Hayat kendi döngüsünde devam ediyordu da hiç kimse verdiği sözleri hatırlamıyordu. Sözler sadece söyleniyordu da havada kayboluyor sanılıyordu. Oysa her bir söz, sahibini buluyor ve söz sahibinin kulağına kazınıyordu. Sözü söyleyen unutsa da, kulak, sözü unutamıyordu.
Hayat kendi döngüsünde devam ediyordu da hiç kimse merak ettiğinin peşine düşmüyordu. Merak ettim deniyordu da sanki o merak havada kayboluyordu. Oysa her bir merak ettim, merak edileni buluyordu ve merak edilenin aklına kazınıyordu. Merak eden unutsa da, akıl, merak ettim diyeni unutamıyordu.
Hayat kendi döngüsünde devam ediyordu da hiç kimse kırdıklarını anımsamıyordu. Kırdım kusura bakma deniyordu da sanki kusurlar havada kayboluyordu. Oysa her bir kusura bakma, kusur edileni buluyordu ve kırılanın yüreğine kazınıyordu. Kusura bakma diyen unutsa da, kırılan yürek, kıranı unutamıyordu.
Derken günlerden bir gün; sözler veren, merak ettim diyen ve kıran adam çıkmaya karar verdi kendi içinde bir yolculuğa... Dolanırken kendi hikayesinin zorlu sokaklarında, her köşe başında bir iz buldu geride bıraktıklarından. Kalbi dayanmadı karşılaştıklarına. İzleri topladı bir avucuna. Ekledi birbirine. Puzzle'ın bir parçası eksik kaldı. Bakındı etrafına bir çiçek gördü yüreğinin dibinde, çevresindeki toprağı kazıdı bir iyice, çiçeğin köklerine gelince, çürümüş insanlığı ile karşılaştı. Bulmuştu puzzle'ın bir parçasını daha ama çok geç kalmıştı. Çiçek güzel gözüküyordu da, yaşayamazdı kökleri olmadan uzun bir süre daha.
Hayat kendi döngüsünde devam ediyordu da kimse farkına varmıyordu, verdiği sözleri tutmamak, merak ediyorum deyip dönüp bakmamak, bir yüreği kırmak, içten içe çürütmek demekti insanlığını ve insanlığını kaybet ölüme dönmekti yüzünü aslında.
Hayat kendi döngüsünde dönerken, yaşam devam ediyordu kimilerine göre, sahi nefes almak için insanlığın lüzumu yoktu dimi? Nefes almak yaşamak sayılır mı düşünmek gerek ama insan olmak için düşünmenin lüzumu da yoktu dimi?
Hayat kendi döngüsünde devam ediyordu da hiç kimse merak ettiğinin peşine düşmüyordu. Merak ettim deniyordu da sanki o merak havada kayboluyordu. Oysa her bir merak ettim, merak edileni buluyordu ve merak edilenin aklına kazınıyordu. Merak eden unutsa da, akıl, merak ettim diyeni unutamıyordu.
Hayat kendi döngüsünde devam ediyordu da hiç kimse kırdıklarını anımsamıyordu. Kırdım kusura bakma deniyordu da sanki kusurlar havada kayboluyordu. Oysa her bir kusura bakma, kusur edileni buluyordu ve kırılanın yüreğine kazınıyordu. Kusura bakma diyen unutsa da, kırılan yürek, kıranı unutamıyordu.
Derken günlerden bir gün; sözler veren, merak ettim diyen ve kıran adam çıkmaya karar verdi kendi içinde bir yolculuğa... Dolanırken kendi hikayesinin zorlu sokaklarında, her köşe başında bir iz buldu geride bıraktıklarından. Kalbi dayanmadı karşılaştıklarına. İzleri topladı bir avucuna. Ekledi birbirine. Puzzle'ın bir parçası eksik kaldı. Bakındı etrafına bir çiçek gördü yüreğinin dibinde, çevresindeki toprağı kazıdı bir iyice, çiçeğin köklerine gelince, çürümüş insanlığı ile karşılaştı. Bulmuştu puzzle'ın bir parçasını daha ama çok geç kalmıştı. Çiçek güzel gözüküyordu da, yaşayamazdı kökleri olmadan uzun bir süre daha.
Hayat kendi döngüsünde devam ediyordu da kimse farkına varmıyordu, verdiği sözleri tutmamak, merak ediyorum deyip dönüp bakmamak, bir yüreği kırmak, içten içe çürütmek demekti insanlığını ve insanlığını kaybet ölüme dönmekti yüzünü aslında.
Hayat kendi döngüsünde dönerken, yaşam devam ediyordu kimilerine göre, sahi nefes almak için insanlığın lüzumu yoktu dimi? Nefes almak yaşamak sayılır mı düşünmek gerek ama insan olmak için düşünmenin lüzumu da yoktu dimi?
- Ararım demiştin?- Valla hiç kimseyi arayamadım bugün...'Hiç kimse'ye davrandığın gibi davranıyorsan bir insana, o insanın senin için özel olduğunu iddia edebilir misin? Bir kez daha düşünmek ister misin...
İlk yayın tarihi: Mart 2009
Fotoğraf: deviantart
Hepimiz benzer şeyleri yaşıyoruz ama en güzel Sen ifade ediyorsun bunu. Bu kelimeyi ne kadar sık duyar oldum bir bilsen. Daha iki gün önce benim için çok çok değerli ve özel bir insandan duydum mesela. Nasılsın? sorusuna bu şekilde cevap vermek mi moda oldu bilmiyorum ki. Anlamıyorum.
