Bir deneme daha! Sabah rutini oluşturabilirsem belki yazmak yeniden vücut bulur kalemimde. Önce günlük rutinleri yazmalıyım. İşin büyük bir kısmını böylece halledebilirim. Belki???
Sonrası... İyi de ben neden yazıyorum? Ne oluyor da yazıyorum. Nasıl yazmayı seviyorum. Cevap basit, tek. Ben kurgu yazmayı seviyorum. Bir duygudan yola çıkmalıyım, bir kelime beni alıp götürmeli, okuduğum bir haberin sarsıntısı ile almalıyım kalemi elime. Yo dostum yo, günlük rutini yazmak bana göre değil. Hem sormazlar mı adama "sen ne zaman günlük tuttun" Hem, ya unutmak istediklerim olursa. Kurgu olunca gerçek arada kaynıyor. İyi de oluyor. Ben bile unutabilirim zamanla neresi gerçek nerede başladım kurmaya.
Gerçek dedim de, bu ara rüyalarım yoğun, karmaşık, saçma. Unutuyorum üstelik. Rüya yorumcusu ustama, hemşireme anlatacağım diye, rüyamda bile söylüyorum, unutma! Gel gör uyanır uyanmaz kafa sisli Londra. Gerçekle rüyanın ne mi alakası var, habercidir rüyalar çoğunlukla. Seni sana anlatır.
Ben günlüğe döneyim; sevgili günlük, bu sabah Mezdeke ile uyandım. Kafada Mezdeke çalıyor, gümbür gümdür. Nasıl bir kıvırtmak. Açtım Gonca Vuslateri seyrettim. İnstası olan buyursun buradan yol alsın. Hayatta eğlenmeyi, kendini güldürmeyi bilmek ne güzel bir özellik. Tabi enerjin de olacak, ben hala yataktayım, miskinlik yapasım var. Hazır öğlene kadar kafa tatili.
Koltuk bekliyorum aslında. 1 ay önce anacağızım ve babacağızım aldı. 2 -3 gün önce telefon numarasını bulmak için girdiğim sitede bir de ne göreyim; koltuğun fiyatı %50 artmış. Aynı gün öğleden sonra; tuvalet kağıdı almaya gittiğimde fark ettim "selpak" 132 lira. Biri ahkam kesmiş. Kağıt maliyetinin arttığını tuvalet kağıdı ile anlayanlar neresi ile yaşıyor belli oldu diye. Bak bak sen!
5-6 yıl önceydi. Fiyatlar kabul edilebilir olmalı ki, ortalıkta tuvalet kağıdı tartışmaları henüz yoktu. İşten eve dönerken uğradığım mahalle marketindeki kızlara laf attım. Neşem yerinde, keyfim bomba. Sevgili günlük bilirsin ki, bu hallerim tadından yenmez, öyle şeker, öyle bal kaymak.
Yaşlı bir çift ilişti gözüme, eline aldığı ay çiçeği yağı tenekesini eşine uzatıp baya artmış fiyatı, almasak mı dedi. Adam başı önde mahcup, sen 1 litre al gene de yemek neyle pişecek dedi. Eve geldim. Annemle konuşurken, kalbimin ne kadar sıkışık olduğunu anlattım. Bu ülkede insanlar uzun zamandır çok zorlanarak yaşıyor, yaşıyoruz. Yaşam pratiğinde, günlük koşturmacada fark etmesek, üstünde durmasak da, dayatılan yaşam formlarına evriliyoruz, orada kendimize hayat üçgeni buluyor, aldığımız nefese şükür ediyoruz.
İyi şeylerin sayısı 1, kötü şeylerin sayısı 100. Bu maç hep benzer bir skorla bitiyor. Lig desen kurtlar sofrası. Hep bir yalan dolan, kandırmaca, algı oyunları. Pandeminin yarattığı kaos da, maç biterken hakemin 5 dakika daha uzatma vermesi gibi. Yediğimiz gol yetmemiş gibi bir de penaltı yiyoruz. Üstelik takım 10 kişi kaldı iyi mi? Günlük, fark ettin mi futbol lügatim 101 Giriş dersini vermiş bir öğrenci düzeyinde, sen bir de koltukları düşün, yeni çırpılmış yün gibiyim.
Siri mi edinsem bir adet, bari arada cevap verir. Günlük dedik, kapına dayandık, ağladık, sızladık, tık yok. Siri olsa, fıkra anlatırdı.
Ben yarın gene deneyeyim, olmuyor, peri ile bir araya gelecek ortamlar doğmuyor. Azmin elinden... Neyse günlük senin de terbiyeni bozmayayım, benden bu kadar. Sevgili günlük, umarım uzun bir süre görüşmeyiz. Hem itiraf etmeliyim ki, peri senden daha matrak.
9.12.2021 / Bursa / İş yeri / Fotoğraf: 2018 Zürih / Çünkü bu bilgisayarda bir tek o yıldan kalan üç beş foto var.
çok eğlenceliydi, şirindi bu günlüğün, her şeyden bir şey vardı :)
YanıtlaSilKendimle didişiyorum yazmak için. Oyuna da katıldım. Kelimelerden yola çıkarsam belki akar dedim. Aktı sanki :)
YanıtlaSil