30 Aralık 2021

Güzel Dilekler, İyi Niyetler

Bir kaç zamandır, olumlu düşünmenin üzerimdeki etkilerini gözlemliyorum. İyi niyetlerle döşenen yollardaki mayınları temizlemek kolay olmuyor. 49 yılın alışkanlıkları öyle bir günde falan silinmiyor. Anı yaşamak da denildiği kadar kolay değil.

Blog yazdığım o yoğun yazma, içini akıtma, içini dışarı çıkarma, içi dışı bir günlerden sonraya denk gelir, "instagram" ile tanışıklığım. Fotoğraf tutkuma eklenen kısa cümlelerle, zaman zaman yazdığım "evrence karalamalar" ile bloga olan özlemim kısmen törpülenmiş olsa gerek ki, uzun zaman bakmadım "Evrenin Dünyası'na". Zaten belli bir tuş sayısı ile nispeten "ciddi" mecra kuşum "twitter" da gündem takip ettiğim bir sanal alan olarak kaldı hayatımda. 

Günlük tutmayı becerebilen insanlardan değilim. Öyle düzenli okuma, yazma, izleme ritüelim falan da yok. Denk gelir, okurum günlerce, aylarca, kitaplarca, denk gelir yazarım bloglarca, sayfalarca, denk gelir izlerim, saatlerce, bölümlerce. Bu aralar yazasım var. Akıyor gürül gürül klavyem. Hiç bir şey seyredemiyorum mesela. Okumak da sancılı bir "kıracaksın şeytanın bacağını", " işte bu kitap o kitap" nidalarıyla, günde 30 sayfa boyu ilerlemiyor. Ne zaman seyretmeye ya da okumaya niyetlensem, bir iç sıkıntısı, bir kafada planlar, akla hayale gelmeyecek iş listeleri, uzun zamandır aranmayan kişilere, "alo" deme isteği. 

Bak bu aralar kendime bile fazla geldiğim bir durum var ki; "konuşmak", yeminle benim diyen dinleyicinin içi daralır. Benim kendimden içimin daraldığı oluyor. Bak ya acaba bu yüzden mi yazıyorum ben gene. 

İnsta enteresan bir yer, öyleymiş hayatlar, böyleymiş güzelliklerle bezenmiş bir "sanal" dünyada kendini o dünyaya kaptırıp neden okunmuyorum, neden okunuyorum diye kafayı sıyırma noktasına gelenler mi ararsın, ara ara o "sanallık"tan bunalıp gerçek hayatına dönüş yapıp, orada barınamayıp yeniden "mış" hayatına dönenler, bunu hayatının itirafı olarak, salya sümük anlatanlar mı ya da ne bileyim, her anını ama her anını "story" yapıp, birileri hayatı ile ilgili bir şey söyleyince, kim oluyorsunuz da siz benim hayatıma laf söylüyorsunuz, benim özelim bana, siz karışamazsınız diye çemkiren ama özeli dediğini bile an be an "sanal"da yaşayanlar mı?

Galiba becerebilene, dozunu tutturabilene her "sanal" ortam güzellikler sunuyor. Biraz da ilgi alanının ne olduğu önem arz etmiyor değil. Herkes de "Meydan Larousse" meraklısı olmak zorunda değil. "Hey" dergisi hastası, "Müge Anlı" heyecanlısı, "Siyaset Meydanı" müptelası da olacak ki çeşitlilik artsın. Valla ben inanıyorum nerde çokluk, orada bereket.

Şu güzel ömrümün, şu fani dünyada geçirdiği 49 yılı geride bırakırken, üstelik 50'ye dayadığım merdivenle bu yılı karşılıyorken, kendime verdiğim sözüm falan yok. Tutmuyorum çünkü, çok denedim, çok yanıldım. Gene deneyip gene yanılsam da olur aslında. Galiba bu hayatta becerdiğim şeylerden biri haline geldi "kabullenmek". Mesela reçel pişirmeyi beceremiyorum, aldım koydum bu yanımı bir kenara. Çok denedim, çok şerbet, çok kaya, çok balçık yaptım ama reçeli yapamadım. Baktım olmuyor, yemeği de bıraktım. Anacığım yaparsa ne ala. Bak o zaman ağız dolusu yer, son lokmasına kadar keyfini çıkarırım. Bir diğer şey "asla" dememeyi öğrendim galiba. 

