10 Ocak 2022

Mimoza, Strudel ve Geçmiş Zaman Kelimeleri

Bugün yeni bir gün. Her sabah gibi uyandım, sanki bu sabah biraz daha mızmız mıydım?  Hafta sonu yaptığımız "Evlilik Yıl Dönümü Kütahya Turu" ayrı bir yazı konusu olacak; çünkü, çok özel ve sürprizli bir yolculuk oldu. Bugün "Her Güne Üç Güzel Şey" notu düşen Emekçikız ile aklıma düşen mimoza ve strudel ile çıktığım anılar yolculuğunun beni çıkarttığı kapı önündeyim. Mimoza, eğer bir gün kaleme alabilirsem, ada demek benim için. Ada ve aşk. Belki de gözümün gördüğü ilk "aşk" hali etkilemişti beni, bir gün kaleme alabilirsem, anlatacağım. 

Şimdilik elimizde strudelli yazım var, sindire sindire okuyorum. 2014 yılından bugüne değişmeyen duygumun "sevgi" oluşuna şaşıyorum.  Nasıl da derinden etkilemiş beni, nasıl da bugüne taşımış. Mutlu oluyorum. Günü, yüzümdeki bu ifade ile geçirebilirim. Mızmızlığımdan eser yok şimdi. İçim kıpır kıpır. 



Strudel Gibi Bi'şey


Oysa kimse sevmez bir lokantanın ortasındaki masayı. Gittiğiniz yerlerde dikkat edin ortalar sonradan dolar. Biraz mecburiyetten biraz da bulduğun ile yetinmenden. Tek başınayken daha bir zorlanırsın orta yerde oturup da yemek yemeğe, sanırsın ki herkesin gözü sende. İki kişi daha kolaydır; bakışlar bile vız gelir sana. Zaten gözün karşındakine bakar. Onu dinler kulağın, sesin ona ulaşır bir tek. Fark etmez artık ortada olmak. Sen kıyısındasındır yaşamın.


Yazının devamı için... Strudel Gibi Bi'şey