22 Aralık 2021

En Uzun Gece





21 Aralık üzerine... 

Nedir en uzun gece? Ne zamandır? Bu sorulara uyandım bu sabah. Kendi kişisel tarihimin... "evet canlı bir tarih sayılırım, dile kolay 50'ye kaldı 3-5 ay. Yarım asırlık insanım yahu. Valla tuhaf bir duygu. Sorsan ne ara yaşadım, şöyle bir dönüp baksan neler neler yaşadım."

Bak ya gene cümlenin başı kalmış bir yerlerde, iç ses ele geçirmiş tarihe ışık tutacak yazımın akışını.

Nerede kalmıştık?

Pardon ya hiç başlayamamışım ki ben.

En uzun gece... Düşününce;

Hatırladığım en uzun üç gecemin ikisi; endişeli ve sabaha çıkacak mıyım? sorusu ile geçmişti. Diğeri babamın geçen yıl rahatsızlandığında yaşadığım, endişeli, her şeyi doğru mu yapıyorum ve elbette lütfen bu gece böylece gelip geçsin ve bitsin duygusu ile sarsıldığım anlara götürüyor beni.

İnsan tuhaf, zeytinliği düşünüyordum oysa bu sabah, ağaçları düşünürken, uzayıp giden bir konu düşüverdi orta yere. Zeytinden oraya nasıl geldim dedim. Aslında belki de hep oradaydı, zeytin kaçmaya çalıştığım ara sokak. Gel gör ki mahalle labirent. Dolaşıp dolaşıp aynı yere çıkıyorum. Gibi. 

Nerede kalmıştık?

Pardon başladığımı bitiremeyecek kadar karmaşık zihnimi döktüm masaya. Ben takip edemiyorum, okuyan da takip edemeyecek haliyle. Ünlü bir özdeyişle devam edeyim öyleyse "little little in to the middle", eh bu da böyle bir yazı olacak belli. 

Bak Şaşkın olsa hemen bir açıklama girer, güldürür, düşündürür, ille bağlardı konuyu isabetli bir yere.

Bense geziniyorum, Levent gibi, hikayenin aslını astarını anlayan olmadı. Tarık hikayenin iyi karakteri mi? Belki de kötü?

Şimdi de soru şu?

Mutlak iyilik ve kötülük yoksa, neden bir hikayenin iyi ve kötü karakterleri var, neden iyi polis kötü polis var, neden? Kime göre iyi, neye göre kötü?

Fark ettim ki, -sen ulu kişilik, ilk sen fark ettin zaten- karşıtlık olmadan kavramları bir yere koyamıyor akıl. Güzeli çirkinle tanımlıyor, iyiyi kötüyle.

Uzunu kısayla.

Olacak hissediyorum, uzun gece ile başlayan düşünce yolculuğum kıyıya yanaşıyor.

Kıyı dedim de,

İstanbul güzeldi be! Valla bak. İstanbul bir kere.

Nerede kalmıştık?

Sen nerede kaldın acaba?

Okurken yani, nereye takıldın kaldın?

Ben şu uzun gecelerden birinde kaldım, öyküleştirsem ne güzel olurdu. Belki bir yerde öyküsünü yazmışımdır.

Öykü Tadında yazılar yazmayı özledim.

Geçen denedim, fena da olmadı hani.

Küçük İskender, Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm'de

"Dünyanın en uzun gecesi 21 aralık değil, beni terkettiğin gecedir." der.

Bence de dünyanın en uzun gecesi değildir, 21 Aralık. Hatta bir tarihi de yoktur. Hissi vardır.

En uzun ilişkinin, en uzun günün, en uzun gecenin... Hepsinin sende bıraktığı o "hiç bitmeyecekmiş" hali var ya, o en uzunu yaratan hal...işte bir tek o kalır elde gibi geliyor bana. Çünkü bana gelmesi demek insanlığa gelmesi demek. Genelleme için lütfen bana, güncelleme için daha yukarılara müracaat ediniz. Bu arada sırayı da bozmalayım lütfen.

Ahkama gel. Dur orada. 

En uzun ilişki yıllarla ölçülmez (mesela...)

Sağdan devam et;

En uzun gün saatlerle

Köşede bekle;

En uzun gece dakikalarla, ölçülmez.

Hafif başını sola çevir, şimdi oku bakalım: 

Sende kalanı alır koyarsın tartıya...Kefesi almaz o ayrı. Koyarsın ama. Ağırdır. Duygusu yani. 

Nasıl kestim ahkamı, tam kıvamında. Eee laf ağızdan bir kere çıkar, dedik bir kere, bugün ortaya serpme, azıcık da karışık. 

