Aşk!
Bir ayin gibi
Yakılan her mum
Yenilenerek sevme hali
Ama bilirsin değil mi?
Bir gün bir rüzgar eser
Önemi kalmaz kaç mum yaktığının
Rüzgar bütün alevleri yutar gider
Mumlar söner
Ayin biter
Sevdiğim mekanlar…Sevdiğim mekanlar…Sevdiğim mekanlar…Uzun uzun düşündümYazmaya başlarsam aklıma gelir dedim.Yemek yiyebileceğim salaş mekanları severim mesela…Düşündüm…
Deniz kenarlarını severim…Dağları tepeleri ormanları severim…Rock müzik dinleyebileceğim mekanları severim…Şık yerleri severim... Hani şu beyaz masa örtüleri şık, yakışıklı garsonların olduğu…Jazz Barları severim…Bol çeşit olsun bir de soul müzik, kahvaltımı edeyim ama mümkünse kalabalık olmasın brunch mekanlarını severim.Balıkçıları severim.Limanları.Ben en çok sevdiklerim yanımda olsun isterim, mekan bahane olsun gönlümüz hoş olsun isterim.Bazen salaş bazen şık ama mutlaka gülümseyerek anacağımız mekanları severim.
Nişantaşı’ndaki şık manavı bilirim… Bebek’teki soğuk sandviççiyi… Taksimdeki salaş ocakbaşını, hani umut pişirip kahkaha içtiğimiz. Uludağ’daki köy evini, Çeşme’deki denizi severim.
Soğanlı parkı severim, aşkı sandiviç yapıp keyfini çıkartabildiğimiz için. Ada’yı severim mumlar yakıp dilekler tuttuğumuz için. Moda, Fenerbahçe, Caddebostan'ı severim sahilinde yürümekten bıkmadığımız için. Taksim’i severim her şey bir arada olduğu için. Porsuk kenarını severim,bira içip, ilk aşkın heyecanlarını ona kustuğum için. Beşiktaşı severim Ortaköy’e yürüme mesafesinde olduğu için. Kozahan’ı severim simit ve çay en güzel orada gittiği için. Tünel’i severim iki ucu da keyfe açıldığı için. Alger'daki balıkçı kasabasını severim, jumbo karidesleri soğanla yiyebildiğim için. Caddeyi severim süslenip püslenip Kırıntı'da yemek yediğimiz için. Garın oradaki Ali Abinin köfte ekmeğini severim, tükürük midemi bulandırmadığı için. Mudanya'yı severim bir de tabi Yalova'yı balık yemek deniz kokmak için. Evimi severim dostlarım geldiğinde, herşeyin lezzeti katmerlendiği için. Trilye'yi severim, Tiffany'de Kahvaltı tadında bir duyguyu bana yaşattığı için.
İliğine kadar sevmek böyle olsa gerek...
Bence de Evren ve yine bence senin de vücudunda yok bir tek kemik aşka uygun olmayan, sen de öylesin :))
etkileyici! oysa daha küçük bir çocuk. aklı nasıl da kelimeleri kendine oyuncak kılıyor, çocuk yeni oyuncağıyla saatlerce oynuyor, kelimeleri önce sıralıyor, bir cümle kuruyor, sonra sıralarını bozuyor yepyeni bir cümle daha. çocuk yeni oyuncağı ile saatlerce oynuyor, aklı nasıl da kelimeleri kendine oyuncak kılıyor. oysa daha küçük bir çocuk. etkileyici!
İliğine kadar sevmek böyle olsa gerek...Bunu yoruma da yazdım. Yoruma yorum geldi:
Bence de Evren ve yine bence senin de vücudunda yok bir tek kemik aşka uygun olmayan, sen de öylesin :))Yoruma yorumum gecikmedi...
;) bunu bir sır olarak saklayalım, kırılmasın kemiklerimiz ince ince, değeri bil(in)mez ellerde...