Merhaba Kız Çocuğu;
Biliyorum, mektup yazmak konusunda tembelim. Hatta bazen, sadece bir nasılsın demek bile yoruyor beni. Bilirsin, nasılsın diye sorarsam, söyleyemediğin her kelimeyi de duyabilmek isterim. Az önce geldin aklıma, takıldın kaldın uzunca bir süre. Nasılsın dedim, içimden, biliyorum sen de içinden dedin; yalnızım. Öyle misin?
Yalnızlığın kendi içinde kocaman bir kalabalığı var sanki... Öyle ki, o kalabalıktan boğuluyor insan. Sana her defasında sen yüreğini ferah tut diyorum ya bugünlerde benim senden duymaya ihtiyacım var bu cümleyi. Yüreğimi ferah tutmak ve her batışta anlam aramaktan yorulmuş gibiyim. Güneş değilim ki ben derken kendime yakalanıyorum. Ama yakalandığım her seferinde güneş gibi parlayan yüreğimden de gözlerimi kaçıramıyorum. Yüreğime bakmayı, dünyayı oradan görmeyi, oradan işitip, oradan dinlemeyi keşfettiğimden beri, yeni bir dili sökmeye çalışan bir çocuk sevincindeyim. Sevinçten boğuluyorum. Ama artık biliyorum, boğulmamayı öğrenmek, yüzebilmek demek. Suyun senin ağırlığını kaldırdığını keşfedince üzerinde durabiliyorsun. Mucize gibi. Hayatı bazen sonsuz denizlerle bir tutmam boşuna değil görüyor musun? Hayat da senin yükünü kaldırır, ona güven.
Nasıl da kibirli bir bilgiçlikle yazdım gene kelimeleri. Ama sen bunu böyle okumayacaksın biliyorum. Üzerine yürek pulu konmuş tüm mektuplar gibi, kelimeler sadece bir aracı. Yüreğimden geçen yüreğin okuyacak hissettiklerimi biliyorum. Belki de, bu kadar uzakta olmamıza rağmen, seni kendime hep yakın hissedişime bir anlam yüklemeye çalışıyorum. Sebebi her ne olursa olsun kız çocuğu, bu satırları sana yazarken, elimizde birer kahve fincanı, odun seslerine eşlik eden kahkahalarımız ve cama vuran kara karışan gözyaşlarımızla, çocuk yanımıza sıkı sıkı sarıldığımızı hayal ediyorum. Belki böyle bir kış gününde tanışmıştık seninle. Kendine iyi davran. Aynadaki aksine gülümse. Yüreğini şımart. Hep kız çocuğu olarak kal. Öylesine sıcak...
Evren...
Ağlamıyorum ki ben gerçekten ama ve biliyor musun ? kaç günlerdir aklımdasın bugün içimden dedim o kadar konuştum niye telefonu yok ki ben de mutluyum ya şu bir kaç gündür arayıp söylesem ya yüzümü güldüren biri var desem ya bak oluyormuş diye. Sonra dedim o gelir bir akşam üstü bir gündüz vakti , bir yerden seslenir bana ki öyle de oldu kız çocukları böyledir.Ben şimdi kahve içmeye gitmeliyim makyajım aktı bir de onu temizlemeliyim . Bilirim sen güneş gibisin için gibi dışını da ısıtırsın ben sevgimi pek belli edemem aslında ama çok severim bilmelisin ve yarıca teşekkür ederim..
YanıtlaSil