Kelimeler yeni anlamlar buldukça, zaman çoğalıyordu. Sabahları beraber uyanır, beraber günü selamlar, günü çoğaltır, akşam üzerine kadar zor sabreder ve geceyi yarısından sonrasında ancak sonlandırırdık. Bir gece hiç unutmam, bir şarkıyı defalarca arka arkaya dinlemiştik. O kendi yatağındaydı, ben onun yanında uzanmıştm. Ya da, ben L koltuğuma uzanmıştım, o sallanan koltukta oturmuştu ve sohbet ediyorduk. Öyle gerçektiki içimdeki hisler, biliyorum çok klasik olacak ama ancak kelebeklerin kanat çırpmaları ile anlatılırdı. Gece hiç bitmesin istiyordum ve sabah olunca gece hiç olmasın... Ya da şöyle diyeyim, daha doğru olacak, yaşadığım her dakikanın daha çok farkındaydım, midemdeki kasılmaların mesela. Yüzümdeki gülümsemenin...
Bulutlar iyice yükseldi, şaşkınlıklar da öyle. Üç kadın, tarifsiz bir büyü ile çevrelenmiş gibi, düş bir geceyi uzatıyorlardı, ucu sabahın ilk ışıklarına değer de kendi gerçekliklerine tebessüm eden bir rüyadan uyanırlar diye umuyorlardı. Dev bir sinema perdesinden seyrediyorlardı sanki düş bir aşkın gerçek hikayesini, büyülenmişlerdi.
Anlatıcı, o zamanlara giden yüreği, ki hafızası var mıydı gerçekten yüreğinin, kaleme aldığı o uzun mektubun satır aralarında dolaştı. Bir kaç satırı onlarla paylaşmakta bir sakınca olmadığına karar verdiğinde, dökülüverdi kelimeler ister istemez kendi ağırlığınca...
Uyanmak istemediğim bir düşle,hiç uykuya dalmak istemediğim bir gerçekliğin ortasında, tutkuyu yaşadım ben...
İlkti...
Onca yaşanmışlığın üzerine...
Güzeldi...
Kadınlar, masadaki tabakları aldılar, birer bira daha açtılar. Hava iyiden iyiye soğumuştu ve neredeyse saat oniki olmuştu. Evli olan kocasını, bekar olan oğlunu arayıp gelmek üzere olduklarını haber verdi. Gözü yaşlı olan, bana kalsa sabaha kadar oturur dinlerdim ama, deyip gözlerini devirdi diğerine doğru. Diğeri güldü, sence bu hikaye bitecek gibi mi?
Yola koyulan arkadaşlarını balkondan uğurladı. Uzun zamandır yapmadığı bir şeyi yapıp, duvardaki rafın üzerinde bulunan ahşap kutudan bir sigara paketi çıkarttı. Balkona oturduğunda serinleyen havanın da etkisinden olsa gerek, omuzlarına ince bir şal aldı. Masayı, o geceki gibi, hani az sonra yağmur bastıracakmış gibi, iyice kapı tarafına yaklaştırdı. Sigarasını yaktı ve gökyüzüne baktı.
Yıldızların neden o gece o kadar ağladığını bir türlü anlayamadı. Ayın neden utancından bulutların arkasına saklandığını ve neden bir baykuşun, bir kargayla kavgaya tutuştuğunu ve neden hayat kadınlarının bu gece o köşede beklemediğini ve neden bulutların pembeleştiğini anlamadı. Sigarasından bir nefes aldı, derin, dumanlı... Gözlerini kapadı. Adamı düşünen kendini sevdi. Onu düşünürken, anlatırken ve yazarken ne kadar da güzelleşiyordu. Bir de yaşasam dedi. Bir de yaşasaydım... Ne kadar olmuştu ayrılalı, bir yıl, belki iki. Saymayı bırakmıştı. Saymayı unutmuştu hatta. Mumları üfledi ve söndürdü yüreğindeki yangını bir damla gözyaşıyla. Yatağına yol alırken, 'iyi geceler' dedi, adamın 'iyi geceler kocaman yüreklim' deyişine belki de yıllar sonra ilk defa sessizce karşılık vermişti.
Bu ara seni okumak, bana iyi şeyler yaptırmıyor, hatta kafa göz yardırıyor.
YanıtlaSilYüreğini çok seviyorum, iyi kal...
yüreğinden gördüğün içindir sazanım, öperim güzel yüreğini.
YanıtlaSilkafa göz yarmak falan yok ama, rica ederim. :)
Ne zaman çiçekli ve gülümseyen yazılar yazacaksın "aşk kadını"ne zaman?Hüzünlere ve ayrılıklara kara bir çarpı çekiyorum buradan.Ve seni kucaklıyorum. sevgilerimle.
YanıtlaSilyaşıyorum ben o çiçekli ve gülümseyen zamanları tontinim. kalemimden damlayan hep hüzün farkındayım, sıkıcı oluyorum ama başka türlüsü çıkmıyor işte kelimelerimden.
YanıtlaSilbilsen ki kucaklaman beni şimdi, şu saatte, balkonda otururken ve şükrederken varlığına hayatımdaki bir çok şeyin, nasıl da iyi geldi...
iyi ki varsın, kesişti yüreklerimiz iyi ki...
o güzel yüreğinle yine beni benden aldın canım, kalemine sağlık :) sevgiler..
YanıtlaSilo senin güzel gören yüreğindir de ondan nilaycım. öpüyorum. sevgiler benden sana.
YanıtlaSilsen hep yaz sevgili Evren... ve ben hep, yazamadıklarımı yazmışım gibi okuyayım!..
YanıtlaSilah hasret senfonileri, içimden taşanları yazmaya kalksam, becerebilir miyim ki. bütün yazdıklarım sanki kısır bir döngü... yüreklendiriyorsun beni teşekkür ederim.
YanıtlaSil