Asla yapmaz, asla seyretmem, asla gitmem, asla dokunmam... Hayat bu! Öyle bir "yedirir ki" o "asla"yı diyene, o masadan kalkamaz bir süre. 

Pandeminin yarattığı hezeyanları bir yana bırakıp, üstelik 2021 yılı başında Corona atlatmış insanlar olarak, 2022den de kendimizden de büyük beklentilerimiz yok. Mavişi tam zamanında ve severek aldık ki hayatımıza, galiba en çok minnet bu anlamda kendimize. Kesinlikle, hayata baktığımız yeri daha çok sevmemizi sağladı. 

Her daim sağlıklı olmayı öncelikleyerek, daha çok doğada olabilmeyi, daha çok çiçek görmeyi, kuş sesi dinlemeyi, ağaçlara daha çok sarılabilmeyi, yeni yerlere, göklere, denizlere, göllere uyanabilmeyi, haliyle gezmeyi, kediye, köpeğe, insana, yaşlıya, gence daha umutlu günler, yarınlar sunacak bir ülkeye hızla ve daha fazla vakit kaybetmeden dönüşebilmeyi umuyorum. 

Umarım ve diliyorum ki, iyisiyle, güzeliyle, acısıyla, tatlısıyla, 2022'de de iki kelam edecek nefesimiz, insanımız, neşemiz, sağlığımız, bunları yapacak paramız olur. 



Sevgiyle, inançla, aşkla... Hoşgel 2022.





10 yorum:

  1. Aşk kadınım benim, gönlün kadar güzel olsun 2022 daha ne <3 <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle olsun tabi. Zengin bir gönlümüz kaldı zaten 🥰 sarıldım.

      Sil
    2. Ama çok fazla ara vermiştin. Demek ki birikim yapmış bir şekilde. İyi ki sıklıkla yazıyorsun artık. Ohh, mis gibi desene. Aksın gürül gürül klavyen. Yetişemeyelim hızına:) Bunları okumak da sevinç vesilesi.
      Hoş gelsin 2022. Önce sağlıkla elbette. Mutlu yıllar...💐🎅

      Sil
    3. Mutlu yıllar Zeugma. Belki yeni yılda yeniden kal gelir :)))

      Sil
    4. Soru işareti nereye bilemedim 🤔

      Sil
  2. kendine fazla mı geliyon, nasıl oluyo ki bu acaba :) iyi yıllar o zamansa, bol gezi bol güzel yemek ve bol kitap dilerim. bu üçü benim de en sevdiğim üç şey, yemek ye kitap oku ve gez, işte dolce vita :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Demek ki sen kendine fazla gelmemişsin deeptone. İyi bi şey değil ama emin ol :) iyi yıllar olsun, biraz tüm bunları yapacak yeter para da dilesek fena olmayacak gibi :))

      Sil
  3. "Ben hiç ... yapamıyorum" diyenlerden korkacaksın, diye düşünürüm. Çünkü, bir gün gelir bir şey değişiverir, belki bir el veren olur ve o "..." pek de güzel yapılabilinmeye başlanır.
    Öyle bir güzel sene olsun madem. Sevgiler çok :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok yok ekmekçikız, valla 50 yaşında öğrendim ki bazen zorlamamak lazım. "Asla" demiyorum ama kolay kolay denemem gibi :) Öyle güzel olsun ki, dertler küçük küçük aşılabilir olsun, kahkahalar büyük büyük paylaşılabilir olsun. Sevgiler...

      Sil

An'a kazınandır senden bana kalan...
ANLAMLIDIR...

Teşekkür ederim sımsıcak yürekten bir tebessümle...