YanıtlaSilAh be Evrenim, her satırında ben varım yazdıklarının, sen böyle yazmaya devam edersen ben nasıl unuturum eski sevgiliyi? Nasıl kızmalarım tükenir? Hala inanıyorum iyilik dilediğine hani insanların özünde iyi olması gibi ve hala inanıyorum yarasını sarabileceğime, el bebek gül bebek sevip, gözümden sakınacağıma... Bunların hepsi di'li geçmiş zaman ama çünkü ben sevgiden onun anladığını anlamıyor, onun merak ettiği şekilde merak etmiyorum onu. Kırılan kalpler hakkında hiç konuşmayayım, günayı boynuna...
YanıtlaSilNerede onca sevgi sözü, onca önemseme, değer verme?
Demişsin ya, hayat kendi döngüsünde devam ediyordu ve hiç kimse kendi hataları ile yüzleşmek istemiyordu, aynalara yabancılaşmamayı galibiyet sayan zihniyet, açtığı yaraların her gün kendinde kanadığını anlamıyordu...
Sevgiyi huzura denk düşürme çabalarında tek başına sergilenen çaba açmazken hiçbir kapıyı, açılan başka kapılardan içeri süzülmekten başka çıkar yolu kalmıyordu insan olan insanın...
Fena ettin beni, çok hem de...
Bu muhteşem yazınızı Sezen Aksunun Birarada şarkısı ile okudum hemde dönüp dönüp.Hani sözün bittiği an vardır ya kendinizi bıraktığınız ya da şarkılara sığındığınız an işte şuan öyleyim.Yüreğinize sağlık
YanıtlaSilkendimi buldum satır aralarında... verilen sözlerin unutulduğu bir kalp sanılmıştım zamanında... oysa ararım kelimelerini unutmuyor insan... ya da verilen sözleri. hiç mi hiç unutmuyor.
YanıtlaSil-"ararsın"
YanıtlaSil--"ararsan ararım " demiştim ben de bir seferinde Evren bir daha aramadım aradan sanırım 4 yıl geçti.
nefes almak yaşamak değil derim hep. hele de şimdi nefes bile alamadığımı hissediyorum. yaşamak birinin gözlerine baktığında aynı bakışın derinlerini görebilmekmiş geç olsa da anladım
bu yaşamak, yaşamaya değmiyor der şair yanlış hatırlamıyorsam :)
iyi pazarlar
Bana bi uğra canım.
YanıtlaSilhepimiz kendimizce, dilimiz döndüğünce anlatıyoruz elif, hepsinin lezzeti de bambaşka.
YanıtlaSilsevgili sazan, duygular benzer, ve ben inanıyorum ki her insanın içinde her duygudan var. bazısında biraz fazla diğerinde biraz az. önemli olan galiba, kendimizden ötekilerin duygulşarını anlayabilmek. her sevmenin, her merakın farklı yüzleri olduğunu anlayabilmek. kolay olmasa da, kendi sevme biçimimiz dışında kalan sevme biçimlerini de anlamak ve onlarınkiyle de yetinebilmek.
YanıtlaSilsevgiyi huzura dönüştürmede belki de önemli olan biz deki kağıları da aralayabilmektir.
ben deniyorum, henüz oldu diyemem ama değişimi kendimde fark ediyorum.
büyüdünm mü ne :)
fena olma, fenaetme yüreğini, güzel bir yürek o, hak ettiğini ver ona.
öperim, sevgiyle.
elif gizem, hani denir ya, yok aslında birbirimizden farkımız. hatta bu blogun tanıtım yazısından birinde şöyle demiştim, bazen bizden olduğu için okuruz bir blogu ve bazen bizden olmadığı için.
YanıtlaSilbu da böyle bir durum işte, çokça benden olmuş yazı ve belli ki sendne.
sevgiler...
pazarım güzel geçti pillim, dağların başındaki dumanı aldım, biraz kendimi, biraz yürek sesimi, biraz da aklımı dinledim.
YanıtlaSilher seferinde geç kalmışlıklarımın ya da erken varmışlıklarımın farkına varırım böyle zamanlarda. büyürüm biraz daha. ve aslında; hiçbir şey için geç kalınmadığını ve erken varılamayacağını bir kez daha anlarım.
inanıyorum ki, senin için de doğru zaman buydu pilli.
öperim, sevgiler...
biliyorsun yoktum, bugün öğlen gelir gelmez sana uğradım. az sonra tekrar geleceğim. evde yoksan bile, anahtarın yerini biliyorum. :)
YanıtlaSilsevgili dalgasesleri, 'birarada' şarkısının olduğu albüm benim bir dönemimde epeyce bir yol arkadaşlığı yapmıştı bana. bak dinlememiştim ne zamandır, bugünlerde bir kez daha dinlemeli, eminim farklı lezzetler sunacaktır bana. hatırlatma ve güzel sözler için teşekkürler. sevgiler...
YanıtlaSilBen niye böyleyim işte bak geç kalınmışlık hissi yaratıyor bazı yazıların nasıl atlamışım nasıl okumadan geçmişim ben bu yazını..
YanıtlaSilGeç kalıyorum bu aralar her şeye okuyamıyorum yazamıyorum göç mevsimi galiba içimdeki tüm duygular yer değiştiriyor..
yhu sen aylar önce yazılmış bu yazıyı nasıl buldun asıl, demek ki senin için zamanı şimdiymiş.
YanıtlaSilbazı duyguların göç etmesi iyidir be ateşim. bilirsin ki göçlerin dönüşleri vardır, mevsimini bekler sadece.
Ben sıkıldıkça en çok bunu yaparım senin ,mayanın ve sevdiğim diğer arkadaşların eski yazılarını okurum ve yorum bırakırım :) Hem eğlenceli oluyor hem de muziplik yapıyorum sanki unutulmuş bir şeyi zamanda yeniden buluyorum :)
YanıtlaSil