Hava kararsızdı bu sabah...
Güne uyananlar baktılar gökyüzüne...
Karar veremediler ne giyeceklerine...
Bir adam kalktı yataktan...
Baktı pencereden gökyüzüne, cumulonimbus bulutları gibi dizilmişler dedi içinden; sağnak yağmurlar mı geliyordu yoksa... Biraz ileriye baktı daha uzaklara... Cirrostratus bulutlarını gördü açık berrak parlak... İyiye işaret dedi.
Üzerine kotunu giydi. Beyaz bir gömlekle tamamladı. Onlarca ayakkabısı içinden hiç giyilmeyen bir tanesini seçti. Aynaya baktı. Çok yakışıklıyım dedi. Kızlar gene bayılacak bu halime. Cirrostratus bulutları dedi kendi kendine aşk gibisiniz. Aşk kadar ışıltılı, aşk kadar uçucu.
Tam apartmanın kapısından çıkıyordu ki; dikine cumulus bulutu çisil çisil bir edayla selam verdi adama.
Ah cumulus bulutları yağın bakalım... Saltanatınızın son günleri bunlar... Bahar temizliğine yardıma iniyor bütün damlalar. Kıyıda köşede tek bir keder, hüzün ve kasvet kalmasın. Yağ yağmur... Gürle gökyüzü... Çak şimşek...
Gördüm ben bir kere güneşin yüzünü... Karartamaz artık beni tek bir mammatus bulutu... Bahara gel dedim geldi. Aşka gel diyorum ne zamandır. Güneş ışınları haberini verdi. O da gelecekmiş yoldaymış.
Cirrostratus bulutları aşk gibidir. Çarpar insanı.
Aldanırsınız parlaklığına, ışığına açarsınız kendinizi. Yatağa düşersiniz sonra.
Aşk yüreği çarpar, cirrostratus bulutları direnci... Halsiz kalırsınız...
_________________________________________
Fotoğraf / A Fresh New Rain by Joseph Dannels