O duygunun öyle bir yerinde "oh" vardır ki, çıkarken sarsılır bedenin. Oh be "Kurtuldum"dur çünkü. "Bitti'dir" ve belki de en çok "Şükür'dür"

Nefesin değerini öğretir sana. Kıymet bilirsin. Sarılırsın, kendine, sevdiğine, seni o geceden alıp çıkarana. Mucizelere inanırsın. Mucizeler seni ayakta tutmuştur çünkü, bugün buradaysan, sensen, olmuşluğundan memnunsan biraz da böbürleniyorsan, ne güzelim be diye... payı vardır mucizelerin. 

Şimdi yazarken fark ettim ki, bir gecem daha var öyle uzun, ama öyle uzun ki, sabahı yok. Ertesi yok. Öyle uzun ki... 21 Aralık dile gelse, o geceyi anlatır. Ben de uzun muyum be der? Sen bir de Evren'in yaşadığı o geceyi duy, dinle.

Sonra dediğine utanır Aralığın yirmibiri,  çünkü Ahmet'in de, Ayşe'nin de Ali'nin de, Meltem'in de uzun olmuştur geceleri.

Basit bir hesap yapmaya çalışsak. 
Google için basit benim için büyük bilgilere ulaşmak için; soruyu yaz, entere bas: 
Dünya ne zamandır var; 4,5 milyar yıldır.
Bir yılda 365,256 güneş gün var. Hani artık martık oluyor, 4 yılda bir, işte o mevzu.
İlk insan ne ara yaşadı varsayılıyordu sorusunun da cevabını bulalım ve yapıştıralım.
"Dünya'da ilk olarak yaklaşık 50.000 yıl önce gezindiler. Populasyon Referans Bürosu (PRB) tarafından yapılan tahminlere göre, o zamandan beri türümüzün 108 milyardan fazla üyesi doğdu."

Hesaplayabilen varsa beri gelsin. E ortalama 5 en uzun gecesi olsa bir insan evladının... Yok yok bu hesaptan da çıkamam ben.

Şairin de dediği gibi, dünyanın en uzun gecesi 21 aralık değildir, 
devam eder şair "Beni üzdüğün, yorduğun, yıprattığın gecedir." diye. 

Fonda; Mercedes Sosa - Gracias A La Vida

Nasıl da yakışıyor geceye. Çalıyor içli içli. 

Çünkü uzun gecelerde, üzülür insan dünyalar kadar, yorulur kemikleri ağrıyana kadar, yıpratır kendini etleri lime lime oluncaya kadar. Çünkü insan en çok böyle zamanlar hisseder saniyeler de zamana dahildir, kovalamaz yelkovan akrebi, ondan durur saatler gecenin bir vakti. Uzar gece olmaz sabah. 

Eeee nerede kalmıştık?

Aaa hatıralarım sahi: 

Teşekkürler hayat...





Fotoğraf / Berlin, 2021, Holokost Anıtı 

14 yorum:

  1. Merhabalar.
    En uzun gece 21 Aralık değil, sevmediğin insanlarla aynı ortamı paylaştığın gecedir. 21 Aralık'ta ülkemizde en uzun gece ise 15 saat 6 dakika ile Kuzey'deki Sinop'ta yaşanıyor. En kısa gece ise 14 saat ile Güney'deki Hatay'da olacak. 21 Aralık Güney yarımkürede yaz, Kuzey yarımkürede kış başlangıcıdır.

    Sizin de benim gibi "en" takıntınız var demek. En uzun gece, en uzun gündüz, gündüz gece eşitliği vs derken ayın da hareketlerini takip ederim. Bir de on üç katlı bir binanın on üçüncü katında ikamet ediyor olsaydım bana ne vardı!.. Aylar da benimdi, günler de benimdi...

    Fotoğraftaki Berlin'deki anıtla ilgili bazı sorularım olacaktı. İnternetten kendim araştırdım ve "Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı" olduğunu öğrendim. Acaba Almanlar işledikleri bu soykırımından doğan pişmanlıklarını bu anıtla dile getirerek kendilerini affettirebilmişler mi?

    Bu 21 Aralık 2021 Salı gecesi hiç iyi geçmedi. Uyuyamadım. Bu kadar sıkıntı varken, nasıl uyuyacaksın ki? Bir insanın gece rahat bir şekilde deliksiz bir uyku uyuyabilmesi için, huzuru yerinde olmalı. Aksi halde her uykusuz gece, o haftanın, o ayın, ya da o yılın en uzun gecesi olur işte!

