01 Ekim 2011

Evrenin Dünyasındaki 1000 İnci



Bu sabah bir yazı yazayım dedim... Taslaklara ve ardından da yayınlanmış olan yazılarıma şöyle bir göz gezdirdim. O sırada fark ettim. Şu anda okumakta olduğunuz yazı yayınlanan bininci yazım... Bir kaç yazı -ki sanırım iki elin parmaklarını geçmez- birden fazla yayınlanmış olsa da, 2006 yılından beri -dile kolay- yazıyorum. 

Onlarca başlık altında duygularımı karalamışım kelimelerin ışığında, bugün geriye dönüp baktığımda - kuşkusuz benim için- hepsi birer inci tanesi. Bazıları umutlarım, bazıları aşklarım, bazıları korkularım, bazıları düşlerim adına akıvermiş kalemimin ucundan. Bir elin parmaklarını geçecek kadar veda mektubu bırakmışım bu yazıların arasına... Hatta öyle ki bir gidişimde pek kararlıymışım ki; şöyle yazmışım:

Her kaçışımda çok geçmezdi geri dönüşüm. Bazen bir fısıltı, bazen bir rüzgar alıp getirirdi gene beni tamamlanmamış çemberimin içine. Ben hep olmam gereken yere, merkeze geri dönerdim: Evrenin Dünyası. Kendi turunu tamamladı.

Dolayısıyla bugünkü gidişim bir kaçış değil. Bu blog yani benim dünyamı yansıtan bu evren ömrünü tamamladı artık. İçine; kırık bir sevda öyküsünü, gündelik yaşamın sıradan yansımalarını, bir aşkın yeşermesindeki sonsuz heyecanları sığdırdı. Kendime yenik üzüntülerimi, yaşama tutkun mutluluklarımı, yarına panik kaygılarımı ve daha nicelerini taşıdı sizlere.

74'ü taslak olmak üzere 998 yazı ve 7000'e yakın yorum kalacak bu evrende. Ne çok yer kaplamışım. Ne çok sözcük eşlik etmiş gelişimime. Ne çok yürek atmış yüreğimle birlikte.

İnsan kendini ararken türlü çeşitli yollar, patikalar ve kapılarla karşılaşıyor. Arayışın tükenmeyişinden yolların, patikaların ve kapıların çokluğu. Oysa insan gün geliyor kendine kavuşuyor. Belki de bu yüzden Evrenin Dünyası yeni bir tura başladı -günler aylar öncesinden- sessizce ve kendiliğinden... 

Tut Ellerimi blogunda yazmaya başladığımda içimde bir acı vardı, Novellada ise umut... Değişmeyen tek şeyin yüreğimdeki aşk olduğunu fark etmem zaman aldı. Kendimden ne kadar kaçarsam kaçayım kendime dönüşümün tek açıklaması da bu belki de; yüreği kocaman bir kadınım ben -İYİ Kİ- Bunu ben söylediğim için değil, bunun bana böyle olduğunu söyleyenler çoğaldığı için inanıyorum buna. İnanmanın ötesinde artık bunu biliyorum. Belki de sırf bu yüzden kendimden kaçmamayı, kendime sığınmayı, kendime sarılmayı, güvenmeyi ve sevmeyi ve hatta kendimle barışmayı da başardım. 

Bir başka veda yazısını şöyle bitirmişim; 

Rüzgar esmezse yapacak bir şey yok ama eserse gene görüşürüz buralarda...


Emin olduğum bir şey var, rüzgar esiyor... Sen kuytularına saklansan da, rüzgar seni buluyor. Sen bazen yıldıza, bazen poyraza, bazen lodosa, karayele, bazen keşişlemeye, kıbleye, bazense gündoğusuna ya da batısına denk gelebilirsin bu hayatta. Yeter ki, yüreğini AŞKa kapatma... Anlayacağınız sıklıkla görüşeceğiz bu dünyada. 


Bu yazı, yazıyla binincidir. 1000 inci diye okunur. 





görsel / deviantart

29 yorum:

  1. :))) aşkla bekliyoruz o zaman 1001 inci yi :))

    YanıtlaSil
  2. 1000, 100.000 olsun inşallah Evren'cim:))

    YanıtlaSil
  3. Umut dolu binli cümlelere devam.
    sevgiyle..

    YanıtlaSil
  4. belki bugün belki yarın gelir ki 1001inci pillim...

    YanıtlaSil
  5. amin hayat izlerim... hep birlikte dilerim.

    YanıtlaSil
  6. umut hiç eksilmesin yüreğimizden elifim...

    YanıtlaSil
  7. rüzgarın işi bu değil mi ateşimin böcüğü...

    YanıtlaSil
  8. iyi ki varsın evrenim..iyi ki kocaman yüreğini su gibi duru ve dipsiz bir kuyu gibi açıp bizlerle paylaşmışsın..paylaştıkça çoğalıyor! çoğaltıyorsun hem kendini hem de çevrende dönen her şeyi!..'bu yürekler(imiz)!arındıkça daha çok yüreklerde buluşuyor!..' ve insan kendinin farkına vardıkça yüklerini atıp daha bir hafifliyor...

    yanına ekleyeceğin nice + binlerin olsun 1 hiç bir zaman tek kalmasın..

    sevgilerimle..iyi bir hafta dilerim..

