Yağmur yağıyordu dışarıda alabildiğine sağanak...
Umrumuzda değildi.
Sen şarkıları söylerken birine yanıyordun, ben başka birine.
Bir konser çıkışı sarılmıştık birbirimize.
Yağmur yağıyordu dışarıda alabildiğine sağanak...
Baktın bana, çevirdin kendine...
Gözlerin dedin...
Gözlerin bakar mı hep bana böyle...
Bakarlar dedim.
Mühür ettin dudaklarını sözüme.
Yürüdük o gece son hücremiz de nasibini alana kadar...
Bu gece dedin, bu gece bende kal.
Kalırım ama dedim...
Merak etme dedin.
Yatağım var ayrı...
Hatta istersen ayrı bir odam...
Hatta istersen ayrı bir odam...
Bu gece dedin...
Bu gece, kal bende.
Ya gitmek istemezsem bir daha dedim.
Mühür ettin gözlerini gözlerime...
O gece,
Sen ve ben
Sıcak bir banyonun ardından üzerimizde havlular...
Sohbet ettik güneşin ilk ışıklarına kadar.
Vokta içtik en shutından...
Güldük en kahkahasından...
Güldük en kahkahasından...
Gün ağırınca fark ettik,
Ne biri vardı artık ne başka biri...
Sen vardın.
Ben vardım.
Biz olmak istiyoruz diyen iç seslerimiz karıştı birbirine...
Gel yanıma dedin, uzan şöylece...
Uzandım,
Hiç dokunmadık birbirimize.
Sarılmadık bile...
Uyuduk sadece.
Gene de...
O gece, tenini mühür ettin tenime.
______________________________________________
Fotoğraf / Autumn blues by -Thomas C.
İlk Yayın Tarihi / Mart 2009
Bütün geçmiş zamanları bir mühürle yaşanabilir hale getirmek. Ve yaşamaya başlamak yeniden. Ne güzel...
YanıtlaSilbir ten bir tene kaç keresinde mühürlenir ki parpali... benim cevabım aşk keresindeyse, o kadar olur her seferinde...
YanıtlaSilmüzikle beraber çoook iyi gitti Evrencim :)
YanıtlaSilmüzik yazdırmıştı zaten bu yazıyı bana fundacım :)
YanıtlaSil