    Sizin paylaştıklarınıza pek değinemedim. Geçenlerde de bir blogcu öğretmen kardeşime aynı şeyden bahsettim. Aslında ben buraya sizin bloğunuzu okumaya ve sizin paylaştıklarınızın dışına çıkmadan sadece sizin yazdıklarınız üzerine yorum yazmaya geldim. Ama bakın, en çok sizden değil, benden bahsettim. Zaten bir cenaze evine taziye için giden, gittiği evin acısına değil, kendi acısına ağlarmış. İşte biz blogcuların yaptığının da bundan farkı yok!
    Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Bey,
      ne güzel dile getirmişsiniz. Farklı bir bakış açısı olmuş. Blog yazılarında gündelik telaşlarımızı aktarırken hepimizz galiba sizin gibi yapıyor, yazılan üzerinden kendi derdimize yöneliyoruz. İyi de oluyor bence. Dertler anlata anlata azalırmış.
      Holokost Anıtı'nın müze kısmının daha etkileyici olduğu söylenmişti, ne yazık kı bir pandemiden dolayı gezemedik. Kendilerini affetmekten çok sanki 6 milyon Yahudi'nin sistematik olarak öldürülmesi unutulmasın amaçlanmış gibi geldi bana. 2005 yılında açılmışi büyük tartışmalara neden olmuş, şehrin merkezinde, her açıdan görünebilen, farklı yüksekliklerde 2711 taş bloktan oluşuyor. Bir yazıda eserin sahibinin bunu tasarlarken, çaresizlik, sıkışmışlık, labirent etkisinden dolayı çıkış yok, hissinin orada bulunanlara geçmesini amaçladığını okumuştum. Dıştan içe, alçaktan yükseğe üzeri boya tutmayan bu özel taşlar, bir mezarlık içinde, sukunetle ilerlemenize sebep oluyor kesinlikle. Bir de yaşananlara biraz aşinaysanız, içinizin sıkışmaması mümkün değil kesinlikle. Şimdi düşündüm de, kim bilir ne uzun geceleri olmuştur o insanların, ne uzun günler...
      Günümüzde, instagram fenomenlerinin üzerine uzanıp fotoğraf çektirmesi pek de amacına hizmet etmiyor galiba hissi uyandırdı bende.

      Sil
  2. Selam fotoğrafı tanıdım iki yıl önce Berlin'deydik. Recep Bey'în yorumundan tarihi öğrendik. En uzun gece insana sabahın zor olduğu gecedir evet bazılarına bazı geceler çok uzun bazılarına çok kısadır. Yeni yılınız kutlu olsun. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz Berlin'i çok sevdik. Biraz İstanbul gibi. Kaotik, ama gene de büyük şehirler içinde sevdiklerim listesine eklendi. Umarım 2022 daha güzel bir yıl olur parıldayan çiçek. Sevgiler.

      Sil
  3. neden bilmem uzun günler daha çok yorar beni:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir de bitmeyen günler var değil mi Ahmet, ne yorucudurlar, insan yorgunluğundan dalamaz uykuya, gece uzar bir de üzerine.

      Sil
  4. Muhteşem irdelemelerden oluşmuş muhteşem bir döküm.
    Okuduklarımdan sonra anladım ki istesen devamı niteliğinde yüzlerce sayfa daha yazabilirsin. ''En Uzun Gece'' isminde olağanüstü bir roman çıkar ortaya. Çok ciddiyim.
    Sahi bende de var birkaç en uzun gece. Biri babamın yoğun bakımdaki son gecesi mesela :(((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah sevgili Zeugma, herkesin uzun geceleri roman olur eminim. Uzun geceler büyütür bir de insanı, olgunlaştırır, yüzleştirir kendisiyle.
      Başın sağ olsun. Yattığı yerde çiçekler açsın.

      Sil
  5. Ee, bu yorumum hemen yayına girdi, az önceki onaya alınmıştı???

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben güncel yorumları bile takip edemediğim için, hatırlatıcı olsun diye, onay koymuştum. Ondandır.

      Sil
  6. iskender, sousa, bilincin akmış :) en uzun geceler üç taneydi galiba, onlar zorlu gecelermiş gibi sanki :) ama ordan burdan hatıralara dalmışsın, keyifliydi :)

    YanıtlaSil
  7. Teşekkürler deeptone, ben gerçekle kurguyu karıştırmayı seviyorum. Gezi yazılarım hariç, çoğu etiket karmadır bu nedenle. Genel olarak şuna inanırım, zor geçen anlar uzar, doğası gereği.

    YanıtlaSil

An'a kazınandır senden bana kalan...
ANLAMLIDIR...

Teşekkür ederim sımsıcak yürekten bir tebessümle...