Dün sabah erkenden attım kendimi sokaklara... Öylesine boştu ki sokaklar, tek tük yürüyen insanlar gördüm bir de yanımdan öylece geçen arabalar. Yokuş çıktım, yokuş indim. Uzun upuzun yürüdüm. Kulağımda sevdiğim müzikler eşlik etti bana ve zaman zaman aklım gidiverdi günler öncesinden kalma iç acıtmalarıma. Doğru muydu, ben mi yersiz acıtıyordum içimi, ağlatıyordum yüreğimi. Kendim kendime mi düşmandım. Kendim kendimle mi barışık değildim. Sonra bir şarkı başlıyor bütün bu düşünceleri kovuveriyordu aklımdan ve ben yüzümde bir gülümseme ile günün uyanışını çekiyordum kare kare.
Bahar dallarını çektim ve boş sokakları ve bana gülümseyen o kediyi... Sonra pazara düştü yolum. Uyku mahmuru tezgahlara canlı renkleriyle meyva sebzelerin dizilişini seyrettim bir süre, gezindim aralarında. Yaptıklarıyla gurur duyan insan yüzleri çektim. Balıkçının tezgahındaki umudu, salata malzemesi satan adamın yarın telaşlarını. Genç bir delikanlı bir portakal dilimi uzattı bana, portakal canlandırır insanı dedi, yüzünde kocaman bir inançla. Bir diğeri Amasyadan mis kokulu elma verdi, kahvaltı etmediysen, buyur dedi, simitinden bir parça uzattı yaşlı bir amca. Bir diğeri salatalık verdi yanında dometesi ve tuzuyla... Pazarı dolaştım; şakaları, kavgaları, yardımlaşmayı, misafir etmeyi, umutları, telaşları, sıkıntıları ve nicelerini gördüm dün pazarda. Yaşam dedim, sen görmek istediğin sürece akıp gidiyor işte, sokakta, pazarda, yüreğinde...
Bu pazar Ella Fitzgerald'dan Misty Blue ile uyandım güne... Güneş yatağıma kadar uzattığı eliyle okşadı yüzümü. Bugün iyot almalı bu ciğerler bir parça, denize gidip, dalgalarla oynaşmalı, taş atmalı sanki atılan her bir taşda sıkıntılar azalacakmış gibi. Fotoğraf çekmeli bol bol... Gülüp, eğlenmeli...
Bu düşünceler ile attım kendimi banyoya. Ilık bir duş ile arındırdım bedenimi. Şimdi sıra ruhumda... Baktım aynaya. Gülümsedim gözlerimin içine baka baka. Güzel(e) uyanmak bir parça da yaşamı sevmek, kendine huzur kaçamakları yaratmak değil mi? Dün bir arkadaşım dedi ki, dalgalı denizler gibisin. Ve böyle çok güzelsin.
Dalgalarım bir kendime çarpar benim, yutup alacaksa da bir beni alır, lacivert derinlerine çeker beni. Fazla gelirim kendime bile, kusar atar derinlerim beni, git hayata karış diye. Durulduğunda, kıyılarıma vurur dalgalarım, sesime yansır şırıl şırıl huzur. Dinlemeye doyamazsınız beni. Sonra, sonrası şairin de dediği gibi, iyilik güzellik...
Hadi bana eyvallah, yolum açık olsun bugün... İyi pazarlar...
biran duydum ben o kokuyu biliyormusun Ortmenim
YanıtlaSilKankanin kokusuda karisti tabii arada
duydum yani ben senin suan aldigin kokuyu
cok acayip
Pzar sabahı ve duygular bu kadr güzel mi anlatılır sabah sabah?
YanıtlaSilSevgiler Evren'cim:)
E bi de temaya karar versen.. valla içmeden sarhoş oldum senin yüzünden... Durdur şu temayı artık.
YanıtlaSilHa yazı çok güzeldi. Fotoğraflar da...
dejavu oldum.:)) Teşekkürler:)))
Güne böyle başlamak ne güzel, hep böyle kal...
YanıtlaSilmutlu pazarlar
YanıtlaSil:) dalgalı denizler gibi olmak güzel bi tanımlama olmuş :)
YanıtlaSiliyi pazarlar Evren'cim, bugün gezegenler sakin görünüyo ne dersin ?
okurken kendimi yolculuğa çıkmış gibi hissettim.
YanıtlaSiliyi haftasonları.
güzeldi be homeless hem denizin, hem kankimin kokusu... senin için de çektim, derin derin...
YanıtlaSilsenin de pazarın güzel geçiyordur umarım özlem, öperim.
YanıtlaSile valla ben de sarhoş oldum... bazen güzeldir dejavu olmak be buraneros, valla bak hele de güzeleseyse uyanmak :))
YanıtlaSilherkes güne güzel başlasın derim ben aysema, yeni bir gün, yeni umutlar, yepyeni yarın hayalleri demek değil mi?
YanıtlaSilsana da ışıl, dilerim güzel geçiyordur pazar :)
YanıtlaSilsahibine iletirim. okumuş ve gülümsemiştir zaten kendisi :)
YanıtlaSilgezegenleri hızaya soktum sabah sabah bekriya, bugün rahatız inşallah :)))
dilerim seninki de iyi geçiyordur stuven benim yolculuk da gün de süper :)
YanıtlaSil