Henüz bir kardeşim yoktu ama mahallede büyüyen çocuklar bilirler, komşunun çocukları kardeşiniz sayılır. Öyle varlık içinde büyümedim ben, yokluk nedir bilmedim hiç... İlk öğrendiğim şey, paylaşmaktı. Anlatmıştım çocukluk anımlarımda...
Annem, hemen hemen bütün öğrencileri tarafından sevilen bir öğretmendi... Disiplinli ve titizdi. İdealisti... Ülkenin büyük bir değişim yaşadığı 80lerde, kardeşim henüz 2 haftalıkken, ayağında terlikleri, üzerinde geceliği, onu ziyarete gelen öğrencilerini balkonda uğurlarken, karşıdaki mavi boyalı akşap kepenkli ülkü ocağının kalaşnikoflu delikanlılarının öğrencilerini takip ettiğini fark edip, sokağa fırlayışını hatırlıyorum... Ne günlerdi... İnsan, insanın değerini öğreniyor. Yaptığı mesleğin sadece okul koridorlarıyla sınırlı olmadığını, hayatın içindeyken de sana roller biçebileceğini fark ettiriyor. Annemin o günkü çığlıkları hala kulaklarımda...
İş yaşamımın 2 yılında İletişim dersleri vermek üzere görevlendirildiğimde, öğrencilerle bu denli keyifli anları belleğime kaydedebileceğimi ve bazıları ile arkadaş olabileceğimi düşünmezdim bile. Hele bir ikisi var ki, akıp giden yaşam sıkıntılarıma dert ortağı olmuşlardır... Bilmem ben onlarınkine olabildim mi?
Öğretmen, özellikle de ilkokul öğretmeni çok önemli, ama ilk öğretmenler anne-babalar özünde. Hayatın şekillenmeye başladığı, algıların pür dikkat öğrenmeye yöneldiği o '0-6' yaş arasında, ne görürseniz taklitçi bir zihniyetle sindirmeye çabaladıklarınız; büyüdükçe ve yaşam denen akıp giden zaman diliminde, durumlarla, olaylarla karşılaştıkça üzerine hiç düşünmeden yaptığınız davranışa, takındığınız tavra dönüşüyor... Daha geçen gün bir dost sohbetinde; kendi vicdanlarımızdan yola çıkıp paylaştığımız bir kaç durum karşısında; ailelerimizin bize ne zaman ve nasıl aşıladığını bilmediğimiz vicdanlarımızın belki aşırıya kaçsa da vicdansız olmaktan daha iyi olduğu kararını vermiş ve onlar şerefine kadeh kaldırmıştık. İkimizde onca artı değerimize rağmen bir aile kuramamış, çocuk büyütememiştik. Bir kadeh de kendimize kaldırdık. Kendi beceriksizliğimize... Züğürtün tesellisi sonradan gelir misali, bunu hayat beklentilerimizin yüksekliğine bağlayarak son yudumlarımızı da yüreklerimize kaldırmıştık.
Farkındayım; darmadağınık bir yazı oldu. oradan buradan, aklıma geleni sıraladım. Akıl ve yürek nereye yol alırsa yol verdim ele, yazdı o da ne gelirse... Bugün öğretmenler günü. Yurdun dört bir yanında, kutlanacak, beni okuyanlar bilirler ki sevmem özel günleri, ısmarlama akla gelmeleri... Dilerim, hayatınızı şekillendiren öğretmenlerinizi anmak ve aramak için hep bir bahaneniz olsun... İster ana babanızı, ister ilkokul öğretmeninizi, ister komşu teyzenizi, ister ilk sevgilinizi, ister sokakta yaşayan bir deliyi, ister kardeşinizi, ister çocuklarınızı, ister kedinizi, ister simitçi çocuğu... Kim öğretmeniniz olmuşsa hayatta... Alın onları yanınıza ve bir yolculuğa çıkın kendinize doğru... Kim büyütmüşse; yüreğinizi, öfkenizi, sevginizi: Yanına oturup bir soluklanın, öğrettiklerinden dolayı minnetinizi sunmayı da unutmayın...
Beni ben yapan bütün öğretmenlerimin günü kutlu olsun...
__________________________________________
Fotoğraf / deviantART
Öğretmenleri hep özel, çok farklı aristokrat görünümlü kurgulamışımdır. Acayip kültürlü, iyi konuşan, iyi giyinen, iyi düşünen, iyi davranan hep iyi eksenindedir benim için bir öğretmenin konumu.
YanıtlaSilRealite maalesef tatminkar değil. Ama hakeden hakkıyla eğitim veren tüm öğretmenlere selam olsun.
Kolaylıklar
Bihakkın görev yapan tüm öğretmenleri saygıyla anıyorum. Günleri kutlu olsun.
YanıtlaSilBüyük bir özveri ve sevgi ile görevlerini yerine getiren, idealist olabilen emekçi tüm Öğretmenlerimizin Öğretmenler Gününü kutluyorum...
YanıtlaSilSevgilerimle...
Ne güzel demişsin;"beni ben yapan tüm öğretmenlerim" derken.Kimi zaman 3 yaşındaki çocuk bile bize hayat dersi verebiliyor, bir kedi dalından düşen bir yaprak başımızı okşayan bir elin sahibi hepsinin öğretmenler gününü şükran duygularımla kutluyorum ben de anneninkini de.Sevgilerimle.
YanıtlaSilEvren en güzel yazmışsın ellerine sağlık. öğretmen anne çocuğu olarak ben de 80 sonrası dönemin -83 doğumlu olmama rağmen- yaşamış biri olarak birden aklıma gelenler içimi ürpertmeye yetti de arttı bile.
YanıtlaSilöncelikle annenin, sonra da tüm öğretmenlerin öğretmenler günü kutlu olsun. ben bugün epeyce telefon konuşması yaptım bu versile ile :)
Kalbim küt küt atarak okudum..Ne cefa,ne emek..Ne yürek..Gözlerim dolu dolu..Anneciğinin ellerinden öpüyorum,Günü'nü kutluyorum..Sevgiler..
YanıtlaSilÖğretmen bir Annenin çocuğu olmak nasıl bir duygudur diye merak etmişimdir hep. Öğrendim.
YanıtlaSilHayatı öğrenmemizi sağlayan tüm öğretmenlerin günü kutlu olsun diyelim o zaman bizde.
>>> benim annem öyledir umidim... iyidir...
YanıtlaSilve ne yazık ki haklısın, günümüz resmine bakınca başka sıfatlarla anar olduk öğretmenleri ne yazık...
>>> kutlanacak günleri çok olsun haykırış...
>>> özveri ve sevgi ile görev yapan öğretmenler giderek azalıyor sanki esmir...
YanıtlaSil>>> annem almıştır selamını buradan ve biliyorum gülümsemiştir yüzü... teşekkürler sufim...
>>> ne güzel yapmışsın bekriya, kimbilir kaç kişinin yüzünü güldürmüşsündür... anneminki de dahil...
>>> teşekkür ederiz ebruli, dediğin gibi; cefa, emek ve yürek... sanki kalmadı bugünlerde...
YanıtlaSil>>> güzeldir, zordur, ama yürekli bir annenin çocuğu olmak çok daha güzeldir idea...