    YanıtlaSil
  9. Aslında incileri net sayılarla ifade etmek zor. Şimdi yazıların sayılarına bakıp 1000 inci demek durumu ifade eder bişey midir?:) Her yazının içinden çıkarılabilir kaç inci vardır acep?:) Bir de elbet o yazılara, ve daha elbet yazanın derinliklerine bakınca kaç inci daha görülebilir? Belki de sayamamak şahane bir şeydir. Tabii sayılamayacak kadar inci berındıran birini tanımak herşeyden daha incidir. Mİ?

    Benim cevabım var:))

    YanıtlaSil
  10. sevgili esmir... zamanı geriye doğru sarınca ne çok denk geliş var yaşamlarımızda. dediğin gibi, çoğalttık ama azalttığımız zamanlarda oldu. endişeleri, mutsuzlukları ve umutsuzlukları mesela...

    yüreği güzel olanlar yüreği güzel olanlarla karşılaşır. öpüyorum sevgiyle.

    YanıtlaSil
  11. sevgili buraneros... kızardım ben. gördün mü? kocaman sarıldım sana. denizin kalbinden senin sımsıcak kalbine ulaştıysa bir inci, ne kadar şanslıdır değil mi?

    benim de cevabım var ;)

    YanıtlaSil
  12. Günaydın, günün ve haftan aydınlık olsun güzel kadın. İyi ki yazmışsın ki, iyi ki tanımışım ben seni.

    Nice 1000ler olsun, yüzün hep gülsün...

    Keşke gelsen buralara, seni çok özledim...

    YanıtlaSil
  13. lann tembel sazan yorumcu mu oldunuz siz karı koca anlamadım ki .. Şansalla erman gibiii bırakın bu işleri yazı yazın beleşçiler ..


    Canım Evren pardon sinir oldu da :))

    YanıtlaSil
  14. Bence seni de saymalıyız bu incilerle..

    1001 inci olmalı.

    YanıtlaSil
  15. içinde aşk olduktan sonra her bir kelime harf harf bir inci...

    YanıtlaSil
  16. sazanım öperim... bakma sen ateşime, kıskanmış azıcık sen artık bi tek kocanla ilgileniyosun diye :)

    severim sizi ben. güzel olsun her şeyiniz. ;)

    YanıtlaSil
  17. ateşim sakin... çocuk en azından okuyup yorum yazabiliyor. elbet yazmaya da sıra gelir. sakin benim güzelim :)

    YanıtlaSil
  18. güzel efsam... inci yüreklim teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  19. ah aşk... hep birinci :)

    YanıtlaSil
  20. İnsan bazen rüzgarı arkasına alır, eser yıkar geçer; bazen akan deli bir ırmak olup, zamanından önce denize ulaşır...

    Bazı insanlar için yazmak 1000 değil 1000 milyon yazı olsa: nefes alıp vermek gibidir, oksijeni solumak gibidir...işte onun için yüzlerce 1000 inci yazını da okuyalım sevgili Evren. Çünkü sana çok yakışıyor...

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  21. saolasın mehmet çok şımardım ben :) dediğin gibi nefes almak gibi yazmak... nefesimiz hiç tükenmesin. sevgiler...

    YanıtlaSil
  22. yorum üstü yazısını yeni farkettim ben..
    incilerinin dizi dizi devamı dileğiyle.. kendine özüne dönen kadınlara hissettiğim tüm sevgiyle kutlarım.. =)

    atalet

    YanıtlaSil
  23. Hep derim ya;''az solistler hep sona kalır'' gene en sona ben kalmışım...:)
    Rüzgar sen ol. git gidebildiğin yere ve gittiğn yerleri anlat bize yeniden 10000 İNCİ, 100000 İNCİ daha biriksin hazinelerinde inşaallah...

    YanıtlaSil
  24. atalet... teşekkür ederim. sarıldığını hissettim.

    YanıtlaSil
  25. ilahi tutsak... sen hep buradasın ne önce ne sonra en ilk ne son :) amin demekten başka bir söz bırakmamışsın bana...

    YanıtlaSil
  26. 1000000 da yazacaktım ama baktım inci ler uncuya dönüşüyor vazgeçtim

    YanıtlaSil
  27. Tutsak: "as solistler hep sona kalır" demiş. Ablaların kardeşler üzerindeki hegemonyasıyla; "Sen nereden as solist oluyorsun ben dururken" gibi bir serzeniş duyuldu ta yüreğimden.Şaka şaka kardeşimi ne çok severim sen de bilirsin. ama seni de incilerini de her ne başlıkta olursa olsun aşk dolu satırlarını da hiç bıkmadan bizlere okuttuğun için sana da kocamannnn AŞK ola Evren'im.Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  28. aşk olsun sufim... yüreğimiz bir tek aşk dolsun canım tontitinim

    YanıtlaSil

An'a kazınandır senden bana kalan...
ANLAMLIDIR...

Teşekkür ederim sımsıcak yürekten bir tebessümle...