Ben iyiyim. Bir yolculuğun içinde süzülen sessiz bir gemiyim bazen ve bazen çoşkun bir ırmak içim. Susmuyor ki kalemim, bu dünyada değil belki ama akıyor yine derinlerim.
Sessiz neden kalır insan hiç düşündünüz mü? Ben düşünmekten fazlasını yaptım aslında, sessiz kaldım ve gene de yetmedi sessiz kalmayı isteyen bir insanı anlamama.
Çağırıyorsunuz beni. Öyle güzel ki insanın çağrılışı, tepkisiz kalamıyor. Ah o ego yok mu, nasıl da şımarıyor arsızca. Sessizleşen dili çözülüveriyor. Hiç durmadan konuşup duran şişkin egodan daha kötüsü var mıdır acaba?
Geçerken sokaklarınızdan, fısıldıyorum adınızı yüksek sesle. Bir iz bırakıyorum kendimden geriye. Öpüp okşuyorum kelimelerinizi teker teker. Seviyorum bende kalan izlerinizi. Özlenmiyor mu sandınız siz kendinizi. Nasıl da tütüyor sıcak yürekleriniz bir bilseniz yüreğimde...
Gitmek söz konusu olduğunda, yani giden kendi olunca haklı oluyor da, bir başkasında aynı davranışı görünce burkuluyor insan bir parça. Ne yaptım ki şimdi ben sana diye soruyorsunuz ister istemez, siz değil de egonuz tabi. Dünyanın merkezinde(siniz) ya... Neyse, bunlar benim dertlerim.
Ben dertlerimle de iyi olmayı öğrendim. İyi olmak için çok şeye ihtiyacım olmadığını da öğrendim. Öğrendim ki, hiçbir şeyle de mutlu olabiliyormuş insan ve mutsuz karşılığında. Beklentilerdir duyguları dalgalandıran, diyor bana. O zaman mı anlıyorum 'şimdimi' kaybettim ben.
Dışında bırakılmış bir geçmişe ve içinde olamayacağım bir geleceğe tutunmuş giderken, koşmaktan tükenen nefesimin bile farkına varamamışım, çok geç olmadan anlamamı sağladı: Nefes ol, dedi kendine. Kendine nefes ol.
Bu sabah nefes alıp nefes verdim. Sadece nefes alıp nefes verdim. Nefes oldum kendime, kendi nefesimi dinledim. Derindi ve sakin... kapadım gözlerini bir süre, henüz beklemeyi ve sabrı öğrenemedim. Ama o kadarı bile yetti nefes alıp vermeme. Şimdimi buldum. Şimdimde durdum bir süre.
1-2 nefes al... 3-4-5-6-7 ve 8 nefes ver. Haydi şimdi sen de nefes al, ve nefes ver. Unutma! 1-2- nefes al... 3-4-5-6-7 ve 8 nefes ver. Nefes ol kendine. Derin ve sakin. Sonra kendini dinle ve gülümse. Sesin ne kadar da güzel değil mi? Ne kadar derin ve sakin.