Cumartesi akşamı, günün yorgunluğunu bile üzerimden atamadan Leylek Şenliğine gitme vakti geldi. Öncesinde bahçeye uğrayıp dalından dut yemek de ayrı bir keyifti. Bu yılın konuğu Moğallardı. Köyün bir - iki hafta önceki yalnızlığını da bildiğimden gördüğüm kalabalık karşısında biraz ürkmedim desem yalan olur. Ufak tefek aksaklıklarına rağmen, organizasyon için harcanan çabayı görmemek imkansızdı... Konserin estirdiği rüzgara kapılıp giden bir avuç orta yaş üzeri insana bakıp, nereden nereye diye iç geçiren bir tek ben değildim. Gözlemeci, çiğ börekçi teyzeler, macuncu ve çıtır helvacı amcalar, çocukluğumda bir kere katıldığım Manyas Panayırının çocuk hallerini anımsattı... Ama galiba beni en çok etkileyen ve gecenin unutulmaz anlar listesine eklenmesine sebep: Cahit Berkay'ın film müzikleri çalarken burnumun ucunu sızlatan anlara varınca baktığım aynada gülümseyen yüzümü görmekti ki, pek sevdim. O filmi onlarca kez seyrettim, o şarkıyı onlarca kez dinledim, o adama, o kadına, o sevgiye... her seferinde ağladım.
görsel / buradan
duyurusu geldiğinde ayy gitmek lazım demiştim ama aynı tarihte Büyükada turumuz vardı yine yetemedim :)
YanıtlaSilSeni sersem seni :))))
YanıtlaSilHem beni ağlattın; hem de 1 saatimi çaldın. Bütün doğa için çal kliplerinin hepsini tek tek dinledim....:))))
Hatırlar mısın bilmem bir zamanlar tüm dünyadan sokak çalgıcılarının çaldığı ''STAND BYE ME'' yi yayınlamıştım. Ondan esinlenip yaptılar sanırım doğa için çal projesini...
YanıtlaSilpek güzeldi pek :)
YanıtlaSilaaa sana müzik keyfi yaşatmışım, bir saat hayattan kopmuşsun, kendinle kalmışsın fena mı be tutsak :)
YanıtlaSilhatırlıyorum elbette... çok keyifliydi video.