Her şey 2012yi geride bırakıp 2013ü karşılamak üzere ne yapacağım ben diye düşünmekle başladı. Ne zaman diye hiç sormayın, bu gibi telaşelerim genellikle son gün son dakika bulur beni. Klasik programın evde olmaktır. Bu yıl yeni yıl olayına öylesine uzaktım ki evde çam ağacı kurmak bile içimden gelmedi ki, meğerse zaten onun yeri başka bir evmiş, başka bir pencere kenarıymış bu sene... Ayın son günlerine gelen yoğun çalışma temposundan olsa gerek, alışverişe bile çıkacak vakit bulamadım. Belki de böylece bu yıl ilk defa çok sevdiklerime özel hediyeler de alamadım.
Yılın son cuması gelen telefon, cumartesi ve pazar günlerinin nasıl geçeceğinin de habercisi oldu. Cumartesi gününe denk gelen yoğunlaştırılmış temizlik ve akşamına yapılan erken kutlama gecesi yerini pazar günü yapılan gün öncesi kutlaması etkinliklerine bırakınca 31ini 1ine bağlayan gece ben de hal kalmayacağını ve gecenin yarısını bile göremeyeceğimi önceden tahmin edebilmeliydim. Ama kendini genç ve güzel ve enerjik hisseden ruh bünyenin yıkılmasına elbette izin vermedi. Yani anlayacağınız süründüm amma ve-lakin ölmedim. Bayıldığıma dair bir kaç söylenti var ama onlara da pek kulak asmadım.
Yukarıda görmüş olduğunuz fotoğraf pazar gününden efendim. Çok yakın aile dostlarımız ve annemle babamla geçirdiğimiz güzel bir günün anısı olarak çekildi ve anı sayfalarında yerini aldı. Diliyorum ki, 2013 önceki yıllara göre daha fazla yüzünüzü güldürsün. Kayıp olacaktır mutlaka ama o kayıplara dayanma gücünü daha çok bulun bu yıl... Daha fazla gülümseyin, mesela sevdiğiniz insanlara onları ne kadar çok sevdiğinizi daha fazla hissettirin. Durgun bir yürek aşk için daha fazla ve hızlı çarpar, yüreğinizi kötü, olumsuz, sizi üzecek düşüncelerden uzak tutun. Aşkla kalın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
An'a kazınandır senden bana kalan...
ANLAMLIDIR...
Teşekkür ederim sımsıcak yürekten bir tebessümle...