19 Ocak 2022

Büyülü Gökkuşağı

Dokuz zaman önce, bir niyetle çıkılan yolculuğun, sevgi ile donatılmış yollarında, dikenler de vardı elbet. Üstelik toyduk, oyunbaz çakıl taşlarının yolculuğumuza engel olmasına izin veriyorduk. Öyle ki, bazılarını ceplerimize doldurup, olur olmaz zamanlarda önümüze önümüze atıyorduk ki bir kez daha takılıp, bir kez daha düşelim. Sonra ne mi oldu? 

Büyüdük!

Üç zaman sonraya denk gelir büyümenin ilk sancılarını için için çekmemiz. Nefaseti kendinden oluşumuzu bu pişme halimize bağlıyorum. Masaya konmadan önceki zamanlara dair kısa bir özet geçmek gerekirse; diş ağrısından hallice, can kesiğinden ince bir sızı, kaplanmadan önce öfkenin çirkin yüzüyle, limon, tuz ve sirkeyi de  alıp yanlarına koştular birbirlerine. Öfke ve mutsuzluk, öfke ve sancı, öfke ve hüzün; düşman kardeşlerdir özünde.  Onlar şarkıyla, anıyla, bir resim, bazen bir sözcükle, aslında sinsi zihinle bir olup, o cepteki taşları da avucumuzun içine yerleştirdiler çaktırmadan, ağırlığınca göz yaşımız aksın, durmadan ve durdurulamadan ağlayalım istediler ki karışsın kanla nehir birbirine. Biz geçtik o nehirden, bazen ben şarkı oldum, o limon, bazen o resim oldu ben tuz. Kan revan içinde düştük gönlümüzün derdine*. Sonra ne mi oldu?

Büyülendik!

Birlikte yaşamak, büyümektir yek diğerinde, büyülenmektir onun yüreğindeki sevgiyle dedi bir filmin bir sahnesinde kahramanın biri diğerine. Eğer iki insan izin verirse topraklarındaki tohumlara, bir gün bir bakmışsın, tarlanda taşlar yerine otlar, ağaçlar ve türlü çeşit çiçekler olur, börtü böcekler ve kelebekler diye devam etti. Fuayeye çıkmadan hemen önce göz göze geldik, zihin boş durur mu, ister istemez cebimize gitti ellerimiz,  çakıl bile kalmamış, kum tanesi ve hatta tozun zerresi ceplerimizde. Zihnimiz eninde sonunda yenik düşmüştü yüreklerimize. İkimiz de oracıkta, mısır patlağı kokusunda, loş fuaye ışıkları altında, büyürken aldığımız bütün yaralardan kalan izleri teker teker alıp çiçek tacı yaptık gözlerimize. Her bakışımız kelebeklerle bezenmiş sonsuz kırlar gibiydi, gülüşlerimiz güneş. Zamanla çocuklar oyunlar oynadı, kuzular me'ledi, bir yavru tilki, bir tavşanla arkadaş oldu sabah erkeninde. Yedi zaman sonraya gelir ilk çiçek açışımız. Ben frezya gibiydim beyaz, o bir lisyantus inadına tül pembe. Sonra ne mi oldu?

Filmin ikinci yarısı başladı. Kız oğlana sarıldı. Oğlan hüngür hüngür ağladı kızın kollarında, mutluluk dedi, birlikte büyümek, büyülenmektir bence. Işıklar yandı. Alkış, kıyamet koptu bir anda. Güvercinler havalandı ve pan flütlerin sesi duyuldu uzaklardaki köylerden. Ağladık, mutluluk gözyaşı ılık olur, oluk oluk akar insanın yüreğine, bizimki de aktı, sevgimiz daha da büyüdü, gökkuşağı oldu. Sonrası hep bir iyilik, hep bir güzellik oldu sadece. Üç elma düştü göklerden, biri anlatana, biri okuyana, biri de gökkuşağını görüp mutlu olanın başına. 


 



* Cem Adrian'dan dinlemek isteyen olursa... 


14 yorum:

  1. ne kadar güzel yazmışsınız. ben yaşamışım gibi mutluluk doldu içim. mutluluğunuz, coşkunuz daim olsun. nice yıllar birlikte olun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Şule, bu öykü tadında bir yazı aslında, bizi anlatmıyor ama mutlaka doneler vardır içinde. "Yolda İki Yolcu Olmak" yazısı bizim hikayemiz, okumuş muydun?

      Sil
  2. güzel benzetmeler vardı, öyküleme tadında bir düzyazı olmuş:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Ahmet Ozan. Bazen çıkıyor öykü tadında yazılar.

      Sil
  3. Merhabalar.
    Toyduk, büyüdük, büyülendik ve filmin ikinci yarısında birlikte büyümek ve büyülenmek...

    Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Söz konusu paylaşımınızı pan flüt eşliğindeki o güzel müzik eşliğinde okumak ayrı bir güzeldi. Anlatamam...
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Recep bey. Bazen denk geliyor akıyor kelimeler.

      Sil
  4. Şu güzel anlatımın üstüne söz bitti bende. Tek kelime yazarsam bozulacak sanki.
    Çünkü... Büyülendim...
    Andre Rieu hayranıyım bu arada. Müzikle de birleşti, sonuç efsane!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü sen gökkuşağı görenlerdensin. 😘

      Sil
  5. eee, sonra, öyle mi yaşamışlar :)

    YanıtlaSil
  6. Büyük ihtimal deeptone, baksana "sonrası hep bir iyilik, hep bir güzellik oldu sadece" :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. okudum zaten, yani şey demek istiyorum, blogunu unutmayasın, devamını da yazasın anlamında :)

      Sil
    2. Ah sevgili deeptone... unutmuşum gibi değil mi? Yazsam diyorum da periler gene yok gene yok :))

      Sil
    3. Birini paçasından yakaladım galiba :))

      Sil

An'a kazınandır senden bana kalan...
ANLAMLIDIR...

Teşekkür ederim sımsıcak yürekten bir tebessümle...