunlar... 


Kötü habere gelince, şükretmiyoruz yeterince... Teşekkür hep eksik kalıyor. Hayat bize sunulmuş bir hediye, bazen paketten düşlediğimiz çıkıyor, bazen bir türlü sevemeyeceğimiz "bi" şey. Ama sanki biz atlıyoruz; "hatırlanmış olmayı". Sırf bunun için bile teşekkür edebilmeli insan. Ah nasıl da sonu olmayan tartışmaların konusudur "adaletin bu mu dünya" nidaları.

Geçen hafta içinde bir çalışma arkadaşım gelip, "biliyor musun bizim Ahmet'in oğlunda Canavan diye bir hastalık varmış" dedi. Bildiğim bebek daha yeni doğmuştu. 2 bilemedin 3 aylık olmalıydı. Üstelik anne baba yetimhanede büyümüş, zor şartlar altında bir yuva kurup bir de bebek sahibi olmuşlardı daha iki yıl -üç yıl olmamıştı. İkinciye hamile kaldığında  hepimiz iyi düşündünüz mü desek de onlar kararını vermişlerdi; doğurmamak günahtı. Eve bakan Ahmet'ti. Tek maaş. İki küçük çocuk, kirada bir evde, el uzatacak bir akraba-yakınları yok, genede geçinip gidiyorlardı. Bu ikinci bebeği de veren Allah rızkını da verecekti elbet. Umarım verir derken gelen hastalık haberi herkesi perişan etti, ama yine de ateş düştüğü yeri yakıyordu. Hastalık genetikti, bebeğin yaşama şansı oldukça düşüktü. Üstelik bakım süreci son derece masraflı ve ülkemizdeki mevzuat gereği oldukça sıkıntılıydı. Ama nasıl otursunlardı elleri ellerinin üstünde. Sağa sola haber salındı, yardım elleri bir bir uzandı. Kendi aramızda nazımız geçenlere haber ettik, sağ olsunlar duyan 5-10 para yardımı yaptı, epey toplandı, çözüm olmaz ama nefes olur diye kendisine verildi; iyi dilekler, dualar iletildi. Sonrası Allah'ın takdiriydi. 

Bu süreçte beni düşündüren 2-3 olay oldu; biri bu koşuşturma halinde koridordan geçerken tesadüfen orada bulunan bir öğrencinin, "kusura bakmayın kulak misafiri oldum, ben de yardım edecek birilerini arıyordum, eğer uygun olursa ben de bir miktar yardım versem" diyen kızın gözlerindeki ışıktı. İnsan insana yardım elini uzatıyordu. Bir diğeri ise "arkadaşlardan duyduk yardım topluyormuşsunuz -bugün ona yarın bize, biz de katkı koymak istedik" deyip de topladığı parayı bana uzatan genç kızın sımsıcak yüreğini ortaya koyuşu oldu. 

İnsanın her yerde ve her koşulda "insan" olduğu bir gerçekti... Bir de "mış" gibi yapanlar vardı, onlar en çok böyle zamanlarda maskelerinden oluyorlardı. Şükrettim güzel yürekli bir yığın insan var çevremde diye ve teşekkür ettim o insanlardan biri olmak konusunda beni yalnız bırakmayan yüreğime. 








4 yorum:

  1. Merhabalar,
    Bloğunuzu çok beğendim ve izlemeye aldım. Bana da bekliyorum. Güzel paylaşımlarda buluşmak dileğiyle. Sevgilerimi bıraktımmmm…..:))

    YanıtlaSil
  2. Ah o rüyalar yok mu Evrenim bu aralar benimkiler de coştu iyice. 40'dan sonra hidayete mi erdik ne?
    Hem bu hsbccnbse ataklarıyla sonumuz ne olacak bizim? Bu sabah cüzdanı evde başka çantada unutunca sınava yetişicem diye maymun oldum. Eve gidip gelirken iki defa metroya kaçak binmiş oldum. Günün ilerleyen saatlerinde Mc abinin hayvan size hamburgerlerinden birinin mayonezinin dibine batmışken ıslak mendil paketimi tuvalette unuttuğumu fark ettim. Çantamın diplerinde kalmış bir thy mendili sağ olsun temizlenebildim. Hoş sonra fark ettim ki mendili çanta yerine montumun cebine koymuşum. Geçen gene çocuğun okul çantasını kaybettim, dünya yol geri döndükten sonra kitapçıda rafların birinin altında bulduk Allahtan. Bu arada Şenay'a sevindim, hasta bebeğe çok üzüldüm :( Bebek yoksa bi ara beşik verdiğimiz ailenin mi? Yapabileceğimiz bir şey var mı, ya da ne yapabiliriz?

    YanıtlaSil
  3. teşekkürler selda, uğrarım mutlaka mutfağına. sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. canım benim, o bebeğin bir kardeşi oldu bu yıl, henüz 3-4 aylık dediğim gibi, elbet yapılabilecek şeyler olur. bizim hsbccnbce hastalığına gelince, yapılacak bi şey yok hemşireeeeeeeee :)

    YanıtlaSil

An'a kazınandır senden bana kalan...
ANLAMLIDIR...

Teşekkür ederim sımsıcak yürekten bir tebessümle...